DOLAR 32,3416 0.18%
EURO 35,1168 -0.24%
ALTIN 2.239,29-0,17
BIST 7.962,343,14%
BITCOIN 2048805-6,87%
Edirne
11°

KAPALI

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

O BİR BEYAZIT SANSI

ABONE OL
25 Kasım 2021 23:38
0

BEĞENDİM

ABONE OL

O Bir Kırkpınar Aşığı

O Bir Edirne Sevdalısı

O Bir Öğretmen

O Bir Halk Şairi

O Bir Gazeteci

O Bir Bizim Kızan, Karaağaç’tan

………………….

O Benim AGAM

Beyazıt SANSI gönüllerde yaşamaya devam edecek çünkü hakkın rahmetine kavuşmuş. Adı bile Edirne simgesi olan bir çınarımızı daha ebediyete uğurlamışız. Çok vefalı bir kişi, çok yönlü bir sanatçı, çok kıymetli bir büyüğümüzü kaybetmenin acısı tabi ki çok derin.Yıllarca onun duygularıyla Kırkpınar sevdamızı sundum, yıllarca acımı dinledi onunla avuttum, yıllarca dernek çalışmalarımızda Edirne için daha fazla ne yapabiliriz diye beyin fırtınaları yaptık. Edirne’nin bir temel taşı daha eksildi.

Kırkpınar sunuculuğu yaptığım yıllarda Soner’imle kır bahçesi çevirmecilerinde yemek yemeyi adet edinmiştik. Beyazıt ağabey onun daha İstanbul yıllarından tanıdığı “Gazibaba” kültüründe birlikte olduğu sevgili ağabeyi olarak zaman zaman yanımıza uğrardı. Onsuz katıldığım ilk Kırkpınar’da bu mahzunluğumu gördü “üzülme kız kocan yoksa agan var” dedi ve dertleştiğimiz ama gülümseyerek andığımız sohbet ortamıyla yatıştırdı benive bunu mutlaka en az 14 yıl boyunca yaptık. Ben son 2 yıldır Kırkpınar’a gidememiştim. Alper YAZOĞLU ağamız da son yıllarda yanımızdaydı.

Kırkpınar aşığıydı; dernek kurulur da yönetimde olmaz mı, elini taşın altına koymaz mı? Birlikte yine Alper YAZOĞLU ağamızın hamiliğinde çalışmalar yaptık. Ağamız çok sever sayar başköşeye koyardı onu, sağolsun. Kırkpınar Dergisi çıkardık, kültürünün yaygınlaşması –düzenleme komitesi bize çok sormasa da- yenilikçi gelişmeler olarak neler yapılabileceği üzerine fikirler ürettik durduk.

Dergi için, Kırkpınar’a duygu katanlar köşesi yaptım ve onu yazmak için özgeçmişini istedim. “Hayatını şiir ve müzikle daima dopdolu yaşadı dersin” dedi. “Kırkpınar Marşı”nın şairi ve bestekarı” olmasını, “Bana Allah’ın bir lütfu diye tanımlardı. O boncuk gözleri parlardı Kırkpınar deyince, Edirne deyince…

Gazibaba” meyhanesi, Edirne kültürünün yaşatıldığı geliştirildiği ve o fikirleri gerçeğe dönüştürecek kişilerin buluştuğu bir sosyalleşme alanıdır. Erkek egemen meyhaneler döneminden aile egemen döneme geçiş babadan oğula yani İsmail Bayındır’a kısmet oldu. Müdavimler değişmedi. Beyazıt ağabeyi orada göremezsem sanatçı oğlu Seven ile selamımı iletirdim. Artık dualarımda anarım

O bir sevgi insanıydı oğluna “Seven”, kızına “Gülsevilkoyduğu isimden belli değil mi? Beyazıt ağabey nurlar içinde yatsın, sevgili ailesi sağlık ve huzurla yaşasınlar. Kendilerine sabır diliyorum. Böyle bir eş-babaya sahip oldukları için ne mutlu onlara.

“Mecbur muyum sevmeye, gözlerin güzel diye” İlk duyduğum bestelenen şiiriydi. Öyle naif yüreği vardı ki kimseyi incitmemiştir diye düşünüyorum. Sözünü sakınmazdı ama kırmadan. “Gençlerimizi sabah namazına alıştırsak bu ülke yükselir” demişti belki 30 yıl önce. Hatta köşe yazısında bile yazmış olabilir. Meyhaneleri seven bir ağızdan bunu duymak beni çok şaşırtmıştı. Açıkladı; “Gençler erken kalkıp iş yapmayı öğrenirler. Sabahın mis havasını çeker sağlık edinirler. Güne daha enerjik başlarlar. Ne bu öğlenlere kadar uyuyorlar.”

Sohbetinden feyz aldığım agam ışıklar içinde uyu. Duygularımın tercümanı agam marşın çalınacak, bayrak dalgalanacak, şiirlerin gönüllerde yaşayacak, rahat uyu. Rabbim sen Edirne’mizin ulu çınarlarını koru…

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.