DOLAR 32,3427 0.18%
EURO 35,1240 -0.18%
ALTIN 2.238,52-0,21
BIST 8.769,120,59%
BITCOIN 2038246-6,88%
Edirne
11°

KAPALI

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

“Kanser ve beslenme ilişkisi”

“Kanser ve beslenme ilişkisi”

ABONE OL
9 Nisan 2021 11:05
“Kanser ve beslenme ilişkisi”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Özel Keşan Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Meltem Karahan, kanserlerin beslenme ile ilgili ilişkisini anlattı.

Beslenme ve Diyet Uzmanı Karahan, şu önemli bilgileri söyledi;

Gündemin, dünyayı kasıp kavuran koronavirüse kilitlendiği bugünlerde, sağlıklı beslenme kanser tedavisi gören hastalar için çok daha fazla önem taşıyor.

Kanser tedavisi esnasında çok özel bir tedavi döneminde olunduğu ve beslenmenin aynı ‘parmak izi’ gibi sadece kişiye özel planlanması gerektiğini göz ardı edilmemelidir. Herkese iyi gelen, size iyi gelmeyebilir! Kişinin aldığı tanı, uygulanan tedavi yöntemi, kullandığı ilaçlar, yaşam şekli, yaşı, yaşam koşulları, beslenme alışkanlıkları ve daha birçok özel şey, iyice irdelendikten sonra  özel beslenme tavsiyesi verilmelidir.

“BESİNLERİ KIZARTMAYIN”

Bu süreçte ne tüketildiği kadar nasıl tüketildiği de çok önemli. Yemekleri pişirme yöntemi olarak kızartmadan kaçınılmalıdır. Çünkü kızartma işleminde yağ yüksek ısıya maruz kalarak yanıp yapısında bir takım değişiklikler oluşabilir. Et ve sebzelerin çok yüksek sıcaklıktaki ızgara üzerinde, aleve çok yakın tutularak pişirilmesi, kızartılması sırasında kanserojen maddeler oluşabildiğinden; fırında, buğulama, haşlama ve buharda pişirme gibi yöntemler en sağlıklı yöntemlerdir.

“KIRMIZI ET TÜKETİMİNE DİKKAT EDİN”

Bu dönemde proteinden zengin beslenmek; vücut direncinin artması ve vücut demir depolarının azalmaması için çok önemlidir. Kırmızı et protein ve demirden zengin olmakla birlikte, buna karşın doymuş yağ oranı yüksek olduğu için fazla tüketimi kanser riskini artırıyor. Haftanın üç dört günü bir öğünde kırmızı et tüketmek yeterlidir.

“MEVSİMİNDE SEBZE TÜKETİN”

Sebzeler içerdiği vitamin, mineral ve antioksidanlar sayesinde tedavide büyük katkı sağlıyor. Ancak sebzeleri mevsiminde tüketmeye özen gösterilmelidir. Örneğin; salatalarda domates yerine havuç, kırmızı lahana, turp ve kırmızı pancar tercih edilebilir. Havucun içerisindeki şeker tedavi sürecini olumsuz etkilemiyor, aksine içinde bulunan beta karoten sayesinde bağışıklığı güçlendiriyor.

“ŞEKER TÜKETİMİNİ AZALTIN”

Kanserli hücreler dahil vücuttaki tüm hücreler yakıt için kan dolaşımından şeker (glikoz) kullanıyor. Glikoz vücudumuz ve beynimiz için birincil yakıttır. Yani her gün yeteri kadar karbonhidrat içeren besinlerden tüketmek gereklidir. Ancak yakıt olarak kullanılan şekeri (glikozu) beyaz şekerden değil,meyveler, sebzeler, kepekli tahıllar, kurubaklagiller ve süt ürünlerinden sağlamaya dikkat edilmedir. Böylece kan şekeri seviyenizde ani artış ve azalmanın önüne geçip sağlıklı beslenebileceğiniz gibi, aşırı kilo ve vücutta yağlanmayı da önleyebilirsiniz.

“MEYVELERİNİZİN YANINA YOĞURT EKLEYİN”

Meyveler; vitamin ve antioksidan açısından zengin olduğundan bağışıklık sistemini güçlendirmek için çok önemli olmakla birlikte dikkatli tüketilmesi gereken besinler arasında yer alıyor. Çünkü meyveler früktoz şekeri içeriyor ve fazla tüketimi kan şekeri seviyelerini fazla yükseltip karaciğerde yağlanmaya da sebep olabiliyor. Günde ortalama üç porsiyon meyve tüketimi yeterlidir. Ayrıca meyve tüketilirken yanına protein kaynağı olan yoğurt veya ayran eklenilebilir. Böylece früktozun kana karışımı yavaşlıyor ve ani şeker yüksekliği engellenmiş oluyor. Kanser tedavisi sırasında greyfurt, nar, karadut, böğürtlen, yaban üzümünü ise; kullanılan ilaçlarla etkileşime girebildiğinden tedavi bitene kadar tüketmemelidir.

“BULANTI SORUNUNU ZENCEFİLLE ÇÖZÜN”

Bu dönemde kullanılan ilaçlar veya aldığınız tedavi sırasında/sonrasında yan etki olarak bulantı sorunu yaşayanılabilir. Eğer bulantı sorunu yaşanılırsa, suya zencefil atıp içmek, ağızda kök zencefil parçası bekletmek fayda sağlayabiliyor. Taze zencefil için bir fındık büyüklüğü kadar kullanmak yeterli olacaktır.

“KURUBAKLAGİLLERİ SOFRANIZDAN EKSİK ETMEYİN”

Kurubaklagiller hem lif hem de protein açısından zengin besinler olduğundan haftada 3 gün yemek olarak veya salataların içinde kurubaklagillere mutlaka yer verilmelidir. Yapılan bilimsel çalışmalar da; kurubaklagil tüketiminin kanser oluşumunu önleyebildiğini gösteriyor. Salata hazırlarken içerisine haşlanmış nohut, mercimek ekleyerek hem günlük lif alımınızı artırıp hem de daha besleyici proteinden zengin salata içerikleri hazırlayabilirsiniz.

“TAM TAHILLARI TERCİH EDİN”

Beslenmede tam tahıllı ekmek, çavdar veya siyez unu ile hazırlanmış ekmekler ve karabuğday tüketimine yer verilmelidir. Gluten alerjisi gibi özel bir durum yoksa tam tahıllı ekmek korkulması gereken bir besin değil. Tam tahıllar lif ve B vitaminlerinden zengin içerikleri ile sağlıklı beslenmenize katkı verecektir. Beyaz unla hazırlanmış poğaça, börek, kek tüketimi  olabildiğince azaltılmalıdır.

“BESİN HİJYENİNE DİKKAT”

Onkoloji hastalarının Covid-19 riskine karşı sağlıklı beslenme ve kişisel hijyenin yanı sıra besin hijyenine de çok daha fazla dikkat etmeleri gerekiyor. Çiğ tüketilecek sebzelerin akan suyun altında yıkandıktan sonra bir süre suda bekletilmesi, ardından yeniden suyun altında yıkanması, açıkta satılan yiyeceklerden uzak durulması ve et, tavuk gibi besinlerin iyice pişirilmesi olmazsa olmazlar arasında yer alıyor.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.