DOLAR 32,3785 0.16%
EURO 35,1844 -0.02%
ALTIN 2.325,310,27
BIST 9.079,973,10%
BITCOIN 22916692,52%
Edirne
19°

AÇIK

05:24

İMSAK'A KALAN SÜRE

Söğütlük Kent Ormanı’na bilimsel bakış

Söğütlük Kent Ormanı’na bilimsel bakış

ABONE OL
9 Kasım 2022 10:54
Söğütlük Kent Ormanı’na bilimsel bakış
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Edirne Kent Konseyi 32. Olağan Genel Kurulu’nu Edirne Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi Salonunda yaptı. Delegelerin ve gönüllülerin katıldığı genel kurulu EKK Başkanı Nihat Çolak açtı.

CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu’nun da katıldığı genel kurulun açılış konuşmasında Çolak; EKK kuruluşunu ve ülkedeki konseylerin dayandığı mevzuatı belirtti.

Nihat Çolak; “Bu günkü konumuz Söğütlük. Kentimizin kültürel, doğal sembol değerlerinden olan kent kimliğimizin bir öğesi olan Söğütlük’e sahip çıkmak da Edirne Kent Konseyi amaç ve sorumluluğundadır. Söğütlüğün Millet Bahçesi yapılacağı duyumlarından itibaren, hem yapılması düşünülen Millet Bahçesi projesi incelemelerimizi, hem de Söğütlük hakkında bildiklerimizi araştırıp, öğrendiklerimizi kamuoyuyla paylaşmaya çalıştık. Ve yaşanacak doğa tahribatı, Edirne’nin hafıza kaybı, yaşam tarzına müdahaleye olan kaygılarımızla “Söğütlük Doğal Kalsın” dedik, halkımızı Söğütlük’e sahip çıkmaya çağırdık. Duyarlı kurum ve kuruluşlar ile bir araya gelerek oluşturulan Söğütlük Doğal Kalsın Platformu ile Söğütlük önünde insan zinciri oluşturduk. Kent hukuku, kentli hakkı adına Millet Bahçesi Projesinin durdurulması ve iptali talebiyle TOKİ ve Orman Genel Müdürlüğü ile bağlı bakanlıklarına dava açtık. Bu arada projenin halesi yapıldı ve 212 milyon TL bedel ile bir iş ortaklığı firmasına ihale edilerek 26.11.2022 tarihinde işin sözleşmesi yapıldı, dava açmıştık. Hukuki süreç devam ediyor. Şimdi de bilim konuşsun istedik. Kent Konseyinin bu günkü konusunun millet bahçesine dönüştürülmek istenen Söğütlük Kent Ormanının yasal, doğal, evrensel anlamda karşılığının bilinmesi amacıyla “Söğütlük’te Bilim Ne Diyor” teması ile projeye karşı bilimin ne diyeceğini öğreneceğiz” dedi.

Prof. Dr. (İstanbul Üniversitesi) Doğanay Tolunay: “Orman Büyüktür Bahçe” adlı sunumunda; ormanlar sadece ağaç değildir. Ormanlar bir sistemdir. Ağaçlar bu sistemin sadece bir parçasıdır. Orman belli bir düzen içinde birbirini etkileyen, geliştiren, var eden veya gerektiğinde yok eden birçok canlı ve cansız doğal varlıkların bileşimindeki ekolojik sistemdir. Ağaçlar yok edilirse yerine çok daha fazla ağaç dikilse de ekosistem oluşmaz. Eko sistem ürün ve hizmetleri destekleyen, ürünlerimizi sağlayan, toplumsal kültürleri oluşturan, su ve besin gereksinimlerini karşılayan bir bütündür.

Söğütlük taşkın alanıdır ve aynı zamanda taşkınlar ile yaşamını asırlardır sürdüren bir taşkın ormanıdır. Meriç nehrinden gelen taşkınlar ve alttan çekilen sular ile varlığını sürdüren bu orman türlerinden ülkemizde örnek yok denecek kadar azdır. Söğütlük Ormanına üstten gelecek taşkınları ve alttan sızacak suları fore kazıklarla engellediğinizde ormandaki ağaçların kökleri suya erişemez ve üstten başlayarak kurumaya başlarlar. Aynı zamanda kumsalda olan kökleri taşkınlardan beslenen alüvyonları bulamayınca dik durmakta zorlanır ve yıkılma riski taşır.

Bu yıl içinde yapılan bir değişiklik ile Orman Parkları oluşturuldu. Eski mesire alanları Millet Ormanı olabiliyor. Edirne Söğütlük Millet Bahçesi evraklarında da bu alan; “Edirne Millet Ormanı Konaklamasız Orman Kampı” adı ile tanımlanmış. Bu şekilde ormanlarda bu tür yerlerin önü açılmaya çalışılıyor. Yani yapılaşmaya açılamayan mesire alanları mevzuat ile yapılaşmaya açılabilen orman kampı oldu. İşin ilginç yanı parklar orman sayılmıyor.

Projeye göre Millet Bahçesine iki binden fazla bitki dikilecek. Kıbrıs akasyası gibi yöre habitatına uymayan bitkiler de var. 16 bin çalı ekileceği belirtilmiş. Bir yıllık otsu bitkiler var bitki listesinde. 52 bin metre karelik çim ve 118 bin metre karelik rulo çim olacağı yazılmış. Çim güneş görmek zorundadır ki bu durumda Millet Bahçesinin yarısı ağaçsız olmak zorunda. Ayrıca süs bitkilerinin birçoğu ithal edilecektir ki geçmişte örneklerini gördük, kendi habitatlarında uyumlu olan bu bitkiler buralarda hastalık da üretmektedirler.

Aslında geçmiş yıllarda yapılan Edirne Kanalı da taşkını önlediğinden ormanı tehdit ediyor. Bugüne kadar bu alan zaten çok hor kullanılmış. Bu tür özel yerler doğallığa dokunmadan, yapılaşma olmadan yürüyüş yolları yaparak alanı izlemek, doğayı görmek ve akademik incelemeler yapabilmek amacını gütmelidir. Bu nedenle Söğütlük Orman olarak kalmalı ve insanların araçlarını uzakta bırakarak ulaşabildiği bir konuma getirilmelidir. Çünkü maalesef insanın her girdiği yer hele de ticari çıkar güdüldüğünde yok ediliyor” dedi.

Dr. Öğretim Üyesi (Trakya Üniversitesi) Necmettin Güler: Trakya ve Edirne endemik bitkilerin bol olduğu bir sahadır. Doğa Koruma ve Milli Parklar yetkililerinden alınan bilgiye göre Söğütlük Ormanında 233 tür var. Edirne’de Söğütlük ve Tavuk Ormanı özel alanlardır. Alüvyon ormanlarında söğüt, akkavak, karaağaç, dişbudak, saplı meşe, kızılağaç ve akdut bulunur. Bu tür yerlerdeki ağaçlar kökleri kumsala dayandığından dayanıklı değildir. Ağaçların yanında erik, güvem, böğürtlen gibi çalılık bitkileri ve dört mevsim baskın bitkiler vardır. Bunlar orman altı florasını oluşturur. Ayrıca istilacı türler de mevcuttur. Ki tüm bu habitat taşkınlardan gelen alüvyonlar sayesinde kendini devam ettirir. Alanın yanlış ve bilimden uzak değerlendirilmesi sonucunda bu doğal yaşam yok ediliyor.

Meriç ve Tunca kıyılarında olduğu tespit edilen endemik bitki Meriç Akandurası bu gün bulunamıyor. Akarsu kıyılarının karıştırılması, kumulların değişik amaçlarla bozulması gibi birçok tehlike var. Bu tehlikeler her gün artıyor. Tüm bu yanlışları engelleyen uluslararası sözleşmeler var ki yurttaş olarak bu sözleşmeleri öğrenip doğa tahribatlarına ve yanlış yapılanmalara karşı bunları kullanmalıyız. Maalesef bu gün “orman tarımı” veya “tarımsal ormancılık” egemen ki her şeyi insana ve ticari metaya dönüştürüyor.

Katılımcıların sorularına verilen yanıtlar ile genel kurul sona erdi.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.