Sulama ve taşkın koruma amacıyla 1971’de yapımına başlanan 54 milyon metreküp hacme sahip baraj, 4 yılda tamamlandı.

Geçen yıl eylülde yüzde 62 olan barajdaki doluluk, bölgede yaz mevsimi kurak geçtiği için bu ay itibarıyla yüzde 29’a geriledi.

Su seviyesinin azalmasından dolayı baraj yatağındaki taşlara tutunan milyonlarca tatlı su midyesi görünür hale geldi.

“KURAK BİR DÖNEM YAŞIYORUZ”

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Deniz Anıl Odabaşı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu yıl dünya genelinde kuraklığın etkili olduğunu söyledi.

Türkiye’de de yaşanan bu durum nedeniyle bölgede su kaynaklarındaki seviyenin azaldığını vurgulayan Odabaşı, şöyle devam etti:

“Bütün ülkemiz ve Çanakkale bölgemiz dahil olmak üzere kuraklığı hissediyoruz. Barajların çekilmesi, durgun su sistemlerinin su seviyesinin daha da düşmesi gibi belirtileri gözlemleyebiliyoruz. Tabii suların çekilmesiyle bazı canlılar da ortaya çıkıyor. Bunları gözle görebiliyoruz. Bunlardan biri de ‘zebra midyesi’ dediğimiz 2-3 santimetre büyüklüğünde olan, taşlara ve diğer sert yüzeylere yapışarak sabit yaşayan canlılar.”

Odabaşı, literatürde “dreissena polymorpha” olarak adlandırılan midyelerin, çift kabuklu yumuşakça canlılar grubunda yer aldığını bildirdi.

İstilacı bir tür olan bu midyelerin Doğu Avrupa, Karadeniz havzası ve özellikle Anadolu’da yayılış gösterdiğini anlatan Odabaşı, “Zebra midyesi bulunduğu bölgede oldukça fazla ürüyor. Bu da özellikle barajların su alan yerlerinin tıkanması, tüm sert yüzeylerin kaplanması, habitatların üstünün örtülmesi gibi bazı problemlere yol açıyor” diye konuştu.