0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Türk Sinemasının unutulmaz filmleri arasında yer alan Züğürt Ağa’yı sanırım birçoğumuz izlemiştir,

Haraptar Köyü’nün ağası Şener Şen, yanaşmanın kızı Kiraz ile İstanbul’a gelmiştir,

Geçinmek için seyyar satıcılığa başlar,

Filmin hafızalara kazınan en dramatik sahnesi,

Seyyar arabasıyla Züğürt Ağa’nın domates satmasıdır.

Filmdeki replikte, seyyarın arkasında bulunan yardımcısı “Ağa biraz fazla bağırsana sesini kimse duymuyor” diye uyarır,

Nede olsa serde ağalık olan Şener Şen, “Yav ayıptır, milleti rahatsız etmeyek” diye yanıtlar.

Edirne Belediyesi kentin tanıtımı ile müthiş bir girişimde bulundu,

Ülkemizin turizm, siyaset, yiyecek-içecek, müzik konularında en önemli gazeteci ve yazarlarını ağırladı,

Yarım milyonun üzerinde harcama yaptı,

Neden,

Kentin tanıtımı için, özellikle yerli turistlerin şehrin kültür değerlerine ilgisini çekmek hedeflendi,

İyi de oldu,

Tabi, bu tür girişimlerde sabahtan akşama sonuç beklememek lazım,

Zamanla bu tanıtımın katkılarını  esnaf görecek,

Bir taraftan, şehre katkı sağlamak için belediyenin kıt olanaklarını kullanıyorsunuz,

Ama,

Bu tanıtımı yaparken, şehre gelecekler nasıl bir tablo ile karşılaşacak,

Bunun tedbirini aldınız mı?

Eğer Edirne gibi geleceği turizmde olan bir kentte, insanlar özellikle hafta sonu Şükrüpaşa, Fatih, 1. Murat gibi mahallelerindeki, evlerinde, “Hurdacııııııııı” veya “Domatesssssssssss” diye elinde megafonlarla anons eden seyyar satıcılar ile uyanırsa,

Edirne’nin yaz aylarındaki en büyük belası sivrisineklerle mücadele edecek ekibin aracındaki kamyonet mazot yokluğundan ilaçlama yapmaya çıkamıyorsa,

İstediğin kadar, ‘rol’ yaparak zevahiri kurtarmaya çalış,

Yaptığınız tüm bu çabalar heba olur.

Biz de o zaman okuyucularımızla;

Büyük Türk Şairi Orhan Veli Kanık’ın

“Ne atom bombası

Ne Londra Konferansı

Bir elinde cımbız,

Bir elinde ayna;

Umurunda mı dünya”

dizelerini paylaşmak düşer.

  ***

Usta şair Orhan Veli Kanık, dizelerinde, ‘ayna’dan söz edince aklıma geldi,

Bir tarafta sosyal medyada Edirneli sanatçının tıklanma rekoruna ilişkin haberler bu gazetede sürmanşet olarak yayınlanırken,

Galiba Arpa suyu birilerin de, hafıza kaybına da, neden oluyor,

‘Çoluk-Çocuğu karıştırmak ne kadar ahlaki’ sorusuna sanırım en güzel cevap;

Birinin yönettiği gazetenin 22 Nisan 2012 tarihli sayında,

Masum bir kazanın nasıl çarpıtıldığı meslek sicilinde yer alıyor,

Arpa suyu ayrıca, ‘okuma ve algılama’da da sorun yaratıyor anlaşılan,

Hamdi Sedefçi ile görüştüğünü söyleyen yok,

Ama,

Böyle gösterip hodri meydan çekiyor,

Yersen,

Savcılıktaki ifade korkusu bitmiş ola ki,

Konserlere devam kararı alınmış,

Önce Saraçlar, sonra Uzunköprü,

Yaz dönemi bitmeden Erikli, Enez’i de unutmayalım,

Devlet kurumunun resmi ilanlarını yayınlamak, ‘indiregandi’ ise;

Çastık, çustuk yapmanın bedeli için de, bir isim tespiti vardır herhalde,

O zaman ne yapalım,

Bütün eller havaya, ver coşkuyu,