DOLAR 32,5883 0.35%
EURO 34,8690 0.36%
ALTIN 2.504,560,82
BIST 9.675,811,59%
BITCOIN 20990031,22%
Edirne
15°

KAPALI

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Lozan ve Söz

ABONE OL
16 Nisan 2021 18:47
0

BEĞENDİM

ABONE OL

24 Temmuz 1923 Lozan Anlaşmasının imzalandığı tarih,

Türkiye adına dönemin Edirne Milletvekili ve Dışişleri Bakanı İsmet İnönü imza koyuyor.

Lozan Anlaşması için Türkiye’nin tapusu deniyor.

Dün Lozan Anlaşmasının 96. yılıydı.

Trakya Üniversitesi Rektörlüğü döneminde Prof. Dr. Osman İnci, kurumun bütçesinden tek kuruş harcamadan bağışlarla Lozan Anlaşmasıyla vatan topraklarına katılan Karaağaç’a muhteşem bir anıt yaptırmıştı.

18 Temmuz 1998 tarihinde açılışı yapıldı.

Sonrasın da, Lozan ruhuna uygun olarak bir de müze planlandı.

İnönü Vakfı’nın desteğiyle düzenlendi ve açıldı.

Lozan Müzesi,

Her yıl 24 Temmuz tarihinde anma programları düzenlerdi üniversite,

Son yıllarda, Lozan Anlaşmasının yıldönümündeki bu etkinlikler düzenlenmez oldu.

Bu yıl da yok.

Rektör Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu’nun daha önemli işleri var.

Gündemi de, programı da yoğun,

Müzeye mi ne oldu?

Yeri değiştirildi, içinde İnönü Vakfı tarafından armağan edilen materyaller nerede bilinmiyor.

Şimdi ne mi oluyor orada,

Osmanlı kıyafetleriyle şerbet dağıtıyorlar.

Aslında yazımda bir başka konuyu anlatacaktım,

Ama, önce Lozan Anıtı ve Müzesinin geçmişini paylaşmak istedim.

Lozan Anlaşması’na imza atan İsmet İnönü’nün torunu CHP Ankara Milletvekili Ayşe Gülsün Bilgehan 21 Aralık 2018 günü Edirne Belediye Başkanlığı’nın davetlisi olarak şehrimize geldi.

Edirne Belediye Başkanlığı ETSO Konferans Salonu’nda ‘Lozan ve İnönü Konferansı’ için geniş çaplı bir tanıtım yaptı.

21 Aralık aynı zamanda büyük kurtarıcı Atatürk’ün Edirne’ye geldiği gün,

Atatürk’ün Edirne gezisini Menemen de, Kubilay’ın yobazlar tarafından şehit edilmesi nedeniyle erken bitiriyor.

Neyse,

İsmet İnönü’nün torunu Ayşe Gülsün Bilgehan 21 Aralık günü Edirne de, konferansa katıldı.

O günlerde, Türkiye Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed’in, Osmanlı Paşası Fahreddin Türkkan’ı ‘hırsız’ olarak nitelemesi ve kutsal emanetleri çalınmaması için Niğde’ye gönderen dönemin Cumhurbaşkanı İnönü’ye ilişkin sözlerini tartışıyor.

Torun Bilgehan, güncel tartışmalara da yanıt veriyor.

İsmet Paşa, 23 Nisan 1920 günü Mecliste Edirne’yi milletvekili olarak temsil ediyor.

TBMM ilk dönem Edirne milletvekili,

Dedesinin son olarak Edirne’ye 1964 yılında geldiğini anlatıyor.

CHP’liler ve konuya ilgi duyanlar ETSO Salonu’nu doldurmuş pür dikkat dinliyor.

Konferans sonunda Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan ayağa kalkarak kendisini alkışlıyor.

Mikrofonu eline alıyor ve başlıyor konuşmaya, ‘Kendisinin de haberi yok, ilk kez duyacak, sürpriz olacak’ diyor

Edirne Belediye Başkanı Gürkan, “İnönü, Meriç Nehri’nin batısındaki tek Türk toprağı Karaağaç’ı Edirne’ye armağan eden komutan” diyor ve ekliyor:

– 25 Kasım 2018’deki Kurtuluş Resepsiyonu’nda Ayşe Gülsün Bilgehan’a Edirne’nin fahri hemşerilik beratı vereceğiz.

Yani, Edirne Belediye Meclisi karar alacak ve 25 Kasım şehrin kurtuluş törenlerinde İnönü’nün torunu Ayşe Gülsün Bilgehan’a fahri hemşerilik beratı takdim edilecek.

Eeeeeee,

Edirne Belediye Başkanlığı şehrin düşman işgalinden kurtuluşunun 96. yılı nedeniyle ETSO Salonu’nda resepsiyon düzenliyor.

Tesadüfe bak,

Başkan Gürkan, İnönü’nün torunu Bilgehan’ın konuşma yaptığı salonda veriyor resepsiyonu,

Söz de o resepsiyon da Bilgehan’a fahri hemşerilik beratı verecekti.

Ne hatırlayan oluyor.

Ne hatırlatan,

Ne yani, o konferans günü bir söz verildi.

Oldu, bitti, unutuldu.

Sadece siyasi şov muydu?

Siyaset bu kadar ayaklar altına alınır mı?

Siyasette bazen, gelişen şartlara göre, sözler verilir.

Ama bu öyle değil ki,

25 Kasım törenlerinden önce Bilgehan sizce günlerce davet beklememiş midir?

Kesinlikle beklemiştir.

Tamam iyi de,

Başkan Gürkan söz verdi.

Gerçi, söz verdiği unuttuğu çok olmuştur,

Öyle anlatılıyor.

Hadi o unuttu, hatırlamadı, yoğunluk nedeniyle atladı.

Peki,

Ekibinde yer alan onlarca insan için ne demeli,

Ekipte yer alanlar hiç kimse bunu hatırlatmaz,

Not alıp, zamanı gelince gerekli hazırlıkları yapmaz,

Bu işin günahı sadece Recep Gürkan’ın boynuna mı?

Ekibin sorumluluğu ne olacak,

O zaman ilk taşı en günahsız olan atsın,

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.