0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İstanbul Rumeli Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Oğuz Özyaral, gençleri okul çağından itibaren gerçek hayata göre hazırlamak gerektiğini vurgulayarak, teknoloji ve sosyal ağların gençlerde teknostres yarattığını ve bu durumun gençleri olumsuz etkilediğini söyledi.

Edirne İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından 2023 eğitim vizyonu kapsamında “Öğretmen, veli akademileri ve Edirne Kariyer günleri projeleri çerçevesinde İstanbul Rumeli Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Oğuz Özyaral, Edirne Lisesi’nde seminer düzenledi.

Edirne İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından 2023 eğitim vizyonu kapsamında “Edirne Veli Akademisi” projesi kapsamında, İstanbul Rumeli Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Oğuz Özyaral, velilere yönelik “teknolojinin iletişim becerileri üzerindeki etkisi” konulu seminer verdi.

Edirne Lisesinde düzenlenen seminerde konuşan İstanbul Rumeli Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Oğuz Özyaral, teknostresin gençlerde cep telefonu ile bir paylaşım ile beğeni toplamaya çalıştıkları ve bunun bir heyecana dönüştüğünü belirterek, “Burada beğenilmesi gereken fotoğraf değil, onun altında yazılması gereken yazı, yaptığın işte ki başarı. Vücut, yüz güzelliği geçici, önemli olan akıl zenginliği” dedi.

“TEKNOSTRES”

Hedefinin Türkiye’nin genelinde teknostresi anlatabilmek olduğunu belirten Prof. Dr. Özyaral, “Teknolojinin nimetlerini ve bir andada onun olumlu olumsuz, yönlerini birlikte tartışmak. Öğretmenlerimizle gençlerimiz arasındaki iletişim zincirinin bağını güçlendirebilmek. Öğretmen veli ve öğrenci üçgeninde de dünden bugüne gelişmekte olan teknolojinin bizim üzerimizde yarattığı etkilerin sonuçlarını görebilmek. Çünkü bizim doğduğumuz dönem çok geride kaldı. Bugün yeni gelen genç nüfus popülasyon bizi ileri doğru iterken bizi de ileri doğru itiyor. Ve bizimde onun içinde olmamız gerekiyor. Açık ve net bir şekilde teknolojiyi net ve doğru öğretmek. Bilimi, ilimi en iyi şekilde faydalanabilir hale getirmek. Bir cep telefonu sadece oyun aparatı değildir. Oradan en iyi şekilde internet sitesine girip pozitif bilgileri toplayabilir, hatta bunu derste doğru araç ve amaç olarak kullanabilir. Ben kendi derslerimde açıkça ana hatları verip öğrenciye, derhal anında cep telefonunda internet siteleri üzerinde gezinmesini istiyorum. Böylece doğru kanaldan doğru bilgiye nasıl ulaşabileceğini de öğrenmiş oluyor. Sadece bir takım spesifik alanlarda kendinin kitlenmemesi gerekiyor”dedi

“SOSYAL MEDYADA PAYLAŞIMINIZ SONSUZA KADAR ORADA KİLİTLİ KALIYOR”

Sosyal medaya da yapılan paylaşımların olumlu ya da olumsuz silinemediğini söyleyen Özyaral, “Sosyal medyayı da gençlerin doğru kullanması lazım. Sosyal medada paylaştığınız yaptığınız her şey silinemez ve geri dönüştürülemez bir bilgi şeklinde yığılıyor. Bir anda yanlış söylediğiniz bir şey sonsuza kadar kitli kalıyor. Sizin silmeniz ya da yok etmeyi düşündüğünüz düşüncenin öyle olmadığını gençlerin öğrenmesi lazım. Sosyal medya bizi yanlış kitleyebiliyor. Siz hiç kimseyi görmediğiniz için o an aklınıza gelen herhangi bir şeyi anında paylaşıyorsunuz. Ama o sonsuza kadar olumsuz bir bilgi olarak kalabiliyor. Dolayısıyla ister sosyal medya ister sanal alemin herhangi bir köşesi olsun neler yapmak istiyorsanız yapmak istediğiniz şeyi öğrencinin doğru yapmasını öğrenmesi lazım. Siz isterseniz bunu Youtube üzerinden kullanın isterseniz, bir facebook üstünden kullanın, yenileri ve daha yenileri karşımıza çıkacak. Facebook çıktığında hepimiz çok heyecanlandık, bugün Facebook’u demode gibi geliyor genç kuşak. Çünkü artık çok hızlı bilgiye ulaşıyor. Hızlı bilgiye ulaşan hızlı yaşıyor. Dolayısıyla her paylaşmak istediği şeyi de çok hızlı paylaşıyor. Bunun içinde artık yazı yazmayı da düşünmüyor. Ben birtakım emojiler kullanabilirim, küçücük cümleler, kırık kelimelerle derdimi anlatabilirim. Ve hedef kitleme ulaşabilirim”dedi.

“HAYAT TİKTOK GİBİ DEĞİLDİR”

Gençleri okul çağından itibaren gerçek hayata göre hazırlamak gerektiğini vurgulayan Oğuz Özyaral, “Tiktok diye bir şey çıkmış mesela saçma sapan bir şey paylaşıp o anda popüler olmayı hedefleyebiliyor. Halbuki hayat öyle değil. Real hayatta nasıl yaşaması gerektiğini biz okul çağından itibaren öğretmek zorundayız. Çünkü bugün genç diye hitap ettiğimiz, 15-6 ve liseyi bitiren 18 yaşında ki gencimiz 10 sene içinde anne ve baba olacak ve o da bir evlat yetiştirecek. Benim için önemli olan sanal alemde yaşayabiliriz, eğlenebiliriz her şeyi yapabiliriz. Ama kendi kültürümüzü, kendi geleneğimizi yaşatabilmek için üniversiteye gelene kadar alınan eğitimin son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü üniversite başka bir noktadır Geçen sene 45 bin öğrenciye hayatının kariyer yapılanmasını nasıl yapacağının sistematiğini göstermeye çalıştım. Hiçbir şey öğretmiyorum, sadece kendi deneyimlerimle ne almak istiyorsa onu benden alması için konuşuyorum. Bütün toplantılarım bu şekilde.

“VÜCUT GÜZELLİĞİ DEĞİL ÖNEMLİ OLAN AKIL ZENGİNLİĞİ”

Teknostresin genç nesilde ki haline bakıldığında özenti duydukları ünlü karakterler gibi davranmalarına rağmen alamadıkları beğeni ve kendini beğendirme çabalarının bir heyecan oluşturduğunu söyleyen Özyaral, “İki tip teknostres var bu işletme boyutunda. Çünkü siz her şeyi bilgisayara yüklüyorsunuz ve bir hız içinde yaşıyorsunuz. O hız doğrultusunda dünya küçüldü. Burada işi yetiştirme stresi aleti doğru kullanabilme heyecanı var. Öbür tarafta ise gençlerde teknostres nasıl ortaya çıktı? Cep telefonunuzda bir şey paylaşmak istiyorsunuz, bir rol model olan mankeni taklit ediyorsunuz ama aynı ilgiyi görmediğiniz zaman gençte salgılanan adrenalin yer değiştiriyor. Pozitif yönde salgılanmadığı zaman stres ortaya çıkıyor ve beğenilmedim duygusuyla kendini kapamaya başlıyor. Bu büyük bir stres. Öbür tarafta aynı arkadaşı bir fotoğraf paylaşıyor, yüz beğeninin üzerinde beğeni almaya başladığında gülmeye başlıyor mutluluk hormonu salgılıyor. Burada beğenilmesi gereken fotoğraf değil, onun altında yazılması gereken yazı, yaptığın işte ki başarı, senin işte ki zekan. Çünkü vücut güzelliği, yüz güzelliği bunlar geçici şeyler. Önemli olan akıl zenginliği, bilgi zenginliği” dedi.

“BİR DİPLOMAYLA HİÇBİR YERE GİDEMEZSİNİZ”

Teknolojinin ilerleyen sürecinde yaşanacak işsizlik sorusuna değinen Özyaral, “İşsizlik dünde vardı, yarında var olacak. Dünya nüfusu büyüdükçe endüstriyel alanlarda büyüyecek. Kendi heybenize sürekli bir şeyler katmanız lazım. Bir dil, iki dil bilmeniz lazım. 1 diplomayla yürüdüğünüz zaman hiçbir yere gidemezsiniz, yan dallar, çift anadallar yapmanız lazım, iktisaslar yapmanız lazım. Bütün elinizdeki makinalar ne kadar mükemmel olursa olsun bunu sen kullanmadığın sürece hiçbir espirisi yok. Dünyada ki nüfus ve beraberinde teknoloji artacak. Teknolojiyi kullanacak kişilerin kendilerini sağlıklı ve İyi yetiştirmiş olmaları lazım. Aksi takdirde siz donanımlı değilseniz yok olmaya mahkumsunuz” dedi.

Haber Merkezi