DOLAR 32,3651 0.13%
EURO 35,0228 -0.28%
ALTIN 2.320,601,92
BIST 9.079,973,10%
BITCOIN 22877972,81%
Edirne
19°

AÇIK

05:24

İMSAK'A KALAN SÜRE

Ayar, “İddialar yalan ve mesnetsiz”

Ayar, “İddialar yalan ve mesnetsiz”

ABONE OL
9 Ekim 2021 11:57
Ayar, “İddialar yalan ve mesnetsiz”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Diyanet Sen Edirne Şubesi Başkanı Erol Ayar, Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) Edirne İl Temsilcisi Celil Özcan’ın 4-6 yaş grubu çocuklara yönelik Kur’an Kursu eğitimi eleştirilerine tepki göstererek, iddiaların mesnetsiz, yalan ve taraflı olduğu açıklamasında bulundu.

Diyanet Sen Edirne Şubesi Başkanı Erol Ayar, yaptığı yazılı açıklamada TÖS Edirne İl Temsilcisi Celil Özcan’ın 4-6 yaş Kuran Kurslarının Edirne İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İl Müftülüğü arasında yapılan protokol ile devam ettiğini ifade ettiğini ve eğitim veren Kur’an Kursu öğreticilerinin yetersizliğinden bahsedip, ahiret hayatını inkar eder biçimde “bu dünya ile ilgili değerler” öğretilmelidir açıklamasında bulunduğunu hatırlattı.

Bu iddiaların mesnetsiz, yalan ve taraflı olduğunu belirten Ayar, söz konusu programın 2013 yılından beri yürütülme olduğunu belirterek, “Bu program Milli Eğitim Bakanlığı’nın Diyanet İşleri Başkanlığı ile imzaladığı bir protokol çerçevesinde ve denetime açık olarak uygulanmaktadır” dedi.

Milli Eğitim Bakanlığı nasıl ki devletin bir kurumu ise Diyanet İşleri Başkanlığı da devletin kurumu olduğunu belirten Ayar, “Milli Eğitim Bakanlığı, velilerin talep ve tercihlerine göre çeşitli eğitim programları düzenlemektedir. Çarpıtma iddialar yargıya taşınmış ve mahkemelerce reddedilmiştir. Protokol kapsamında verilecek eğitimden bir öğrencinin faydalanabilmesi için okul öncesi eğitim kurumuna kayıtlı olması şartı aranmaktadır. Eğitim süresince Okul Öncesi Öğretmenleri ve Kur’ an Kursu öğreticileri birlikte hareket etmektedir. Bu programda görev alabilmek için Kur’an Kursu öğreticisi olmak için aranan şartları taşımanın yanı sıra ayrıca  936 saatlik (6 ay) çocuk gelişimi sertifikasına sahip olma şartı da aranmaktadır. Bundan dolayı Buradaki öğreticilerin hepsi ehil, belge ve liyakat sahibidir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın kontrol ve denetiminde gerçekleşen Kur’an Kursu eğitimi dernek ve vakıflar tarafından değil, bizzat Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı il ve ilçe müftülükleri marifetiyle yürütülmektedir. Program, Anayasa’nın Din ve Vicdan Hürriyeti başlıklı 24. Maddesinde ifade edilen “Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.” ve “Din ve ahlak eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır.” hükümlerinden dayanak almaktadır. Aynı maddede; “Din kültürü ve ahlâk öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanunî temsilcisinin talebine bağlıdır.” denmek suretiyle ailelerin çocuklarına zorunlu din eğitimi dışında din eğitim ve öğretimi verebileceğini ifade etmektedir. 4-6 yaş grubu çocuklara Kur’an Kursu eğitimi de ailelerin bu anlamdaki talebine MEB’in verdiği karşılıktır. Adı geçen sendikanın kaygısının Milli Eğitim Bakanlığı’nın bir başka kurumla işbirliği yapması olmadığı, bilakis çocuklara din eğitimi verilmesi olduğu yaptığı açıklamadan ve diğer kurumlarla yapılan işbirliklerine itiraz etmemesinden açıkça anlaşılmaktadır” dedi.

Ayar, “Milletimiz, bu zihniyete bugüne kadar prim vermediği gibi bugünden sonra da prim vermeyecektir” diyerek, “Çünkü milletimiz bu zihniyeti, zulümlerine bizzat maruz kalarak tanımıştır. Ancak bu jakoben zihniyetin borusunun öttüğü zamanlar eski Türkiye’nin ibretlik sayfalarında kalmıştır. O nedenle ne attıkları çamur tutmaktadır ne de söylemleri mahşeri vicdanda akis bulmaktadır. Biz Diyanet-Sen olarak, inancımızı ve medeniyet değerlerimizi öğrenme ve öğretme azmini ifade eden söz konusu eğitimleri çok önemli görüyor ve destekliyoruz. Diyanet kurumunu ve diyanet çalışanlarını töhmet altında bırakan, her fırsatta saldırganca tutumlar takınan ve buna sendikacılık faaliyeti diyen mezkur sendikanın yargıya taşıdığı ve reddedildiği söz konusu Kur’an Kursu programını hem anayasaya, hem yasalara hem de temel insan haklarına uygun; toplumsal bir talebin karşılanması olarak uygulandığı için meşru; inancını bilen, medeniyet değerlerini tanıyan ve taşıyan nesillerin yetişmesi için de elzem gördüğümüzü ilan ediyoruz. Ayrıca bu konuda meydanı fosilleşmiş pozitivist aydınlanmacı kafaya bırakmayacağımızın da bilinmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.