0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Havadan çok savaşın soğukluğunu hissettiğimiz şu günlerde sıkça çocuklar ve kadınların koruma kalkanına alınmasından söz ediliyor. Neden özellikle çocuklar ve kadınlar? Çaresizlikleri ve zayıflıklarından dolayı değil de, çocuklar ülkenin geleceği, kadın bedeninin ise vatan olarak algılanmasından ötürü daha çok.

Kadınlar savaşın ne kadar içinde bir bakalım istedim bu yazımda… Eşini dostunu sevdiğini babasını en önemlisi de canının parçası evladını ölümü bile bile cepheye yollar. Merak endişe kaybetme korkusuyla baş başa kalır. Düşman askerlerinin kadına tecavüzü ise tarih boyunca en korkunç olayların başında geliyor. Yani savaşta en çok kadınlar yaralanır.

İstanbul Üniversitesi Kadın Araştırmaları Dergisi 2019 yılında “Kadın ve Savaş” konulu sosyal boyutta bir analiz yayınlamış. Genellikle savaşa erkek işi olarak bakılır diyor. Kadınlar savaşla ilgili konuların ve kararların hep dışında bırakılarak savaşa dâhil edilmezler. Şehitlerimizin ve Kurtuluş savaşında büyük fedakârlıklar göstermiş kadınlarımızın ruhları şad olsun. Gazi Mustafa Kemal Paşa, Türk kadınına Türk ordusu saflarında resmen ve üniformalı olarak yer veren ilk general ve ilk askerdir (Göksel, 1984). Ve yine barışta da Dünyada ilk önce Türk kadınına siyasal haklarını veren ebedi önderimizdir.

Barışın devamlılığı için de kadınlarımıza iş düşüyor. Barış için kadın girişimleri var ve artarak devam ediyor. 2014 yılında Çanakkale’de yapıldığı gibi tarihi topların üzerine sembolik örgüler mi örersiniz, sezgi yeteneğiniz iletişim beceriniz ikna gücünüzle nefesiniz tükenene kadar barış çağrıları mı yaparsınız bilemem ama önce aile içinde ezmeden ezilmeden kocaman bir sevgi ile iç huzuru sağlayın ki büyüttükleriniz aklı erdiğinde mayasındaki barışı yaysın çevresine.

Aslında daha iyi bir dünya için sağlık ve eğitime para ayrılması gerekirken hiçbir devlet bütçesinde silah gibi teçhizata yer vermemeli. Virginia Woolf’a katılıyorum, sözüyle düşüncelerimi dile getirmiş: “Bir kadın olarak benim ülkem yoktur, bir kadın olarak bir ülke de istemiyorum, bir kadın olarak tüm dünya benim ülkemdir”

Anneannemin vatanı düşman işgali altındaki Kırım’da yaşayan kadınlar başta olmak üzere dünya üzerindeki tüm kadınların kötülüğün ve şiddetin gölgesinde kalmamasını diliyorum. Şiddete son vermenin yolu kadın erkek çocuk ayırmaksızın insan haklarına saygıdan geçiyor.  Sevgide cömert, sevdiklerinizi kırmada cimri olun. Saygı ve sağlıkla kalın…