0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tecer; “Ev ve iş yerlerimizde ya da toplu yaşadığımız yerlerde kullanılan suların arıtılması sonucu elde edilen suya ‘gri su’ diyoruz. Bu su fosseptik atığı içermeyen, duştan ve lavabodan gelen suları ifade ediyor. Özellikle belediyeler, park ve bahçe sulamalarında bu sudan faydalanabilirler”dedi.

Tecer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye’de geçen yıl yağış ortalamalarına bakıldığında ciddi bir azalmanın görüldüğünü ifade etti.

Bu nedenle su kaynaklarının korunması için herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini belirten Tecer, “Su kaynaklarının tükenmesinde hızlı nüfus artışı, küresel ısınma, endüstriyel kullanım ve su tüketim oranlarının artması karşımıza çıkıyor” dedi.

Tecer, su kaynaklarının verimli kullanılması için tasarruf modellerinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması gerektiğinin altını çizerek, “Ev ve iş yerlerimizde ya da toplu yaşadığımız yerlerde kullanılan suların arıtılması sonucu elde edilen suya ‘gri su’ diyoruz. Bu su fosseptik atığı içermeyen, duştan ve lavabodan gelen suları ifade ediyor. Özellikle belediyeler, park ve bahçe sulamalarında bu sudan faydalanabilirler. Kentsel yaşamda park ve bahçe sulaması ciddi bir su tüketimi gerektiriyor” diye konuştu.

“TARIMSAL SULAMA TEKNİKLERİMİZİ DEĞİŞTİRMELİYİZ”

“Gri su”yun sanayide de kullanılabileceğine vurgu yapan Tecer, şunları kaydetti:

“Ülkemizde 112 milyar metreküp civarındaki suyun, 2018 rakamlarına göre yüzde 71’i sulama suyu olarak, yüzde 18,2 civarı sanayi proseslerinde, yüzde 11-12 civarında da içme ve kullanma suyu olarak kullanılıyor. Dolayısıyla bizim su kaynaklarımızı tüketen en büyük etken tarımsal sulamadır. Tarımsal sulamada bilinçlendirme ve sulama tekniklerinin değiştirilmesi elzemdir. Geleneksel sulama sistemiyle tarım alanları sulandığı zaman sularımızın çoğunu tüketmiş oluyoruz. Oysa damlama, yağmurlama ve diğer sistemlere geçirebilirsek, dönüştürebilirsek, bu sistemlerimizle yüzde 80’lere varan su tasarrufu sağlamış olacağız. Bu muazzam bir rakamdır. Dolayısıyla bunun bir an önce teşviklerle, yasal düzenlemelerle dönüştürülmesi gerekiyor”

Tecer, suyun kullanımında diş fırçalama, tıraş olma ve duş sürelerinin kısaltılması gerektiğini vurgulayarak, sensörlü musluklar, kademeli sifon sistemi, düşük akımlı duş başlıkları ve yağmur sularının toplanarak tekrar kullanılmasının da tasarruf sağlayacağını dile getirdi.

“SU KAÇAKLARI ÖNLENMELİ”

Su tasarrufunda ev ve iş yerlerinin yanı sıra belediyelerin de kayıp kaçak kontrolü yapması gerektiğini vurgulayan Tecer, şu ifadeleri kullandı:

“Eğer tesisat eskiyse kaçaklar oluşabilir. Bunu şehir şebekesi olarak düşündüğünüzde eskiyen alt yapı sistemleri, borular zaman içerisinde su kaçaklarına sebebiyet verecektir. Bunların önlenmesi gerekiyor. Gelişmiş ülkelerde şebekelerden kaynaklanan su kaçak olayları yüzde 8-24 arasında değişirken, gelişmekte olan ülkelerde bu oran yüzde 45’e kadar çıkmaktadır. Bu çok ciddi bir orandır.
Dolayısıyla hem bireysel olarak hem de bu işle sorumlu kamu kuruluşlarının bu konuda kaçak ve kayıpların önlenmesi konusunda ciddi adımlar atmalı”

Tecer, su tasarrufu için organize sanayi bölgelerinin yakınlarına ya da ulaşabilecekleri mesafelere göl, gölet gibi biriktirme ve toplama alanlarının yapılması önerisinde de bulundu.