0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Ülkemizde, 12 Haziran 2011 günü milletvekilliği seçimleri yapılmasına karar verildiği günler.

CHP yönetimi Edirne’nin de, yer aldığı 27 ilde önseçim kararı aldı.

CHP’ye kayıtlı 7 bin 652 üye, 3 Nisan 2011 günü 28 aday adayı arasından Edirne’nin 3 milletvekili adayını belirlemek için sandık başına gitti.

Ön seçimden, Trakya Üniversitesi Genel Sekreterliği görevinden istifa eden Recep Gürkan 1828 oy olarak ilk sırada, 1262 oy alan Kemal Değirmendereli ikinci, 1247 oy ile Abdülbaki Topal üçüncü sırada çıktı.

CHP’deki önseçimde üyelerden 1007 oy alan Erdin Bircan, şimdi yazımızın konusu değil, son gece operasyonu ile ancak 7. olabildi.

Listeye giremedi ama, Bircan Ankara’da CHP Genel Merkezine gidip gelmeye devam etti.

Şişli eski Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül hakkında kitap yazılmıştı: Düğün evinin tefçisi, ölü evinin yasçısı

Bizim Erdin Bircan da, boş durmadı, cebinde küçük altınlarla sürekli gezer oldu.

Tanıdık, tanımadık, düğünlere gitti hediyesini verdi.

Cenazelerde saf tuttu.

Yani, kısaca düğün evinin tefçisi, ölü evinin yasçısı oldu.

Tarihler 2014 yılını gösterdiğinde yerel seçimlerde Milletvekili Recep Gürkan, Edirne Belediye Başkanı adayı gösterildi.

Bircan, milletvekilliği döneminde, kapısından ayrılmadığı Gürkan ile yakın dostluk kurdu.

Gürkan Edirne Belediye Başkanı olunca, Ankara da, kendisini savunacak, koruyacak, kollayacak isim olarak Bircan’ı gördü.

CHP 7 Haziran 2015 günü yapılacak milletvekilliği seçimleri için Edirne’de yine adaylarını önseçim ile belirledi.

Allah var, Gürkan Nisan 2011 yılındaki kendi ön seçimindeki kadar çalıştı, çabaladı, zorladı, sözler verdi Bircan’ın listenin seçilebilecek yerinde yer alması için,

Ön seçimde 9 bin 709 partilisinden 3 bin 566 oy olan Okan Gaytancıoğlu birinci, 2 bin 544 oy alan Erdin Bircan ikinci ve 2 bin 197 oy olan Gürkan Güneser ise üçüncü oldu.

Haziran 2015 seçimlerinin sonuçlarının ortaya çıkardığı milletvekili tablosuyla ülkede hükümet kurulamadı.

CHP 3 Kasım 2015 tarihinde yapılan milletvekili seçimlerine, daha önce ön seçim sonuçlarındaki liste ile girdi.

Bircan yeniden vekilimiz oldu.

Bircan, Belediye Başkanı Gürkan ile siyaset yapmaya devam etti.

Hatta, CHP büyük kongresinin yapıldığı gün, yoğun tempoda fırsat bulup Ankara Esenboğa Havalimanına gidip ‘siyasi kariyeri için önemli olan’ birisinin parfüm talebini bile yerine getirdi.

Meclis kürsüsüne bir elin parmakları kadar belki çıktı.

Çevre Komisyonunda görev aldı, yemin töreninin dışında, mecliste nadir konuşmalarının birinde, Ergene Nehri kirliliği üzerine söz ederken bakanlığın adını üç kez farklı farklı telaffuz edecek kadar konusuna hâkimdi.

Atlamayalım yine bir gün meclis kürsüsünde, 5 dakika boyunca susarak büyük bir eyleme imza attı.

Seçim kampanyası döneminde eğitim durumu çok tartışıldı.

YSK’ya sunduğu bilgilere ve milletvekili kesin listelerine göre; eğitim durumu ortaokul yazıyordu, ama TBMM her nedense lise mezunu olduğu bilgisi paylaşılmıştı.

Tarihler 28 Temmuz 2016 gününü gösterdiğinde, mensubu olduğu partisinin binasının önünde şahsıma yönelik,  ‘mafya’, ‘şantajcı’, ‘kurtçuk’ kendine göre tanımlamalarda bulundu.

Her neden olduysa,

Gürkan-Bircan arasındaki ‘kanka’lık bitti.

CHP’nin Ocak 2018 ayında yapılan il kongresinde Bircan kürsüden sosyal medya hesapları üzerinden kendisi hakkıda yapılan ‘mümtaz’ paylaşımları göstererek Gürkan ekibine yüklendi.

24 Haziran 2018 seçimleri öncesi, önce listeye konulmadı,

Sonra listeye konulan adayı YSK veto etti.

Kaderin de varsa işte oluyor,

Kılıçdaroğlu Bircan’ı listenin 2. sırasına yazdı.

Sonra zaman su gibi akıp geçti.

Tarihler 29 Temmuz 2018 gününü gösterirken, haber geldi.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu devirmek için Muharrem İnce adına imza toplamak için Iğdır’a giden Bircan, otel odasında düşüp beyin kanaması geçirmiş,

Ben mi ne yaptım,

Üstad Sezai Karakoç’un;

“Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır

Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır

Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır

Yanmışsam külüm den yapılan bir hisar vardır

Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır”

dizelerini mırıldandım.

Ankara’da o günden beri hastanede tedavisi sürüyordu Bircan’ın

Bir Pazar sabahı telefonuma mesaj düştü.

Edirne Milletvekili Erdin Bircan öldü.

Ne mi yaptım?

Bakara Suresi 284. Ayeti okudum:

“Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. Siz içinizdekileri açığa vursanız da gizli tutsanız da Allah onunla sizi hesaba çeker. Sonra dilediğini bağışlar, dilediğine de azab eder. Allah her şeye kadirdir.”

Derler ya hani,

Ölümünün arkasından konuşulmaz.

Neden miş?

Şimdi bakıyorum, tanıyan, tanımayan, gördüğünde selam vermeyen, başını çeviren, siyasi hayatına kast edenler tutmuşlar, ‘yol arkadaşım’

Hadi canım sende,

Bu riyakârlık niye ki,

Bircan’ın hayatı boyunca hiç mi hatası yoktu.

Hani hatasız kul olmazdı.

Peki bunları yazmak söylemek niye kusur olsun.

Hataları da yazalım ki,

Arşivlerde kalsın,

Yarın öbürgün, birileri araştırma yaptığında bunları da okusun, görsün, bilsin,

Kutsal mekânımız camiilerde imam soruyor ya,

Nasıl bilirsiniz,

Cenazeye katılanların hepsi doğru bildiğini mi söylüyor.

O kutsal mekânımızda yalan söylemek yakışır mı?

Yalan söylemek dinimizce günah değil mi?

O mübarek kutsal mekânlarımız da, neden kendimiz olmayız ki,