0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Edirne’nin Lalapaşa İlçesi’ne bağlı Vaysal Köyü’ndeki kalker ocağı işletmesinin kapasite artışı isteği ve ÇED olumlu raporuna karşı Vaysal Tarımsal Kalkınma Kooperatifi tarafından açılan davanın karar duruşması görüldü. Tarafları dinleyen mahkeme başkanı, kararın bir süre sonra bildirileceğini açıkladı.

Lalapaşa İlçesi’ne bağlı Vaysal Köyü’nde kurulan kalker ocağının kapasite artırımına karşı Edirne İdare Mahkemesi’nde açılan davanın karar duruşması görüldü. Tarafları dinleyen mahkeme başkanı, kararın bir süre sonra bildirileceğini açıkladı.

Mahkeme çıkışı Edirne Adliyesi önünde toplanan Vaysal Köyü sakinleri hayvanlarını otlatamadıklarını, su konusunda sıkıntı çektiklerini ve arıcılık konusunda büyük zarara uğradıklarını ifade ederek, firmanın köydeki mevcut taş ocağının kapasite artırımı ile birlikte ikinci taş ocağının açılmak istenmesine de tepki gösterdiler.

“VERECEĞİ ZARAR BİLİMSEL OLARAK İSPATLANMIŞTIR”

Edirne Adliyesi önünde basın mensuplarına açıklamada bulunan Av. Bülent Kaçar, Vaysal köyü yakınında kalker ocağında faaliyet gösteren şirketin, kalker ocağı kapasite artışı ve kırma, eleme tesisinin kapasite artışı davasında keşif yapıldığını belirterek, “6 ayrı disiplinden uzmanın raporuyla bu projenin ve Edirne Valiliği’nin ÇED olumlu kararının hukuk bilimi, aykırılığı, hukuka, doğaya, topluma, kamu yararına, köye ve tüm canlılara zarar vereceği bilimsel olarak ispatlanmıştır” dedi.

“VAYSAL TARIMSAL KALKINMA KOOPERATİFİ 2 DAVANIN DA TAKİPÇİSİDİR”

Edirne İdare Mahkemesi duruşmalı olarak yaptığı yargılamada da Vaysal köylülerini, kooperatif yönetimini ve kendilerini davacı sıfatıyla dinlediğini belirterek, “Ayrıntılı olarak bu projenin ve Edirne Valiliği’nin ÇED olumlu kararının bilime hukuka, topluma, köye ve canlılara zararını ayrıntılı olarak tekrar ifade ettik. İnanıyoruz ki 15 gün sonra Edirne İdare Mahkemesi bu hukuksuzluğa dur diyecek ve ikinci yeni ocak projesini başlatan şirketin bu hukuksuzluğu kaynağında bilimsel olarak engellediğimiz gibi hukuksal olarak da engelleyeceğiz. Vaysal köylüleri açtığı 2 davanın takipçisidir. Vaysal Tarımsal Kalkınma Kooperatifi açtığı 2 davanın da takipçisidir. Doğasına, canlısına, köyüne, köylüsüne sahip çıkmaya devam edecektir. Çünkü başka Trakya yok başka Balkanlar yok, başka doğa yok. Teşekkür ederiz” dedi.

“HER İKİ PROJEDE PATLATMALI OCAK FALİYETLERİDİR”

Vaysal Köyü’ndeki Taş ocağı davası konusunda bilgilendirme yapan Av. Bülent Kaçar, “Vaysal Köyü Balkanların eteklerinde yer alan ve Ergene havzasına su temin eden bir coğrafyanın parçası. Ve Vaysal Köyü’nde mevcut taş ocağı şu an su kaynaklarına yeraltı içme suyu kaynaklarına zaten zarar vermiş durumda. Süleyman Danişment muhtara da burada Süleyman Danişment köylüleri de burada. Çünkü bu projeden toplamda Vaysal ve Süleyman Danişment ile birlikte 4 köy zarar görüyor. Yeraltı suları yön değiştiriyor. Büyük tozuma sebebiyle arıcılık sona ermek üzere. Tarlalar kapasite artışı talebiyle yok olmak üzere. İkinci davanın konusu olan yeni ocak ile de tamamı ormanlık bir alan yok edilmek üzere. Biz birinci davamız mevcut ocağın kapasitesinin artışı kırma eleme tesisinin de kapasitesinin artışı davasıdır. Bakın bunlar her 2 projede patlatmalı ocak faaliyetleridir. Şu an mevcut ocağı gördüğünüzde ürkersiniz. Çünkü Vaysal Köyü o ölüm çukuruyla genişletilmek istenerek o ölüm halinin artırılmasına karşı bir yaşam mücadelesi veriyor. Tarım ve hayvancılık, yaşasın köy yaşamı, doğal yaşam yaşasın, ormanlar yok edilmesin, sular kaybolmasın diye mücadele ediyor” diye konuştu

“TARIM, ARICILIK VE HAYVANCILIK ZARARA UĞRUYOR”

Taş ocağı sebebiyle köylerinin büyük zarar gördüğünü ve üretim açısından kan kaybettiklerini belirterek ileride daha büyük zararlar oluşacağını kaydeden Vaysal Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı İbrahim Karapoyraz, “Köy kooperatif başkanı olarak böyle bir davaya müdahil olduk ve mecburdur. Çünkü insanlarımızın yaşam kaynağı ekmeği buradan çıkıyor. Bunlar tarım olarak müthiş bir zarar çekiyoruz. Mesela hayvanlarımıza palet temin edemiyoruz. Otlak olarak o bölgede otlatamıyoruz ve su kaynaklarımız gidiyor. Bundan yıllar önce mesela 16-17 köye su giden köyümüzden bugün 2 köye dair tek köye dahil su temin edemiyoruz. Bugün Domurca’dan bizim köye su basmaya başladılar. Yani bu kadar zarar veriyor bu. Ama kesin de diyemiyoruz. Ondan mutlaka zararı vardır. Bu gelecekte daha da zararının olacağını tahmin ediyoruz, o yüzden mahkemeye böyle bir şeye lehimize karar vermesini talep ediyoruz. Köyümüzde 15 tane sertifikalı arıcı var. Fakat bu arılar zaten ölüyor. Diğer tarım ilaçlarına veyahut da başka ilaçlarla zaten ölüyorlar. Bir de bu tozdan dolayı daha o kadar zarar gördüler. Dışarıdan gelen arıcılar da zaten gelmez oldu bölgemize. Şu anda bizim bölgemize dışarıdan arıcı gelmiyor. Sebeplerinden biri de bu taş ocağıdır” diyerek sözlerine son verdi.