DOLAR 39,4862 0.62%
EURO 45,7028 0.66%
ALTIN 4.351,440,57
BIST 9.311,88-2,19%
BITCOIN 41938910.86095%
Edirne
23°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

Genç girişimci bozacılığa gönül verdi

Genç girişimci bozacılığa gönül verdi

Binlerce yıllık miras kış aylarının vazgeçilmezi bozayı sokaklarda satarak yok olmak üzere olan kültürü tekrar canlandıracak. Genç girişimci Çağdaş Olcar, "Ben bu işe gönül verdim" diyerek unutulmaya yüz tutmuş bozacılık ve şıracılık geleneğini yeniden canlandırmak için kolları sıvadı.

ABONE OL
15 Ocak 2024 11:02
Genç girişimci bozacılığa gönül verdi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Binlerce yıllık miras kış aylarının vazgeçilmezi bozayı sokaklarda satarak yok olmak üzere olan kültürü tekrar canlandıracak. Genç girişimci Çağdaş Olcar, “Ben bu işe gönül verdim” diyerek unutulmaya yüz tutmuş bozacılık ve şıracılık geleneğini yeniden canlandırmak için kolları sıvadı.

Üniversiteden mezun olduktan sonra asgari ücretle devam edemeyeceğini düşünen ve geleneksel bir mesleği yaşatmak isteyen Çağdaş Olcar, kendi ürettiği ev yapımı boza ve salep ile kış günlerinde “Boozaaa” diye bağırarak Edirne sokaklarında satış yapmaya başladı. Kendi imal ettiği boza için Ata tohumu olan Trakya darısı ve Trakya mısırını kullanan Çağdaş Olcar, yazında şıracılık için Trakya Şarköy üzümü kullanarak kendi imalatını oluşturacağını ifade etti.

“ÜNİVERSİTEYİ BİTİRDİM VE YOK OLMAK ÜZERE OLAN BOZACILIK GELENEĞİNİ TEKRAR YAŞATACAĞIM”

Bu mesleğe gönül verdiğini belirterek tekrar bozacılığı ve şıracılığı canlandıracağını dile getiren Olcar, “15 yıldır Edirne’de yaşıyorum. Trakya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’ni bitirdim, buradan evlendim. Bu mesleğe de gönül verdim, devam edeceğim. Ev yapımı boza satıyorum. Boza bin yıllık bir tarihe sahip, bin yıldan da fazla, on bin yıllık bir tarihe sahip. Yalnız Balkanlarda tatlı boza, daha çok Anadolu’da ekşi boza tüketiliyor. Bu unutulmak üzere olan bir kültür. Biliyorsunuz bundan 30, 40 sene önce sokak satıcıları vardı. Bakır güğümlerle gezerlerdi ama günümüzde kalmadı. Biz de bu eksikliği gördük. İnsanların da buna olan talebinin isteğini gördük. Üzerine böyle bir yola yeni girmiş bulunuyoruz. Bir hafta falan oldu. İnsanlar çok memnun. Bizi çocukluğumuza götürdün, geçmişe götürdün diye kendilerinden bir böyle mutluluk, hoşnutluk, bir maziye gitme özlemini alıyoruz. Ona istinaden talep de çok fazla. Biz de işimizi yapmaya çalışıyoruz. Herkes mutlu, biz de mutluyuz” dedi.

“BOZAYLA TANIŞMAMIŞ İNSANLARI BİLE ŞİMDİDEN BOZAYI SEVDİRDİK ”

Kendisini boza satarken görenlerin şaşırdığını, bozayı hiç yatmamış kişilere de eski bir kültürü tanımada vesile olduğunu söyleyerek herkesin kendisine destek olduğunu anlatan Olcar “İlk etapta insanlar böyle garip karşıladı. Şöyle ‘bunlar kalmış mı, hala oluyor mu, bu işler bitmişti’ diye. Ama halkımıza biraz duyarlı olduğu için eski bitmek üzere olan işlere biraz daha destek maksadıyla esnaf olsun, halk olsun, hepsi destek amaçlı diye ilk başta canlandırdılar. Şimdi de alıştılar. Belirli müşterilerim var, istiyorlar. İlk defa tadanlar oluyor, yeni görenler oluyor. Hatta bozayla tanışmamış insanlar bile var. Tadı nasıl diye soranlar var. Onlara da bir şekilde tattırıyoruz, beğeniyorlar. Güzel bir şekilde gidiyor. Salebi de kendim yapıyorum. Evde süt, orijinal sütten toz saleple karıştırıyorum, güzelce pişiriyorum, şekerimi atıyorum. Onu da evimde kendim hazırlıyorum” dedi.

“BOZACININ ŞAHİDİ ŞIRACIDIR, YAZ MEVSİMİNDE DE TRAKYA ÜZÜMÜYLE ŞIRA YAPACAĞIZ”

Kış mevsimi haricinde diğer bir Osmanlı kültürü olan şıracılık yapacağını, boza ve şıranın sağlık açısından da çok faydalı olduğunu kaydeden Olcar, “Tabiri caizse bozacının şahidi şiracıdır. Yazın inşallah üzüm döveceğiz. Dövdüğümüz üzümleri de güzelce kaynatacağız. Kaynattıktan sonra da onları böyle sulandıracağız. Şerbet haline getireceğiz. Şıra yapacağız. Eski Osmanlı kültürü boza ve şıra. Bunlar fermante olan içecekler. Fermante olan içecekler biliyorsunuz biberin bir hafta ömrü vardır. Bir hafta sonra çürür. Ama turşu yaparsanız aylarca sürebilir. Yani bu bozada şırada fermante olan üründür. İnsanın bugünlerde probiyotik dedikleri yani pro yeni yaşam, yaşamı destekleyen, antibiyotikse yaşamı desteklemeyen, yaşama karşı olan. Bu elimizdeki besinler turşusu olsun, şalgam olsun, bozası olsun, şırası olsun hepsi probiyotik. Ve insanların sağlığına, midenin bağırsağının sağlığına yüz yüz destek içerek, yaşam destekçisidir. O yüzden biz sağlığımızı korumak maksadıyla bu yolda devam etmek düşünüyoruz” diye konuştu.

“ATA TOHUMU TRAKYA MISIRI VE TRAKYA DARISI İLE BOZA, TRAKYA ŞARKÖY ÜZÜMÜYLE ŞIRA”

Bozayı da Trakya ürünlerinden yapan Olcar, “Bozada orijinal Trakya mısırı, Trakya darısı dedikleri bozanın orijinal ata tohumundan olan darılar var. Biz onu temin ediyoruz. Hatta burada Velimeşe var, Velimeşe bunun kaynağıdır. Biz de oradaki tüccarlarla, oradaki insanlarla görüştük. Patentli bir üründür. Onlar da bize toptancıları tavsiye etti. Toplancılardan almış olduğumuz darı ve mısırlarla biz bu bozayı yapıyoruz. Aynı şekilde üzümü de Şarköy’den temin etmeyi düşünüyoruz. Yine Trakya bölgesinin, Trakya’nın kendi üzümü, kendi mahsulüyle yapacağız” dedi.

“GELENEKSEL KIYAFETLERİMİ DE ALARAK SOKAKLARA ÇIKACAĞIM”

Geleneksel kıyafetleriyle de sokaklarda satış yapacağını altını çizen Olcar, “Asgari ücretle geçinemeyeceğimizi düşündüm. Bir yandan eşimle görüşüp geleneksel bir mesleği de canlandıralım hayat verelim dedik. Boza satışı Nisan ayına kadar bu satışlar olur. Sonra boza ve salep satışları durur. Tercihe göre isteyen olur ama yoğunlukta Kasım’la Nisan arasında gider. Sonra şıracılık yapacağız. Yakında geleneksel kıyafetlerimi de alacağım. Bakır güğümü de alacağım inşallah. Bu mesleği tekrar canlandıracağız” şeklinde ifade etti.

Haber: Erkan Ekşi

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP
300x250r