DOLAR 32,3773 0.16%
EURO 35,0386 -0.1%
ALTIN 2.323,830,20
BIST 9.113,740,37%
BITCOIN 2271658-0,23%
Edirne
24°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Vicdanın Sorusu

ABONE OL
19 Nisan 2021 10:48
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Necdet Budak, genel seçimler öncesi Ege Üniversitesi Tarla Bitkileri Bölüm Başkanlığı görevini yürütürken görevinden istifa etti.

2002 yılında yapılan milletvekilliği seçimlerinde CHP’de büyük bir sürpriz yaparak önseçimden birinci çıkarak milletvekili oldu.

Sonra akademik yaşam ile siyasi yaşam arasında geçiş zorluğu yaşadı ve CHP’de ‘ayak oyunlarına’ fazla dayanamayınca istifayı basıp AK Parti’ye geçti.

AK Parti’den 2007 seçimlerinde ikinci kez Edirne Milletvekili seçildi.

Partinin MKYK’sında görev yapıyordu, Edirne’ye, ilçelere köylere gelir sabah saat 9’u gösterdiğinde en az üç kahve gezisini tamamladığında parti teşkilat mensupları daha yeni yanına geliyordu.

2011 seçimlerin de yeniden aday gösterilmesine kesin gözüyle bakılıyordu.

Listeler açıklandığın da, ilk sırada Mehmet Müezzinoğlu, ikinci sırada Tuna Bekleviç adı vardı.

AK Parti çevrelerinde herkes şaşkın, ‘Nereden çıktı bu Müezzinoğlu’ diye konuştuğu günler,

Eve gidiyorum, tam SSK ışıklarına geldiğimde telefonum çaldı, arayan o dönem AK Parti Yönetim Kurulu Üyesi şimdinin İl Genel Meclisi Üyesi Mustafa Suiçmez,

Listenin açıklanalı birkaç saat olmuş ve Suiçmez telefon da, ‘Hiç kimse bilmiyor. Sana anlatıyorum,  Müjdat Kahve ile ben genel merkeze gittik Edirne listesine dışarıdan bir isim koyun ricasında bulunduk’ diyor.

Sonrasın da, Müezzin’in oğlu Mehmet geldi başladı seçim çalışmalarına,

Tartışmalı Türkiye’ye iltica hikâyesini dillendirmeye başladı.

Temmuz ayında Meriç Nehri’nden nasıl kaçak olarak Yunanistan’dan geldiğini dramatize ederek anlattı.

Meriç Nehri Temmuz ayında kurur, ama bizimki sularla boğuşarak kaçak gelir,

Her durum da, AK Parti’nin Edirne’de bir milletvekili çıkaracak oyu var.

Bu Müezzinoğlu aday olsa böyle, olmasa da böyle,

İstersen Recep Tayyip Erdoğan aday olsun bir milletvekili çıkarır AK Parti,

Yani isimlerin pek bi önemi yok, her zaman bir milletvekillik oyu var AK Parti’nin

Sonuçta vekilimiz oldu,

AK Parti’nin Müjdat Kahve başkan olduğu kongre de kürsüden, ‘Edirne’deki baronları yok edeceğim’diye haykırdı,

Aslın da sözleri Kahve’nin karşısına aday olan Ali Soydan ve aday olmasını önerenler olduğunu düşündüklerine ve destekleyenlere,

Bu halishane fikirlerini İskeçe Türk Gençler Birliği’nde de iki aday çıkınca Yunanistan’da da gözlerinden adeta ateş fışkırarak bir kez daha yeniledi.

Sonra eski Türkocağı binasında helva sohbetlerinde yer kapmaca oynarken Sağlık Bakanı olduğunu öğrendi.

Etrafı doldu, taştı,

Kemaniler, çocuklarını işe sokmak için adına neredeyse marşlar besteledi.

4 Haziran 2013 tarihinde FETÖ/PDY örgütünün düzenlediği Türkçe Olimpiyatlarına yardım toplamak için Edirneli işadamlarından komite kurdurdu.

İşadamları Müezzin’in oğlu Mehmet’in referansını da kullanarak milyonlarca topladılar, ceplerinden yardım ettiler.

Sağlık Bakanı kimliğiyle Müezzinoğlu, yiğitlerin harman olduğu Sarayiçi Ermeydanında eline mikrofonu alıp buğulu gözlerle, ‘Buradan gönül dostlarına, okyanus ötesindeki gönül dostlarına selamlar olsun’ diye sesi titreyerek konuştu.

Büyük bir keyif, gurur, özgüvenle, özlemle haykırdı, okyanus ötesine,

Adeta sesini Edirne’den duyurmak ister gibi,

Okyanus ötesineki ‘gönül dostu’ kim olaki bizim bu Müezzinin oğlu Mehmet’in

Hiç aklınıza gelen bir isim var mı?

Benim bir kişi geliyor, hani 15 Temmuz gecesi ülkemizi kan gölüne çevirmek isteyen 250 vatanseverin şehit olmasına neden olan FETÖ/PDY Örgütünün elebaşı Gülen,

Örgütün olimpiyatlarından 3 yıl sonra bir Haziran günü o gün yardım komitesinde bulunan Edirne’de bir çok kişinin tanıdığı işadamları FETÖ/PDY örgütüne üye olmak ve maddi destek sağlamaktan gözaltına alındı.

Yargılandılar önemli bir bölümü 6 yılın üzerinde hapis cezası aldı.

Bir bölümünün yargılaması ise geçtiğimiz Cuma günü tamamlandı ve 8 yıla varan cezalar aldı.

Halen Bursa Milletvekili olan Müezzin’in oğlu Mehmet geçtiğimiz günlerde Edirne’ye geldi.

Gazeteciler kendisine Edirne Milletvekili Rafet Sezen’in basın toplantısı düzenlemediği yönünde bir soru yöneltince, ‘Edirneliler’in en büyük hastalığı dedikodu ve fitnedir’ değerlendirmesi yaptı.

Yani fitne ve dedikoducuların vekilliğini yaptım demek istedi,

Aslında o basın toplantısında gezetecilerin sorması gereken soru:

Sizin görevlendirdiğiniz, referans verdiğiniz, yardım toplamalarına öncülük ettiğiniz ve okyanus ötesindeki gönül dostlarına selamlar gönderdiklariniz için para toplayan işadamları yargılandı ve ceza aldı vicdanen rahat mısınız?

Olmalıydı.

Sahi,

Müezzin’in oğlu Mehmet’in bu soruya cevabı ne olurdu hiç düşündünüz mü?

Yoksa her zamanki gibi, bu soruyı da geçiştirir, ‘Atatürk’ü kullananlara ve Atatürk’ten geçinenlere Trakya müsaade etmemelidir’ mi olurdu.

Veya, o gözaltılardan sonra, ya da hapis cezaları aldıktan sonra yardım toplamasına teşvik ettiği, komiteler kurdurduğu işadamlarını hiç aramışlığı sormuşluğu var mıdır?

İnanan biri olarak bildiğimiz eski vekilimizin vicdanı bu işe ne diyor.

Hiç sızlıyor mu?

Sizce,

Sorumluluğu hiç üzerine almayı düşündü mü ki,

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.