0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

https://bnr.bg’de yer alan haber de, Bu amaçla harcanacak neredeyse 20 milyon leva öngörülüyor, bu da son yıllarda ülkemizde reklam amacı için ayrılan para miktarında bir rekor oluşturuyor.

Ancak Covid-19’un yayılması etrafında meydana gelen belirsizlik durumu gündeme bazı soruları taşıyor.

Turizm Bakanlığı, bu yıl da genellikle “doğaya yakınlık, sağlıklı yaşam, kültür, şarap ve mutfak, gelenekler ve otantik yaşam” üzerine vurguya dayanan kampanyalarla yabancıların dikkatini çekmeyi planlıyor.

Bu öngörülmez durumda ulusal reklamımız nekadar yerinde ve bu paraların en uygun harcanması nasıl olur?

Sofya’nın başta gelen reklam ajanslarından birisinin kurucusu ve sanat direktörü olan Martin Dimitrov’a göre, öngörülen bu bütçe başarı garantisi değil.

Martin Dimitrov, “Gelecek aylarda Bulgaristan’ın nasıl da güvenli destinasyon olduğunu konuşacağız, ancak bu mesajı birçok devlet iletecek” dedi ve şöyle devam etti:

“Bizler çok ağır bir yarışın içindeyiz, hele ki turistlerin başka faktörleri de değerlendireceği bu sezon içinde bu yarışta biz bir şekilde orijinallik sergilemiyoruz. Örneğin, devletin sağlık sistemi ve tatil merkezinde hastalanma durumunda doktorlar ve sağlık ekiplerinin hızlı müdahale etmeleri. Güvenli bir destinasyon olduğumuzu iddia ederken sadece söylemek yetmiyor, net bir şekilde neden güvenli destinasyon olduğumuzu da belirtmeliyiz. Şu anda böyle bir reklam yayıldığını duymuyorum.”

Martin Dimitrov’a göre, Bulgaristan önce yaşadığımız gündelik hayat bağlamında nasıl bir turizm geliştirmek istediğine karar vermeli. Çünkü yurtdışı reklamlarımızın odak noktaları birbirinden farklı. Reklam üretirken, tekrar bloggerler ve medyalarla çalışmaya, hepsi bir arada ülkenin bütün güzelliklerinin gösterildiği broşür ve Bulgaristan’dan güzel videolar aracılığı ile imaj kampanyalarına ağırlık veriliyor.

Martin Dimitrov sözlerine devamla şunları paylaştı:

“Bizler her zaman her şeyimiz olduğunu göstermeye çalışıyoruz. Geleneklerden, SPA turizminden, deniz ve kış turizminden bahsediyoruz. Ancak bu şekilde tüketicinin ülkemiz hakındaki düşüncesini kapatıyoruz, biz ona farklı bir şey, onu şaşırtacak bir şey bulması yönünde yardımcı olmuyoruz. Bu da turistik reklamımız için tipik birşey. Çünkü “Slınçev bryag” ve köy turizmi kitleleri birbirinden çok farklı, aynısı bisiklet, şarap ve diğer turizmler için de geçerli. Bizler 30 saniyelik bir reklam klibinde herşeyi herkese yönelik yayınlayarak insanları ülkemize gelmeye çağıramayız.”

Martin Dimitrov’a göre, devletin reklamı parçalara ayırması ve mesajlarını iletecek kitleyi aramasının zamanı artık geldi geçiyor.