0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Hayallerinize geç kalmamanız dileğiyle…

Vapura geç kalırsınız alternatif ulaşım yolları ararsınız, hatta daha keyifli yolculuk yapabilirsiniz. Tiyatroya geç kalırsınız belki de kulisten daha yakından izleme fırsatınız olur. Olmadı bir sonraki seans var. Ama geç kalınmış itiraf, geç kalınmış özür, telafisi olmayan pişmanlıklar verir. Zamanın içinde akıp gitmesini, erimesini silinmesini beklersiniz. Herkes bu yükü taşıyamaz ağır gelir. Birine geç kalmak, bir yere geç kalmak aslında hayata da geç kalmak anlamına gelir. Hele geç kalınan kişi sevdiğiniz birisi veya geç kalınan olay bir daha yaşanması imkânsız ise insanın kalbi acır.

Kurulan hayalleri sürekli ertelemek, belirli bir zaman sonra insana hayallerini unutturur. Bir şeylere geç kaldıktan sonra telafi etmeye çalışmak, boşa geçen zamandan ibarettir. Hayatta anı yaşayan, planlarını ertelemeden uygulayan insanlara hep özenmişimdir. Başlamanınsa yaşı yok. Kendini yeniden yaratmak mümkün hele de aşk mucizesi sürece dahil olursa.

Hiçbir şey için “artık benden geçti” türünden sözcükleri kullanmayın çünkü en büyük pişmanlık kendinize geç kalmaktır.  Sürekli değişen gelişen ve yarın ne olacağını kestiremediğimiz Dünyamızda yenilenmenin, yeniden başlamanın gereksiz çaba ve boş hayaller olduğuna inanmayın; devinim şart. Hayatın en güzel günleri “henüz erken” demekle geçer. Sonra “çok geç” olur. Hayat geç kalmayı affetmez…

Geç kalanın bir de bekleyeni vardır tabi. “Gelecekse beklenen, beklemek güzeldir / Özlüyorsa özlenen özlemek güzeldir / Ve sevecekse sevilen o hayat her şeye bedeldir.” diye dizelemiş Özdemir ASAF ama Oğuz ATAY’ın dediği gibi çok da geç kalmamak lazım: “Beklenen geç geliyor; geldiği zaman da insan başka yerde oluyor.”

Başlığa bakınca, müziği Tatyos Efendi’ye sözleri Ahmet Rasim’e ait uşşak makamındaki şarkıyı hatırladınız değil mi, kulaklarınızda eşi Sadberk Hanım’ın ricası çınlasın, “Sakın geç kalma erken gel…” Erken gelmek de aslında vaktinde gelmemektir. Erken açan bahar çiçekleri insanı heyecanlandırır ama meyve veremeden donar. Hayat harekete geçmek için doğru zamanı beklemekmiş. Neyse er ya da geç sağlıkla huzurla kavuşmak mümkün olsun da; içinde bulunduğumuz ay bayrama, asker teskereye, yar yarene, gece gündüze, beklenenler bekleyenlerine kavuşsun.

Zamanı irdelemek istedim bu sefer ama Oruç ORUOBA diyor ya:

“Her şeyi yazarım da

zamanı yazamam –

o yazar çünkü

beni.”