DOLAR 32,5038 0.08%
EURO 34,7826 -0.12%
ALTIN 2.496,260,50
BIST 9.693,461,77%
BITCOIN 2072616-2,11%
Edirne
11°

HAFİF YAĞMUR

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

“Asgari ücret vergiden muaf olsun”

“Asgari ücret vergiden muaf olsun”

ABONE OL
10 Aralık 2020 10:56
“Asgari ücret vergiden muaf olsun”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

DİSK Trakya Bölge Temsilcisi Salim Şen, “Vergide adalet olmadan ücrette adalet olmaz” diyerek asgari ücretin vergiden muaf olması gerektiğini söyledi.

DİSK Trakya Bölge Temsilciliği, asgari ücret vergi kesintilerine dikkat çekmek amacıyla Edirne Vergi İdaresi Başkanlığı önünde eylem düzenledi.

Burada açıklamada bulunan DİSK Trakya Bölge Temsilcisi Salim Şen, 2021 asgari ücretinin belirlenme süreci, ekonomik kriz ve Covid-19 salgınının yarattığı ağır sosyal ve ekonomik tahribat altında başladığını belirterek “Milyonlarca işçi iş ve gelir kaybına uğradı. Artan fiyatlar nedeniyle de alım gücü hızla düştü” dedi.

“VERGİ ADALETSİZLİĞİNE SON VERİLMELİ”’

Türkiye’de 10 milyon civarında işçinin asgari ücret altında veya asgari ücrete yakın bir ücretle çalıştığını belirten Şen, “İşsizlik ödeneklerinden, emekli aylıklarına kadar pek çok ödeme asgari ücret düzeyinden etkileniyor. Ayrıca, asgari ücretin artışı, genel ücret artışlarını da etkiliyor. Özellikle salgın döneminde büyük önem taşıyan kısa çalışma ödeneği de asgari ücrete oranla hesaplanıyor. Bu koşullar altında asgari ücret salgının yarattığı kayıplara ve ekonomik krize karşı çalışanları korumanın en önemli aracıdır. Sosyal bir devlet olmanın gereği işçilerin yaşadığı bu kayıpları telafi etmektir. Bu kayıpları telafi etmenin en önemli yollarından biri de ücretli çalışanların karşı karşıya olduğu büyük vergi adaletsizliğine derhal son vermektir” dedi.

“İŞÇİ, YILIN 122 GÜNÜ VERGİ VE DİĞER KESİNTİLER İÇİN ÇALIŞIYOR”

Türkiye’nin dört bir yanında il vergi daireleri önünde taleplerini bir kez daha ifade ettiklerini belirten Şen, “Özellikle vergi adaletsizliğine dikkat çekmek için buluştuk. Asgari ücretten yapılan vergi ve diğer kesintiler asgari ücretin niteliği ile bağdaşmamaktadır. Dolaylı-dolaysız vergi ve diğer kesintileri dikkate aldığımızda işçinin eline brüt asgari ücretin sadece yüzde 67’si net harcanabilir ücret olarak geçmektedir. Yani işçinin kazandığı üç liranın biri vergilere ve kesintilere gitmektedir. İşçilerin eline daha para geçmeden ücretinden doğrudan kesintiler yapılmakta, işçiler bu doğrudan kesintilerle de kurtulamamaktadır. Asgari ücretli bir işçinin brüt ücretinden damga vergisi, gelir vergisi, primler ile KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergiler de hesaba katıldığında 1000 TL’ye yakın bir kesinti olmaktadır. Yani 2943 TL brüt asgari ücretin yalnızca 1960 TL’si işçinin eline harcanabilir olarak geçmektedir. Bir başka ifadeyle asgari ücretli işçi yılın 122 günü vergi ve diğer kesintiler için çalışmaktadır” dedi.

“ASGARİ ÜCRETLİ AĞIR BİR VERGİ YÜKÜ ALTINDA”

İşverenlere sürekli vergi indirimlerinin getirildiği, bazı şirketlerin vergilerinin sıfırlandığı bir ülkede, asgari ücretlinin ağır bir vergi yükü altında olmasının kabul edilemez olduğunu belirten Şen, “Vergide adalet olmadan ücrette adalet olmaz. Üstelik pandemi koşullarında, yani işçiler ciddi bir yaşam savaşı içinde iken asgari ücret üzerindeki bu vergi ve kesinti yükünün kaldırılması bir tercih değil sosyal devlet olmanın bir zorunluluğudur.  Asgari ücrete vergi muafiyeti ve sigorta prim desteği sağlanarak, şu anki asgari ücret seviyesinde bile işçinin eline 2943 TL geçecektir. Bir başka ifadeyle şu anki asgari ücretin net ödenmesi halinde dahi asgari ücret 620 TL fazla olacaktır. Sosyal devletin gereğini yapmak, asgari ücretten alınan vergiyi kaldırmak ülkeyi yönetenlerin, siyasi iktidarın sorumluluğudur. Bunun yanında asgari ücretin tanımı gereği, tüm ücretlilerin asgari ücret kadar gelirinden de vergi alınmamalıdır” dedi.

“YÜZDE 10 DÜŞÜRÜLMELİ”

Vergide adaletin temelinin, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınması olduğunu belirten Şen, “Ancak işçi sınıfının uğradığı bir başka vergi adaletsizliği de vergi dilimlerinden doğmaktadır. Mevcut sistemle adalet dilim dilim doğranmaktadır. Yıllardır sistematik olarak ilk vergi dilimi tarifesi düşük tutularak asgari ücretliden ve düşük gelirli işçilerden alınan vergi miktarı artırılmaktadır. AKP iktidarında vergi dilimi tarifeleri asgari ücret ve milli gelir artışından daha az artırıldı. Oysa, vergi dilimleri tarifesi en az kişi başına Gayri Safi Yurtiçi Hasıla oranında artırılmalıdır. 2002 ve 2003 yıllarında ilk vergi dilimi tarifesi asgari ücretin 15-16 katı idi. 2020 yılında ilk vergi dilimi asgari ücretin 7,5 katına geriledi. Bu nedenle asgari ücretliler yılın ikinci yarısında ikinci vergi dilimine girmeye başladılar. Genel olarak çalışanlar daha çok vergi ödemek zorunda kaldılar. Vergi dilimlerini düşük tutarak düşük ücretlilerden daha fazla vergi alınmasının yolunu açtılar.  İşte bu nedenle asgari ücret sonrası ilk vergi dilimine uygulanacak oran yüzde 10’a düşürülmelidir. Böylece asgari ücrete yakın bir ücretle çalışan işçiler daha az vergi vermiş olurlar” dedi.

ATILMASI GEREKEN SOMUT ADIMLAR

Şen, pandemi koşullarında daha da önem kazanan asgari ücret konusunda atılması gereken somut adımları şöyle sıraladı;

Salgın döneminde asgari ücret farklı hesaplanmalıdır. Brüt asgari ücret net olarak ödenmelidir!

2021 asgari ücreti Covid-19 salgınının hanelere getirdiği yeni yükler dikkate alınarak hesaplanmalıdır.

Bütçeden asgari ücrete nakit desteği sağlanmalıdır.

Asgari ücret tümüyle vergi dışı bırakılmalı, tüm ücretlilerin asgari ücret kadar gelirinden vergi alınmamalıdır.

Salgın döneminde asgari ücret SGK işçi primleri bütçeden karşılanmalıdır.

Asgari ücret hesabında sadece işçinin kendisi değil, ailesi de esas alınmalıdır.

Asgari ücret tespitinde geçim koşulları ve milli gelir artışı dikkate alınmalıdır.

Asgari ücret bütün işçi ve memurlar için ortak saptanmalıdır.

2021 asgari ücreti net 3.800 TL olarak saptanmalıdır.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.