0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, yeni ekonomi programını “Değişim başlıyor” sloganı ile geçtiğimiz hafta tanıttı. Albayrak, ekonomide 3 yıllık iddialı hedefler ortaya koydu. “Türkiye yeni bir ekonomik modele geçiyor” dedi.

Bakan, “artık ekonomi sadece ekonomi değil. Futbolun sadece futbol olmadığı gibi. Ekonomi aynı zamanda üretim demek. Ekonomi aynı zamanda uluslararası ilişkiler demek. Ekonomi aynı zamanda seçim demek. Ekonomi aynı zamanda hukuk demek” dedi.

Sayın bakanım:

Bizler Yunanistan’a ve Bulgaristan’a sınır vilayetinin insanlarız. Yıllar önce Bulgaristan’a gittiğimizde 20 mark para ile (bugün 10 Euro yapıyor) üç kişi akşam yemeği yedik, bara gidip içki içtik, en az 8 Bulgar vatandaşına 7 şişe viski ısmarladık. Hesap ödedikten sonra bir sürü leva kaldı onu da bahşiş olarak bırakmıştık. Bize milyoner gibi hizmet ediyorlardı. 10 yıl önce 100 tl. bozdurduğumda 130 leva alıyordum. Şimdi 100 tl. ile 32 leva alıyorum. Euro bizde ucuzken Yunanistan’da yediğimiz yemekler hiç pahalı gelmiyordu. Şimdi ise ödenecek gibi değil. Bir kahve 4 Euro. Düşünün artık..

Sayın bakanım;

Değişimin başlamasını inanın sizden daha fazla istiyoruz. Bugün Uzunköprü’de 50 yıllık işyerleri bir bir kapanıyor. Yeni açılan işyerleri ise kasap, büfe, börekçi gibi yiyecek üzerine açılıyor. Çünkü insanlar bir şekilde gıdasını alacak. Eğer dediğiniz değişim başlamazsa halimiz gerçekten çok kötü olacak. Türk insanı sizlere güvenip çok oy verdi, güç verdi. Sizlerde bu gücü artık bizim refahımız için kullanın. Değişim başlasın artık..

***

Türkiye Büyük millet meclisi 73 günlük tatilden sonra 1 Ekim Salı günü çalışmalarına başladı. Ne çalışacaklar bilemiyorum! Çünkü TBMM artık bizim bildiğimiz halkın meclisini taşıyamıyor. Çünkü vekilleri parti liderleri belirliyor,

Bizler sadece belirlenen adaylara oy atıyoruz. Benim yaşım yetmiyor ama hatırlayan büyüklerim var. 1946’da yapılan seçimlerde açık oy atılıyor, atılan oylar gizli sayılıyordu. Yani seçmen oy pusulasını verir iken hangi partiye oy verdiğini sandık başkanına gösteriyordu. Sandık kurulu daha sonra oyları gizli bir ortamda sayarak sonucu duyuruyordu. 1950 seçimlerinde işler değişti ve gizli oy açık tasnif başladı. Demokrat parti 550 milletvekilinin 503 tanesini kazanmıştı.

Bugün peki ne değişti. Aynı 1946 seçimleri gibi milletin vekili diye bildiğimiz kişileri partilerin genel başkanları belirliyor bizde seçiyoruz. Sistem bana göre hiç değişmedi.

Sadece 1991 yılında bir kez denenen tercihli sistemin yeniden düzenlenerek meclise getirilmesi gerekmiyor mu? İsteyen istediği partiden aday olacak, aldığı oy oranı ile seçilecek. O zaman seçilecek kişi milletin vekili olacak. Mecliste genel başkanım beni tekrar aday göstermez diye şüphesi kalmayacak vekilin. Sizlerde izliyorsunuz. Hangi vekil genel başkanın sözünün dışına çıkıyor? Çıkamaz çünkü eli mahkum.

Sosyal medyada vekillerin 73 günlük tatilleri tartışılıyor. Bana göre 365 gün tatile çıkmaları gerekiyor. Genel başkanları ne zaman çağırsa meclise gidecekler parmak kaldırıp kanunun geçmesini veya geçmemesini oylayacaklar. Ha bu arada maaşları da yetmiyormuş! Eskiden inanın vekillerin maaşları sahiden yetmiyordu. Bunu yaşayarak öğrendim. Çünkü her ayın 4 günü Ankara’da idim. Vekillere insanlar çare bulması için gidiyordu. Onları ağırlayan vekiller ayın sonunu harç borç çıkarıyordu. Rasim Çakır bunun en canlı örneği. Şimdi bırakın vekili Bakan’ın bile sözü geçmiyor mecliste. İnsanlarda çare olmadıkları için meclise gitmiyorlar. Vekiller’de para harcayamıyorlar. Aldıkları neyine yetmiyor anlamış değilim.

Tebessüm yüzünüzde, sevgi yüreğinizde, sevdikleriniz hep yanınızda olsun. Her ne işiniz varsa olumlu şekilde sonuçlanması dileğimle….

BİR MACAR ATASÖZÜ DERKİ; ŞARHOŞ ER GEÇ AYILIR, AMA CAHİL ASLA!