DOLAR 32,3787 0.16%
EURO 35,0383 -0.19%
ALTIN 2.324,200,22
BIST 9.100,040,22%
BITCOIN 2271208-0,55%
Edirne
24°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Eğitim İş’ten yarıyıl değerlendirmesi

Eğitim İş’ten yarıyıl değerlendirmesi

ABONE OL
24 Ocak 2022 11:37
Eğitim İş’ten yarıyıl değerlendirmesi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

2021-2022 eğitim öğretim yılının ilk yarısının sona ermesinin ardından Eğitim İş Edirne Şube Başkanı Murat Akçay, eğitim öğretim yılının ilk yarısını değerlendirdi. Akçay, Eğitim alanında yıllardır yaşanan sorunların üzerine Covid-19 salgının eklenmesiyle sorunların daha da ağırlaştığını söyledi.

“MEB OKULLARI KULUÇKA ALANI HALİNE GETİRMİŞTİR”

Eğitim İş Edirne Şube Başkanı Akçay, “Pandemiye ilişkin neredeyse hiçbir tedbir almadan yüz yüze eğitime geçen MEB, okullarımızı virüsün kuluçka alanı haline getirmiştir. Okulları “Maske-mesafe-hijyen” tabelalarıyla donatıp, okullarda maske dağıtmaktan, mesafeleri kalabalığa engel olacak şekilde ayarlamaktan, hijyen malzemeleri temin etmekten aciz bir yönetim, eksiklikleri yine okul yöneticilerinin, öğretmenlerin ve velilerin sırtına yüklemiştir. Sınıflar seyreltilmemiş, derslik başına düşen öğrenci sayısı pandemiye uygun hale getirilmemiştir. Bilim Kurulu’nun tavsiyeleri dersliklerde 4 metrekareye 1 öğrenci düşmesi gerektiği yönündeyken, birçok okulda sınıf mevcutları 40-50 öğrenciye çıkmıştır. Yine virüsün bulaş riskini azaltmak için derslerin ülke genelinde 30 dakikaya düşürülmesi gerekmekteyken 40 dakikalık ders süresinde ısrar edilmiş, okul öncesi için 50 dakika düzenlemesi devam etmiştir” dedi.

“15 ATAMAYLA EMEKLİ ÖĞRETMENLERİN BİLE YERİ DOLMADI”

140 bin öğretmen ataması yerine ücretli öğretmen çalıştırılmasının altını çizen Akçay “Pandemiden önce açıkladığı raporlarla öğretmen açığı bulunduğunu itiraf eden MEB, bu koşullara rağmen yeterli öğretmen ataması yapmamıştır. 2020-2021 eğitim öğretim yılı sonunda 38.000 öğretmenimiz emekli olmuştur. Milli Eğitim Bakanlığı önce 20 bin ardından 15 bin ek atamayla emekli öğretmenlerimizin yerini bile dolduramamıştır. Geçtiğimiz yıl 87.000 ücretli öğretmenimiz görev yapmıştır. Bunun en az 80 bini açık kadrodur. En az 140 bin atama yapması gereken Milli Eğitim Bakanlığı ataması gereken 140 bin öğretmenin yerine ücretli öğretmen çalıştırmaktadır. Bu durum hükümetin işletmeci zihniyetinin yansımasıdır” dedi.

“İTİBARDAN TASARRUF OLMAZ DİYENLERİN, TASARRUFU EĞİTİMDEN YAPMASI”

MEB’in oluşturduğu bütçenin mağdur edilmeyen bir düzenin yanından geçemeyeceğini aktaran Akçay, “Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi, salgın koşullarına rağmen 2022 yılı için 189 milyar 10 milyon TL olarak belirlenmiştir.  Bu yetersiz bütçe: Yeni dersliklerin inşası için, gereken öğretmen atamaları için, taşımalı eğitim utancını bitirmek için, okulları pandemiye uygun hale getirmek için, köy okullarını aktif hale getirmek için, ihtiyaç sahibi çocuklara tablet/bilgisayar ve internet temin etmek için hazırlanmamıştır. Bu bütçe, “itibardan tasarruf olmaz” diyenlerin, tasarrufu eğitimden yapmaya kararlı olduklarını göstermektedir. Bu bütçe her bir öğrencinin bilimsel, laik, sağlıklı, adil ve kamusal eğitim aldığı, eğitim emekçilerinin mesleki ve maddi anlamda mağdur edilmediği bir düzen ihtiyacının yanından bile geçmemektedir.  Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk, “Eğitimde feda edilecek tek bir fert yoktur” derken, bu bütçeyle çocuklarımızın ve dolayısıyla ülkemizin geleceğinin feda edildiği açıktır” dedi.

“1 MİLYON 580 BİN 764 ÖĞRENCİ EĞİTİMDEN KOPMUŞTUR”

Açık öğretimden kopan öğrencilere değinen Akçay, “Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ülkede lise çağındaki gençlerin yüzde 50’ye yakınının eğitimde yer almadığını açıklamıştır. 15-19 yaş grubundaki 6 milyon gencin, 1 milyon 249 bini ne eğitimde ne istihdamda yer almaktadır. 2012 yılında getirilen 4+4+4 sisteminin ardından açık lisede okuyan öğrenci sayısı 940 binden 1 milyon 389 bine yükselmişti. Aynı dönemde lise öğrenci sayısındaki artış oranı yüzde 15,8 olurken açık öğretim lisesinde okuyanların artış oranı yüzde 32,4 olarak gerçekleşmişti. Bugün ise açık öğretim lisesinde 1 milyon 452 bin 331 öğrenci bulunmaktadır.  Açıköğretim ortaokulunda kayıtlı 128 bin 433 öğrenci sayısını da dikkate aldığımızda, toplam 1 milyon 580 bin 764 öğrenci örgün eğitimden kopmuştur. Bu durum, eğitime erişimdeki ciddi problemleri göz önüne sermektedir” dedi.

“EĞİTİMDE TİCARİLEŞME, ÖZELLEŞTİRME, DİNSELLEŞTİRMENİN HIZ KESMEYECEĞİ GÖRÜLMÜŞTÜR”

Karanlık tablodan çıkışın eşit, parasız, laik, bilimsel niteliğin arttırılarak olacağını kaydeden Akçay, “Eğitimde yaşanan yapısal sorunlar karşısında MEB’in somut ve çözüme dayalı politikalar geliştirmek gibi bir amacının olmadığı, eğitimde yaşanan ticarileşme, özelleştirme ve dinselleştirme uygulamalarının hız kesmeden devam edeceği görülmüştür. Daha önce defalarca söylediğimiz gibi eğitim sisteminde yıllardır yaşanan sorunların aşılmasının, çocukların nitelikli bir eğitime ulaşabilmesini sağlamak için bugüne kadar izlenen bilimsel olmayan eğitim politikalarını tamamen değiştirmekten geçmektedir. Yaşanan karanlık tablodan çıkışın tek yolu ise eğitimin eşit, parasız, bilimsel, laik ve kamusal niteliğinin arttırılmasıdır” diyerek sözlerini noktaladı.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.