DOLAR 32,5982 0.38%
EURO 34,8053 0.19%
ALTIN 2.494,350,41
BIST 9.465,77-0,62%
BITCOIN 21088075,45%
Edirne
14°

KAPALI

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

“Baraj yatırımları tamamlanmalı”

“Baraj yatırımları tamamlanmalı”

ABONE OL
8 Kasım 2021 10:08
“Baraj yatırımları tamamlanmalı”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Edirne Ticaret Borsası (ETB) Yönetim Kurulu Başkanı Özay Öztürk, artan maliyetler nedeniyle tarım ve hayvancılığın devamı için verilen desteklerin gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti. Öztürk ayrıca, Edirne’nin son yıllarda kuraklık geçiren bir kent olduğuna ve ilerleyen yıllarda su ve enerjinin öneminin giderek artacağına işaret ederek, bölgedeki baraj yatırımlarının etkin sulama yapacak şekilde acilen tamamlanması gerektiğini söyledi.

ETB Yönetim Kurulu Başkanı Özay Öztürk, 2020-2021 yıllarındaki üretim ve satış fiyatlarını değerlendirdi.

Kuraklığa dikkat çeken Öztürk, buğdaydaki protein oranının 2020 yılında 15,51, 2021’de 12,8 seviyesinde olurken, ayçiçeğinde 2018-2019 yıllarında 46-47 olan yağ oranının, 2020-2021 yılında kuraklık sebebi ile 43,9 seviyesinde gerçekleştiğini ifade etti.

“EKONOMİK VE PANDEMİ ETKİSİYLE ÜRÜN FİYATLARINDA ARTIŞLAR GÖRÜLDÜ”

Bu yıl ki kuraklığa bağlı olarak bazı düşüşler yaşansa da diğer yıllara göre artışların gözle görülür olduğunu kaydeden Öztürk, “2020 yılı verileri ile kıyasladığımızda, 2021 yılı harman döneminin verim anlamında daha iyi geçtiğini söyleyebiliriz. Tahminler için en önemli göstergelerimizden birisi olan yağış istatistiklerine baktığımızda; 01 Ekim 2020 – 15 Haziran 2021 tarihleri arasında 592,5 mm yağış olduğu görülüyor. Önceki yıl bu yağış miktarı 408,8 mm idi. Ekonomik faktörler ve pandeminin de etkisiyle ürün fiyatlarında artışlar görüldü. Bu durumun sadece ülkemizde değil dünya genelinde yaşandığı gerçeği, uluslararası piyasa verilerinden de izlenebiliyor” dedi.

SON DÖRT YILIN BUĞDAY VE AYÇİÇEĞİ KIYASLAMASINI YAPTI

Öztürk, “Son 4 yılın (24 Haziran – 30 Ekim) kıyaslamasına baktığımızda 2020 yılında 1 bin 735 TL/ton olan buğday ortalama fiyatı, 2021 yılında yüzde 40 artışla 2 bin 431 TL/Ton seviyesinde gerçekleşti. Satış salonumuzda işlem gören buğday miktarlarına baktığımızda ise 2020 yılında 30 bin 730 ton olan buğday işlem miktarımız 2021 yılında verim artışına da bağlı olarak yüzde 23 oranında artarak 37 bin 796 ton olarak gerçekleşti. 2020 yılında kuraklığa bağlı verim kaybının da etkisiyle ortalama yüzde 15,51 seviyesinde gerçekleşen protein oranı, 2021 yılında gayet iyi bir değer olan yüzde 12,8 seviyesinde gerçekleşti. Bu yıl oranın önceki yıla nazaran düşük olma sebebinin verim yüksekliği olduğu dikkate alınmalı. Son 4 yılın hasat dönemine (9 Ağustos – 31 Ekim) baktığımızda, 2020 yılında 3,727 TL olan ortalama ayçiçek fiyatları 2021 yılında yüzde 52,8 artışla 5 bin 697 TL/Ton seviyesinde gerçekleştiğini görüyoruz.  2020 yılında 17 bin 868 ton olan ayçiçek işlem miktarımız 2021 yılında harman döneminin geç başlamasına bağlı olarak yüzde 4,9 oranında azalarak 16 bin 988 ton olarak gerçekleşti. 2018 ve 2019 yıllarında yakaladığımız yüzde 46-47 yağ oranı tıpkı buğdayda olduğu gibi üreticilerimizin üretim faaliyetlerine olan ilgisini ve başarısını ifade ediyor. 2020 ve 2021 yılında yaşanan kuraklığa bağlı olarak ortalama yağ oranımız bu yıl yüzde 43,9 seviyesinde gerçekleşti. Bu aşamada suyun özellikle yağlı tohum üretimini ne şekilde etkilediği çok çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriliyor. Yıllar arasındaki yüzde 3 ila yüzde 4 yağ oranı farkı küçük bir rakam olarak görünse de üretim aşamasında oldukça önemli rakamlara karşılık geliyor” dedi.

“ÜRETİCİ MAĞDUR OLMAMASI İÇİN BORÇ VADELERİ KASIM-ARALIK’TA YAPILMALI”

Maliyetlerin artış ile üretimin devamı için tarım ve hayvancılığa verilen desteklerin gözden geçirilmesi gerektiğini ifade eden Özay Öztürk “Hem iç hem de dış piyasada yaşanan gelişmeleri sürekli olarak izliyoruz. Artan tarımsal ürün fiyatlarının, raflarda yer alan son ürünlere de yansıdığı gerçeğini göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Diğer taraftan, tarım ürünlerinde meydana gelen fiyat artışlarına paralel olarak tarımsal girdi maliyetlerinde meydana gelen artışları dikkate aldığımızda, önümüzdeki sezon için üretim maliyetlerinin de arttığı gözlemleniyor. Bu aşamada üretimin devamı için tarım ve hayvancılığa verilen desteklerin gözden geçirilmesi gerekiyor. Konuya üyelerimiz açısından bakarsak, önceki yılda yapılan işlem hacmini yakalamak için artık yüzde 40-50 oranında daha fazla sermayeye ihtiyaç oldu. Hiçbir yatırım aracı bu seviyelerde kazanç sağlamıyor. Finansmana erişim problemi geçen yıldan itibaren kendini göstermeye başladı. Tedarik süreçlerinin etkilenmemesi için en azından uygun faiz oranlı kredi sağlanması konusunda talebimizi TOBB vasıtasıyla ilgili makamlara ilettik ve gündeme getirmeye devam ediyoruz.  2021 yılı hasat sezonunda üyelerimiz tarafından üreticilerimizin alın teri olan ürünleri en iyi şekilde değerlendirilmeye çalışıldı. Ancak fiyat hareketleri dikkate alındığında, mağduriyet yaşanmaması için borçlanma vadelerinin Kasım-Aralık ayına yapılması tavsiyesini yinelemek isterim.  Tarımsal faaliyetlerin üretim ve pazarlama bölümlerinin görevlerini en iyi şekilde yerine getirdiklerini inanıyorum. Borsamızın gücünün kaynağı olan üyelerimize ve üreticilerimize tekrar teşekkür ediyorum” dedi.

“İHTİYACIMIZ OLAN TEK ŞEY SU”

İleriki süreçte su ve enerjinin öneminin giderek artacağını ve Edirne’nin son yıllarda kuraklık döneminden geçtiğini belirterek baraj yatırımlarının tamamlanması gerektiğini kaydeden Öztürk, “Edirne Ticaret Borsası olarak 2020 yılındaki olumsuz şartların tekrar yaşanmamasını temenni ediyoruz. Üretimin devamı ve tedarik zincirinin bozulmaması için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Türkiye, aşırı sıcaklıklara sahip “yarı kurak” bir bölgede yer alıyor. Türkiye’ye düşen ortalama yağış miktarı 643 milimetre ile dünya ortalamasının oldukça altında. Maalesef Edirne’miz son yıllarda kurak dönemler yaşıyor. Nehirler ve göller ile barajlardaki su seviyesi her geçen düşüyor. Geçim kaynaklarımız ise ağırlıklı olarak tarım ve hayvancılık sektörü. Su kaynaklarının korunması, geliştirilmesinin yanında etkin ve verimli kullanımına da önem verilmeli. Yağ ve yağlı tohumlardaki ithalata bağımlılık ve buna bağlı döviz kaybımız devam ediyor. Yağlı tohumların üretimine ağırlık verilerek ülke ihtiyacının temin edilmesi sağlanmalı. Trakya Bölgesi, petrolden sonraki en büyük ithalat kalemi olan yağ ve yağlı tohumlar sektöründeki üretim açığını kapatmaya talip. İhtiyacımız olan tek şey ise su. Önümüzdeki dönemde su ve enerjinin dünyadaki stratejik önemi giderek artacak. Edirne’nin orta kısmına ilave olarak Kuzeyine de baraj yapılması elzem ve sürekli olarak gündemimizde olmalı. Sadece verimi artırmak için değil, ekim yapmak üzere tarlaya girmek için dahi su lazım. Kısa vadede ivedi olarak bölgedeki baraj yatırımlarının etkin sulama yapacak şekilde acilen tamamlanması gerekiyor. Devamında yer altı sulama sistemlerinin tesis edilmesi, toprak üstü su kanallarındaki kayıpların azaltılması adına öncelikle 25 yıllık ekonomik ömrünü tamamlamış olanlar olmak üzere sulama kanallarının yer altına alınması gerekiyor. Ülkemizin ve Bölgemizin geleceği bir bakıma buna bağlı. Sulanabilir alanların artırılması gerekiyor” dedi.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.