DOLAR 32,3890 0.21%
EURO 35,0619 -0.09%
ALTIN 2.324,800,24
BIST 9.142,400,69%
BITCOIN 2268902-1,63%
Edirne
22°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

29 Ocakları unutmadılar

29 Ocakları unutmadılar

ABONE OL
30 Ocak 2020 14:51
29 Ocakları unutmadılar
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Yunanistan’da, başta Türk kimliğin inkârı olmak üzere, uluslararası anlaşmalarla kazanılmış Azınlık Haklarının verilmemesine tepki göstermek ve haksızlıklara karşı topluca sesini duyurmak için ilk olarak 29 Ocak 1988, daha sonra da 29 Ocak 1990 yıllarında sokaklara dökülen Batı Trakya Müslüman Türkleri, milli direnişin simgesi 29 Ocakları düzenlenen etkinlikle andı.

Milli kimlik ve azınlık hakları için toplumsal dayanışma örneği sergilenerek milli direnişin tarihe yazıldığı 29 Ocaklar, Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu (BTTADK) tarafından Gümülcine’de bir otelde düzenlenen etkinlikte bir kez daha anıldı.

Batı Trakya Türk Azınlığı’nın 29 Ocak Toplumsal Dayanışma ve Milli Direniş Günü sebebiyle 29 Ocak 2020 Çarşamba günü “Dünden Bugüne Batı Trakya’da Türk Varlığı ve 29 Ocaklar” başlığı altında düzenlenen etkinliğe Batı Trakya’nın her bölgesinden soydaşlar katıldı.

Çarşamba akşamı 18.30’da gerçekleşen etkinlik, 29 Ocaklar’da yaşanan olaylara ilişkin videonun gösterimiyle başladı. Daha sonra Danışma Kurulu Başkanı ve Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif yaptığı açılış konuşmasında 29 Ocaklar’da yaşananlarla ilgili anılarını katılımcılarla paylaştı.

İbrahim Şerif konuşmasında cunta dönemi sonrası bu günlere nasıl gelindiğini, 1970’li yıllara gelindiğinde Türk Azınlığın getto hayatı yaşadığını, Azınlığın bir çok haklardan mahrum kaldığını ifade etti. Bu yıllardan sonra Azınlığın çilesinin her geçen gün arttığını ve özellikle eğitim alanında ciddi sıkıntılar yaşandığını ifade eden Şerif, sonraki yıllarda bazı Azınlık derneklerinin kapatıldığını dile getirdi. Yaşanan bu olaylar ve baskılar neticesinde 29 Ocaklara gelindiğini kaydeden Şerif, “Azınlığımızın kemiğine dayanan bıçak misali 29 ocak olayları yaşandı” ifadelerini kullandı.

Ardından moderatörlüğünü Gazeteci Hülya Emin’in yaptığı ve 29 Ocakların konuşulduğu oturumun ilk bölümü başladı. İlk oturumda İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünden Uzman Tarihçi Özer Hatip, Yüksek Tahsilliler (BTAYTD) Başkanı Dr. Hüseyin Baltacı ve BAKEŞ Genel Müdürü Dr. Pervin Hayrullah konuşma yaparak 29 Ocaklara ilişkin düşüncelerini katılımcılarla paylaştılar, sorulan soruları yanıtladılar.

Birinci oturumda ilk olarak söz alan İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nden Uzman Tarihçi Özer Hatip, 1980’li yıllara gelindiğinde özellikle eğitim sorunu ve etnik kimliğinin inkarının Azınlığın en can sıkıcı noktası olduğunu vurguladı. 1988 tarihinin Batı Trakya Türklerinin gurur duyması gereken bir tarih olduğunun altını çizen Hatip, “Batı Trakya Türk toplumu köklü ve siyasi bir tarihe sahiptir. Azınlık hiç bir zaman demokratik teamüllerin dışına çıkmamıştır. Azınlık son derece demokratik bir mücadele vermiştir. Gelinen nokta Azınlığın ötekileştirilmesinden ortaya çıkmıştır” diye konuştu.

Daha sonra BTAYTD Başkanı Hüseyin Baltacı söz aldı. O tarihlerde yaşadıkları anlardan örnekler veren Baltacı, “29 Ocak Azınlığımız için bir dönüm noktasıdır. Belki dönem değişti, ama baskılar hala devam ediyor. 29 Ocak olayları bu aşkımızı ve bu mücadele azmimizi bugüne kadar canlı tuttu, bugün de canlı tutmaya devam ediyor” görüşlerine yer verdi.

Birinci oturumda son olarak söz alan BAKEŞ Genel Müdürü Pervin Hayrullah Yunanistan’da Türk varlığının tarihi bir gerçeklik olduğunu ve bunu hiç kimsenin reddedemeyeceğini belirtti. Batı Trakya’da Türk kimliğini tartışmaya açmanın tamamen güdümlü bir siyasi manevra olduğunu ifade eden Hayrullah, kişinin kendi kimliğini belirlemesinin en temel insan hakkı olduğunu ifade etti. 29 Ocaklar’ın Batı Trakya Türklerinin uyanışı olduğunu söyleyen Pervin Hayrullah, “Batı Trakya Türkleri, Yunanistan için bir zenginliktir.” dedi. Hayrullah konuşmasının devamında, 29 Ocak olaylarının uluslararası basında ne şekilde yer aldığını, alıntılar yaparak aktardı ve özellikle Azınlığın bu yaşanan olaylara bakış açısını değerlendirdi. Son olarak Hayrullah, Hayrullah: “29 Ocak gerçekliği Azınlığa bilimsel veri ve gerçekliğiyle aktarılmalıdır” ifadelerini kullandı.

Oturumun ikinci bölümünde, etkinliğe İzmir’den katılan İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Turan Gökçe, Batı Trakyalı soydaşlara konuşma yaptı.

Prof. Dr. Gökçe, konuşmasının ilk bölümünde 29 Ocaklara ilişkin düşüncelerini paylaştı ve önceki konuşmacıların dile getirdiği bazı noktaları değerlendirdikten sonra Batı Trakya bölgesinde ve Balkanlarda Türk varlığının tarihçesine değinerek katılımcıları detaylı bir şekilde bilgilendirdi.

“29 Ocak Batı Trakya Türklüğü’nün direniş günüdür varlık mücadelesi günüdür” diyen Gökçe sözlerine şöyle devam etti: “Bu tarih Batı Trakya Türklüğü açısından bıçağın kemiğe dayandığı gündür. 29 Ocak sadece yaşanan bir vaka değil, bir direniş değil, aynı zamanda bir ruhtur. Batı Trakya Türk’ü bu ruhuyla bir bakıma gelecekteki varlığını garanti altına almış oldu. Dün olduğu gibi, bugün de, yarın da aynı ruhla bu topraklarda tutunacak ve yaşayacaktır. Kendi kimliğiyle kendi değerleriyle bu varlığını devam ettirecektir. 29 Ocaklarda da bu ruh ortaya konuldu. 1988’de yaşananlar 1990’da maruz kalınan şiddet olaylarına karşı koyulan tavırlarıyla birlikte 29 Ocak ruhunu perçinlediler. Batı Trakya Türkleri 29 Ocakla birlikte bu topraklarda varlığını ve her türlü mücadeleye girebileceğinin kararlılığını ortaya koymuştur.” ifadelerine yer verdi.

Konuşmacıların ardından programın sonunda İskeçe Müftüsü Ahmet Mete söz alarak soydaşları selamladı ve katılımcılara 29 Ocaklar ile ilgili düşüncelerini paylaştı. Mete konuşmasında, “29 Ocakların ruhunu kaybetmemek aksine yaşamak gerekir. Rabbim inşallah bizlere devletimizle beraber gönül birliği nasip eylesin.” ifadelerine yer verdi.

Programın sonunda anavatan Türkiye’den etkinliğe konuşmacı olarak katılan İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Turan Gökçe ve Batı Trakyalı olan İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünden Uzman Tarihçi Özer Hatip’e Danışma Kurulu Başkanı ve Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif hediye takdim etti.

Etkinliğe Türkiye Cumhuriyet Gümülcine Başkonsolosu Murat Ömeroğlu, Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı ve Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif, Dostluk Eşitlik Barış Partisi Genel Başkanı Çiğdem Asafoğlu, İskeçe Müftüsü Ahmet Mete, KİNAL Partisi İskeçe Milletvekili Burhan Baran, Kozlukebir Belediye Başkanı Rıdvan Ahmet, Yassıköy Belediye Başkanı Önder Mümin, Mustafçova Belediye Başkanı Rıdvan Deli Hüseyin, ÇINAR Derneği Başkanı Cengiz Ömer,  Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği Başkanı Aydın Ahmet, BAKEŞ Başkanı Hüseyin Bostancı ve Genel Müdürü Pervin Hayrullah, Gümülcine Türk Gençler Birliği Başkanı Sedat Hasan, BİHLİMDER Başkanı Mehmet Emin Ahmet, Güney Meriç Eğitim Kültür Derneği Başkanı Bekir Mustafaoğlu, Batı Trakya Camileri Din Görevlileri Derneği Başkanı Sadık Sadık, Doğu Makedonya Trakya Eyalet Başkan Yardımcısı Ahmet İbram, meclis üyeleri Tarkan Multaza ve Cihan İmamoğlu ve Batı Trakya’nın her bölgesinden soydaşlar katıldı.

“29 OCAK’LAR: BATI TRAKYA TÜRKLERİNİN MİLLİ DİRENİŞ DESTANI”

Batı Trakya Türk Azınlığı, 29 Ocak 1988 tarihinde, Yunan devletinin milli kimliği inkâr etmesine, antidemokratik uygulamalara, sindirme ve asimile etme politikalarına dur demek için binlerce kişiyle sokaklara dökülmüş ve sesini tüm dünyaya haykırarak “Milli Direniş” destanını yazmıştır.

“29 OCAK 1988: AZINLIĞIN TARİHE YAZDIĞI MİLLİ DİRENİŞ SÜRECİNDE YAŞANANLAR”

Batı Trakya’da binlerce Türk’ün 29 Ocak 1988 yılında Milli Direnişe geçerek Yunan devletinin baskıları ve uygulamalarını bütün dünyaya haykırması azınlık tarihinde dönüm noktası olmuştur.

29 Ocak’ları tetikleyen kıvılcım 4 Kasım 1987’de Yunanistan Yargıtay’ının, “Batı Trakya’da Türk yoktur” gerekçesiyle Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği ve Gümülcine Türk Gençler Birliği”nin kapatılması kararını onamasıdır. Yargıtay’dan karar 4 Kasım’da çıkmasına rağmen Batı Trakya Türk Azınlığı kararı ancak 5 Ocak 1988 tarihinde öğrenmesi ve Yunan devletinin “Türk kimliği inkâr” etmesi haksızlıklardan bıkan Batı Trakya Türk Azınlığı’nın tepkilerini daha da arttırmıştır. Azınlık Yüksek Kurulu, Türk kimliğini inkâr eden Yunan devletinin uygulamalarını protesto etmek ve dünyaya duyurmak amacı ile 26 Ocak’ta yaptığı toplantıda 29 Ocak 1988 günü Cuma namazından sonra Gümülcine Eski Camii’nden Valilik Konağı’na kadar bir yürüyüş düzenleme kararı aldı. Bu karar, devlet mercilerine de bildirildi. Yunanistan bu yürüyüşe izin vermedi ve Gümülcine radyosundan Türklerin yürüyüş için toplanmasının yasaklandığını hem Yunanca hem de Türkçe duyuruldu.

Ancak, Batı Trakya Türk Azınlığı, Yunan devletinin baskılarını dünyaya duyurmakta kararlıydı. Bu nedenle, radyodan duyurulan yasağa, yollarda kurulan polis barikatlarına rağmen İskeçe’den ve Meriç’ten binlerce Türk Gümülcine’ye akın etti. Yürüyüşü durdurmak için Eski ve Yeni Camii ibadete kapatıldı, bununla birlikte Kavala’dan Gümülcine’ye polis takviyesi yapıldı. Gümülcine’ye ulaşan ve şehrin girişlerinde polis barikatlarına takılan Türklerin sayısı 20 bin’e yakındı. Devlet yetkilileri, göstericilerin dağılmasını istedi. Bağımsız Milletvekili Ahmet Faikoğlu toplanan kalabalığa yaptığı konuşmadan sonra kalabalık dağılmaya başladığı sırada bazı Türklerin polis tarafından tutuklandığı haberlerinin gelmesiyle gösteri yürüyüşe dönüştü. Yürüyüşte birçok azınlık ferdi dövüldü, şiddete maruz kaldı ve tutuklandı.

“29 OCAK 1990: AZINLIK İNSANINA ŞİDDET VE 400 İŞ YERİNİN YERLE BİR EDİLMESİ”

1988 yılındaki gösterilerle Batı Trakya Türk Azınlığı Yunan devletinin baskılarına, sindirme politikalarına tepkisini gösterdiyse de devlet politikasını değiştirmedi, baskılarını devam ettirdi.

Azınlık Yüksek Kurulu, 29 Ocak 1990 yılında, Ocak 1988’de yaşananları anmak için Eski Cami’de mevlit düzenleme kararı aldı. Azınlığın önde gelenleri toplumu düzenlenecek anma etkinliği konusunda haberdar etmeye çalıştığı 28 Ocak’ta Yunan yerel radyolarından gerçekle ilgisi olmayan bir haber yayıldı. Bu haber, hastanede bir Yunanlı’nın bir Türk tarafından öldürüldüğü yönündeydi. Bu tamamen 29 Ocak anma etkinliğini engellemeye yönelik gerçek dışı bir haberdi. Haberle birlikte Gümülcine-Maronia Kilisesi Metropoliti Damaskinos’un etkinliği engellemeye yönelik Yunanlılara yaptığı çağrı anma gününde olayların büyümesine neden oldu. Türkler mevlit için Eski Camii’nde toplandığı sırada Yunanlılar gruplar halinde Türklerin kahvehanelerine ve dükkânlarına taşlarla sopalarla zarar veriyordu. Yapılan saldırıları duyan Türkler sığınmak için Eski Cami’den Gümülcine Türk Gençler Birliği’ne girmek istedi ancak polisler buna izin vermedi. Polisler bir yandan Türklerin GTGB’ne gitmelerini engellerken, diğer taraftan ise azınlık iş yerlerine verilen zararları görmezden geldi. 1000’e yakın kişiden oluşan saldırganlar olaylarda 400 iş yerine saldırarak zarar verdi. Azınlık iş yerlerine yapılan saldırılar büyük maddi hasarlara yol açtı.

Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı 29 Ocak 1988 ve 29 Ocak 1990’ı tarihe yazdı. Yaşanan bu olaylarda azınlık omuz omuza geldi. Birlik beraberliği en güzel şekilde ortaya koydu ve Yunan devletine dur demeye çalıştı. 29 Ocak 1988 ve 29 Ocak 1990 Batı Trakya Türk Azınlığı’nın Milli Direnişini simgeleyen gurur duyduğu günler oldu. Yaşanan olaylardan tam 32 yıl geçmesine rağmen ve 29 Ocak’lar hakların alınması için azınlık açısından dönüm noktaları olmuşsa da, azınlık halen bazı hakların haricinde çoğu haklarını alamadı ve Yunan devleti antidemokratik uygulamalarına birçok alanda hız kesmeden devam ediyor.

(http://milletgazetesi.gr)

 

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.