DOLAR 32,5755 0.08%
EURO 34,8604 -0.03%
ALTIN 2.433,590,16
BIST 9.705,060,62%
BITCOIN 21779060,79%
Edirne
16°

PARÇALI AZ BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

FETÖ Arsaları-3

ABONE OL
24 Eylül 2020 20:03
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Yazışmalar,

Bankalara, KHK Bürosuna, Vergi Dairesine, savcılığa,

Keşif, bilirkişi raporları,

Olmadı yeniden bilirkişi raporu,

Zaman akıp geçiyor.

Bu arada davalı Tuba Hatipler Çıbık’a ait vergi beyannameleri dosyaya geliyor.

Davanın açılmasının üzerinden 1 yılı aşkın süre geçiyor.

Örgüte ait arsayı satın alan davalının Avukat Abisi Tarık Hatipler, hazinenin beyanlarına karşı, satışa Aytaç Emlak’ın sahibi Aytaç Feda’nın aracılık ettiğini ve sıradan bir alış veriş olduğunu söylüyor.

Şimdi araya bir virgül koyalım,

Örgütün İskenderköy de, bulunan okul arkasının satışına Aytaç Feda aracılık ediyor.

Aytaç Emlak anladığım kadarıyla örgütün arsalarını pazarlamayı kendine ‘özel görev’ edinmiş,

Her taşın altında,

Sanki başka emlakçı yok,

Tesadüfen örgüt mallarının satılmasında hep baş rollerde,

Aytaç Feda örgütün özel yurt dışı gezilerinde, boy gösterenler arasında yer alıyor.

Neyse,

Avukat Hatipler, Yunan vatandaşlarının Türkiye’de mal satın alabildiğini söylüyor, nedense ablasının bu ülke vatandaşlarına mal sattığı yönünde bir belgesi dosyaya ibraz etmiyor.

Yargılama uzayıp gidiyor.

2017 yılının Temmuz ayına gelindiğinde, mahkeme bu kez satış tarihi değil de, dava tarihindeki arsa değerinin tespiti için dosyayı 3. kez bilirkişi heyetine gönderilmesine karar veriyor.

Bilirkişiler 3 ay sonra arsanın dava tarihindeki değerinin 622 bin 916 TL olduğu yönünde rapor hazırlıyor.

Bilin bakalım bu arada ne oluyor.

Mahkeme hâkiminin tayini İzmir’e çıkıyor.

Yapacak bir şey yok.

Yeni mahkeme hâkimi bilirkişinin 3. Raporunu taraflara veriyor ve savcılıktan adli soruşturmanın sonucunu soruyor.

Bilirkişi raporuna yönelik, Avukat Tarık Hatipler tapudan gelen belgelere göre ablasının arsayı alabilecek ekonomik gücünün olduğunu, hakkında FETÖ gerekçesiyle adli ve idari soruşturma olmadığını, Trakya Üniversitesi’nde çalıştığını ve işe girerken yapılan güvenlik soruşturmasının sorunsuz olduğunu beyan ediyor.

Trakya Üniversitesi de, güvenlik soruşturması için acaba mahkeme gibi, Anayasal ve Terör Suçları Bürosu yerine Genel Suçlar Bürosu’na mı sordu demek ki,

Orası net değil,

Eğer savcılığın genel soruşturma bölümüne yazılmış ise,

Malum o büro da, UYAP sisteminde terör suçlarına yönelik soruşturmalar sağlıklı görünmüyor.

Trakya Üniversitesi, adeta oldubittiyle atamayı yapıyor.

O tarihte 2016/13621 soruşturma dosyası nal gibi ortada duruyor.

Gör işte, atamalardaki güvenlik soruşturması hassasiyetini,

Tel tel, dökülüyor resmen,

Bu iş neye benziyor biliyor musunuz?

Eczaneye gidiyor ve, ‘Oradan bana yarım kilo’ kıyma diyorsunuz.

‘Yok’ cevabı alınca, dönüp eczaneden çıkıyorsunuz.

Arkadaş, eczanede kıyma ne arasın, kasaba gitsene,

Hadi sen bilmiyorsun, eczacıda ‘ben satmam, burada olmaz, kasaba git’ demiyor.

Yapılan işlem böyle bir şey,

Geliyoruz 2018 yılının son günlerine,

Mahkeme savcılık soruşturmasının sonucunun beklenmesine karar veriyor.

Yargılamada, deviriyoruz 2 yılı,

Bu arada diğer 3 dava sonuçlanıyor.

2019 yılı da, adli soruşturma beklenerek bitiyor.

2.Asliye Hukuk Mahkemesi İskenderköy’de okul arsasının satışına ilişkinde tapu iptal kararı verince geriye sadece Çıbık Dosyası kalıyor.

Mahkeme 2020 Şubat ayında, savcılıktan adli soruşturmanın sonucuna ait kararı istiyor.

Malum, Mart 2020 ayından sonra pandemi nedeniyle yargılamalar ertelendi.

Ardından da, Adli tatil başladı.

Şimdi 8 Eylül günü yapılacak duruşmada, bakalım ne olacak.

Sonuç;

Her verilen adli karar hukuki denetime tabi,

İstinaf inceler.

Olmadı, Yargıtay bakar,

O da olmadı,

Yazılı emir var.

Veya idari denetim yapılabilir.

Vicdanlar rahatsız olursa, adli süreçlere yönelik HSK Müfettişleri değerlendirir.

Eğer, hukuki kurallara ve içtihatlara göre yapılmışsa tebrik eder.

Yok, öyle değilse,

Neden diye sorar,

Verilen cevaptan ikna olmazsa,

Öyle ya da böyle, süreci yürütenlerle ilgili idari bir karar verir.

Hukuk dosyasına yönelik değerlendirmelerin sonunda, ülkemizin kurtarıcısı ve kurucusu Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’ndaki silah arkadaşı İsmet İnönü’nün, 5 Temmuz 1931 yılında TBMM kürsüsünden söylediği, ‘Bir memlekette, namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekette kurtuluş yoktur’  sözünü hatırlatalım.

Hatta, İsmet Paşa’nın oğlu Erdal İnönü’nün, ‘Gerçeklerin bir gün ortaya çıkma gibi kötü bir huyu vardır.’ söylemiyle bitirelim.

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.