DOLAR 32,3812 0.18%
EURO 34,9905 -0.25%
ALTIN 2.324,890,25
BIST 9.067,24-0,14%
BITCOIN 2264505-1,08%
Edirne
19°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Kalker ocağına itiraz

Kalker ocağına itiraz

ABONE OL
13 Kasım 2021 22:18
Kalker ocağına itiraz
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Edirne’nin Lalapaşa İlçesine bağlı Vaysal ve Hacıdanişment köy sınırları içinde özel bir şirket tarafından işletilmekte olan kalker ocaklarının üretim kapasite artırımı için Çevre Bakanlığına başvuru yapması tepkileri de beraberinde getirdi. Kapasite artışına yönelik çevreciler ve köylüler Çevre Şehircilik İl Müdürlüğüne itiraz dilekçesi verdi.

Lalapaşa İlçesine bağlı Vaysal ve Hacıdanişment köylerinde bir kalker ocağı işletmesinin, üç katlık kapasite artışına karşı dün Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne itiraz dilekçeleri verildi.

2 milyon ton kapasite artışına karşı itiraz dilekçeleri verilirken, “Umarız yetkililer bu kadar devasa bir büyümeye izin vermezler. Vaysal kazanır, Trakya kazanır, hepimiz kazanırız” dediler.

“ŞİRKETLER, RES, TAŞ OCAĞI, MADEN OCAĞI VE BOYA GİBİ KİRLETİCİ SANAYİLERİNİ, EDİRNE İLÇE VE KÖYLERİNE KURMAK ÜZERE BAŞVURU YAPIYOR”

Dilekçeler verilmezden önce bir konuşma yapan Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği Başkanı Ayten Eren, “Şimdi bu devasa kapasite artışına onay verecek olurlarsa lütfen bakanlığın başındaki ‘çevre’ kelimesini kaldırsınlar. Çünkü bu bir çevre katliamı, köylü, tarım ve hayvancılık düşmanlığı olacaktır” dedi.

“Kalker ocağı yetmezmiş gibi RES santralleri de sanki köyün içinde dönüyor. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü buna nasıl onay vermiş anlaşılır gibi değil” diyerek konuşmasını sürdüren Eren şunları anlattı; “İlimizde son 7 yıldan beri 439 proje başvurusuyla şirketlerin RES, taş ocağı, maden ocağı ve boya gibi kirletici sanayilerini Edirne ilçe ve köylerine kurmak üzere başvuru yaptığını görüyoruz. Bugün gelinen noktada hesapsızca birinci sınıf tarım arazileri, orman arazileri ve köy meralarının taş çıkarmak üzere kazılıp patlatıldığına, şirketlerin nasıl işine gelirse işletildiğine tanık oluyoruz. Çalışmalarımızda köy meralarının, derelerinin nasıl kirletilip kurutulduğunu, tarım ve hayvancılığın zarar gördüğünü gözlerimizle gördük, köylülerin şikâyetlerine de defalarca tanık olduk.

“PATLATMALI OCAKLAR, İNSAN YERLEŞİMLERİNE VE TARIM ALANLARININ YANINA KURULAMAZ, GENİŞLETİLEMEZ”

Bildiğiniz gibi Trakya köyleri geçimlerini tarım ve hayvancılıkla sürdürüyorlar. Üreticimiz, düşük taban fiyatları ve ilaç, gübre, yem gibi birçok girdi derken bankalara borçlanarak, bıçağın kemiğe dayandığından söylüyorlar. Vaysal ve Hacıdanişment köylüleri, 2007’de 250 bin ton üretimle açılan kalker ocağının köylerine ve tarım topraklarına yakın olmasının verdiği zararlardan bıkmışken; şirket şu anda 2 milyon ton talebiyle proje başvurusunda bulunuyor. Patlatmalı ocakların doğada yaptığı tahribatlar zaten biliniyorken; insan yerleşimlerine, tarım alanlarının yanı başına bu tesisler kurulamaz, genişletilemez.

“KAMU YARARI, KİŞİSEL YARARLARIN ÖNÜNDE OLMALI”

Şirket, proje planında köyün su kaynaklarının bulunduğu ormanları alıp ağaçları kesme iznini de Edirne Orman İşletme Müdürlüğü’nden istemiş. Umuyoruz ki Edirne Orman İşletme Müdürlüğü buna izin vermeyecektir. Kamu yararı, kişisel yararların önünde olmalıdır. Bizler sivil toplum örgütleri olarak havamızı, suyumuzu ve tarım topraklarımızı korumak için itirazlarımızı yapmaya geldik. Katılım gösteren herkese teşekkür ediyoruz. Trakya’da her zaman yerin üstü altından değerli olmaya devam edecek” dedi.

“TAŞ OCAĞININ KAPASİTESİNİN ARTMASI DEMEK, BÖLGEDEKİ HAYVANCILIĞIN SONLANMASI DEMEK”

Onun ardından konuşan Vaysal köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi geçen dönem Başkanı Naif Özdoğan’da, taş ocağı nedeniyle hayvanların düşük yaptığını, meşe ormanlarının kuruduğunu, meşe balının bereketinin düştüğünü ve su sıkıntısının yaşandığını söyledi.

Taş ocağının kapasitesinin arttırılması halinde bölgedeki hayvancılığın tamamen biteceğini vurgulayan Özdoğan şunları söyledi; “Bölgemiz Lalapaşa, Süloğlu’ndaki göleti dolduran bütün su kaynaklarının çıktığı bölge. Taş Ocağı’da tam bunların üzerinde faaliyetlerine devam etmekte.

“ARICILIKTA BÜYÜK SIKINTI YAŞATIYOR, HAYVANLAR BALYALARI YİYİNCE İSHAL HASTALIĞI MEYDANA GELİYOR”

Taş ocağının geldiği günden bu yana yaşadığımız sıkıntıları sıralamaya kalkarsak, şimdi o bölgede koyunculuk yapan, keçi bakan ya da hayvancılık yapan arkadaşlarımızdan aldığımız şikayetlerimiz hayvanlarda düşükler başladı. Meşe ormanlarında kuruma başladı. O bölgede bizim üretilen A kalite bahsettiğimiz bir meşe balı vardı. O meşe balından artık o bölgede bereket alamamaktayız ve arıcılık büyük sıkıntı yaşamakta. O bölgedeki tarlalardan balya bağlattığımız balyalardan hayvanlar yediği zaman ishal gibi hastalıklara neden oluyor. Artık o bölgeden balyada alamıyoruz. Tarım anlamında da sıkıntılara girdik.

“KAPASİTEYİ ZATEN ARTTIRABİLDİĞİ KADAR ARTTIRDI, DAHA DA ARTTIRIRSA BÖLGEDEKİ YAŞAM YOK OLACAK”

Geçen dönemlerde su sıkıntısı yaşamadığımız halde bir-iki yıldan beri su sıkıntısı başladı taş ocağından sonra. En son bir tane daha kaynak ilave edildi köyümüze. Ben bugün geldim köyden. Yine sularımız akmıyordu ve büyük sıkıntı başladı su kaynaklarımızda da. Köylü bu anlamda sıkıntılı. Dertlerimizi anlatmak da dediğimiz gibi ancak bu kadar anlatabiliyoruz. Mücadeleye bundan sonra nasıl devam edeceksek, bölgemizde faaliyetlerini hiç olmazsa arttırmasını istemiyoruz artık bundan sonra. Zaten arttırabildiği kadar arttırdı. Zararları oluyor. Hem yola hem ormanlarımıza hem de su kaynaklarımıza. Kapasite eğer iki milyona çıkarsa o bölgede yaşama alanlarımız iyice yok olur. Kırk kanaatte olsa şuan da yapabildiğimiz hayvancılığı, ondan sonra kesinlikle yapamayız. Bu mahkeme sürecini bundan sonrada devam ettireceğiz” dedi.

“BİLİM İNSANLARI, 40-50 SONRA TRAKYA’NIN TAMAMEN KURAK OLACAĞINI SÖYLÜYOR”

Edirne Kent Konseyi Başkanı Ziya Gökerküçük’te, “Bu mücadelede biz yıllardır varız. Naif arkadaşımız sudan bahsetti. Bu mücadele içinde bende bireysel olarak öğrendim ki Çatalca’dan başlayan Bulgaristan sınırına kadar giden Istrancalar’ın güneyinde, değil kalker ocağı, taş ocağı, bilmem ne ocağı, çekiç dahi sallamayın diyordu uzmanlar. Gerek RES’ten her ses, her gürültü yer altı suyunun buraları kireç taşıyla kaplamış. Suyun yer altına daha derinlere gitmesin. Dolayısıyla ovaya inmeden direk denize gitmesini sağlıyor. 40 sene sonra 50 sene sonra Trakya’nın tamamen kurak olacağını söylüyor bilim insanları. Bunu yetkililerde biliyor ama maalesef bizim mücadele ettiklerimizi kazanıyoruz. Mücadele edilmeyenleri takip ediyorlar yapıyorlar.

“YETKİLİLER BU DEVASA BÜYÜMEYE DUR DEMELİ”

Bu ocak 2007’de açılmış. Daha önce açıldı itiraz ettik. Hatırlıyoruz, yine o köye gitmiştik. İptal edildi. 2007’de açılmış itiraz yok, 2009’da genişletmiş itiraz yok, 2012’de genişletmiş itiraz yok. 2015’te yine genişletme verdi, yine itiraz ettik. Naif bey, köylülerle, bizler. O 2020’de iptal edildi. Onun üzerine de yeniden şirket ocağı açtı. Burada yine çok iyi bir mücadele yapıldı. 100’e yakın dilekçe var. Umarız yetkililer bu kadar devasa bir büyümeye izin vermezler. Vaysal kazanır, Trakya kazanır, hepimiz kazanırız” dedi.

İTİRAZ EDENLER

Edirne Kent Konseyi, Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği, EDOSK, Eğitim-Sen, İYİ Parti, Lalapaşa Ziraat Odası, Lalapaşa Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği, Vaysal Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, Süleymandanişment Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ve Köy Muhtarlığı, Hacıdanişment Köy Muhtarlığı.

 

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.