Silivri Marmara Kapalı Cezaevi önünde açıklama yapan Eğitim İş Sendikası, tutuklu gençlerin serbest bırakılmasını talep etti. Eğitim -İş Sendikası Genel Başkanı Kadem Özbay, Eğitim İş Edirne Şube Başkanı Nedim Zobar, beraberindeki sendika üyeleriyle birlikte tutuklu öğrenciler için Silivri’deki Marmara Kapalı Cezaevi önünde açıklama yaptı. Genel Başkan Özbay derhal öğrencilerin serbest bırakılması çağrısında bulunurken, Başkan Nedim Zobar ise “Eğitim-İş olarak, yalnızca düşüncelerini ifade ettikleri için tutuklanan öğrencilerin, gazetecilerin, siyasetçilerin ve hukuksuzluklara karşı ses çıkaran yurttaşların maruz kaldığı adaletsizliğe sessiz kalmıyoruz!” diye konuştu
“SİLİVRİ CEZAEVİ ÖNÜNDE PROTESTO ETTİK”
Başkan Nedim Zobar, “Silivri Cezaevi önünde yaptığımız basın açıklamasına Genel Merkez Disiplin Kurulu Başkanı Murat Akçay, Eğitim-İş Edirne Şubesi Avukatı Orçun İşsevenler de basın açıklamasında hazır bulundu. Ayrıca Eğitim-İş Genel Merkez Avukatı Burak Sabuncu ve Edirne Şubesi Avukatı Orçun İşsevenler tutuklu öğrencilerle görüşme imkanı sağladı. Öğrencilerimizin bir an önce serbest bırakılması için hukuk mücadelesinde yanlarında olunduğu mesajı verildi. Eğitim-İş olarak, yalnızca düşüncelerini ifade ettikleri, demokratik haklarını kullandıkları için tutuklanan öğrencilerin, gazetecilerin, siyasetçilerin ve hukuksuzluklara karşı ses çıkaran yurttaşların maruz kaldığı adaletsizliği Silivri Cezaevi önünde protesto ettik, tutuklu öğrencilerin derhal tahliye edilmesini istedik” dedi.
“BU UTANÇ HEPİMİZİN HANESİNE YAZILIYOR”
Öğrencilerin cezaevinde insanlık dışı muameleye maruz kaldığını belirten Eğitim İş Sendikası Genel Başkan Kadem Özbay” Bugün burada yalnızca düşüncelerini ifade ettikleri için, demokratik haklarını kullandıkları için Silivri Cezaevi’nde tutulan öğrencilerin, gazetecilerin, siyasetçilerin ve hukuksuzluklara karşı ses çıkaran tüm yurttaşların sesi olmak için toplandık. Bu ülkenin gençleri, bu ülkenin geleceği olan öğrenciler, hiçbir suçu olmadan özgürlüklerinden koparılmış durumda. Onlar sadece anayasal haklarını kullandılar; konuşma haklarını, toplanma haklarını, itiraz etme haklarını. Şimdi ise karanlık duvarların, demir kapıların ardında tutuluyorlar. Neden? Çünkü susturulmak isteniyorlar! Öğrencilerimiz, gençlerimiz, gözaltı süreçlerinde ve cezaevinde insanlık dışı muamelelere maruz kaldıklarını açıkça söylüyorlar. Çıplak arama, fiziksel şiddet, işkence. 2025 yılında, bir hukuk devletinde bunlar konuşulmamalıydı bile! Ama ne yazık ki yaşanıyor ve yaşatılıyor. Bu utanç hepimizin hanesine yazılıyor” dedi.
“BU ÜLKENİN GELECEĞİNE VURULMUŞ BİR DARBEDİR”
Kadem Özbay “Bu gençler yalnızca özgürlüklerinden değil, aynı zamanda eğitim haklarından ve geleceklerinden de mahrum bırakılıyor; sınavları başlamak üzere olmasına rağmen ders çalışamıyor, sınavlarına hazırlanamıyor, kitaplarına erişemiyorlar. Üniversitelerinde bulunamadıkları için sınıf tekrarı riskiyle karşı karşıya kalıyor, sınav haklarını kullanamadıkları için akademik ilerlemeleri durduruluyor, KYK yurtlarından çıkarılarak barınma hakları ellerinden alınıyor, devlet destekleri ve bursların kesilmesiyle ekonomik olarak çaresiz bırakılıyorlar. Eğitim hayatları sekteye uğratılarak gelecekleri bilinçli bir şekilde baltalanıyor. Bu yaşananlar sadece bireysel bir adaletsizlik değil, aynı zamanda ülkenin geleceğine vurulmuş büyük bir darbedir. Üstelik cezaevinde günlerdir yalnızca tek öğün yemek verildiği, aynı kıyafetlerle yaşamaya zorlandıkları, sağlıksız ve hijyenik olmayan koşullarda insan onuruna aykırı bir şekilde tutuldukları ifade ediliyor. Ne sağlık var ne hijyen, ne insanlık. Peki biz tüm bunlara sessiz mi kalacağız?” dedi.
“BU ÜLKENİN GENÇLERİNE YAPILAN BU ZULMÜN HESABI BİR GÜN MUTLAKA SORULACAKTIR”
Adaletsizliğe son verilmesin isteyen Özbay, “Buradan açıkça soruyoruz: Bu çocukların suçu nedir? Demokratik bir ülkede, demokratik bir şekilde düşünce beyan etmek mi suç? Ailesine, okuluna, arkadaşlarına kavuşmak isteyen bu gençlere uygulanan düşman hukuku kabul edilemez! Onlar bizim çocuklarımız, onlar bu ülkenin evlatları! Bu ülkenin çocuklarını düşman gibi görmek, onları düşman gibi yargılamak, halkı bölmek, toplumsal ayrışmaları derinleştirmektir. Adaletin terazisi şaşmamalı! Bu ülkenin gençlerine yapılan bu zulmün hesabı bir gün mutlaka sorulacaktır. Biz buradan bir kez daha haykırıyoruz: Bu adaletsizlik bir an önce sona ermeli! Gençler derhal serbest bırakılmalı, eğitimlerine kaldıkları yerden devam edebilmelidir” diye kaydetti.
“ONLARIN ÖZGÜRLÜĞÜ BİZİM ÖZGÜRLÜĞÜMÜZDÜR”
Her yurttaş için adalet talep ettiklerini söyleyen Kadem Özbay “İşkence ve kötü muamele iddiaları derhal bağımsız bir şekilde soruşturulmalı ve sorumlular yargı önüne çıkarılmalıdır. Bu ülke, adaletsizlik üzerine kurulamaz! Gençliğini cezaevlerinde çürütmeye çalışan hiçbir iktidar, tarihin vicdanında aklanamaz! Unutmayın: Bugün susturulan her ses, yarın hepimizin boğazında bir düğüm olur. Bugün çalınan her gelecek, yarın ülkemizin karanlığa mahkûm edilmesidir. Onların özgürlüğü, bizim özgürlüğümüzdür. Bu mücadele, hepimizin mücadelesidir. Bugün burada, sadece öğrenciler için değil, aynı zamanda özgür basının sesi olan gazeteciler için, halkın iradesini temsil eden siyasetçiler için, hukuksuzluğa boyun eğmeyen her bir yurttaş için de adalet talep ediyoruz. Adalet istiyoruz! Hemen şimdi, derhal! Özgürlük istiyoruz! Gençlerimize, gazetecilere, siyasetçilere, yurttaşlarımıza, geleceğimize, bu ülkenin vicdanına sahip çıkıyoruz!” dedi.
“BU TARİHİ VİCDANINDA ASLA KABUL EDİLEMEZ”
Avukatların Silivri Cezaevi’nde tutuklu olan öğrencilerden duydukları kadarıyla içeride salgın olabileceği şüphesi olduğu, öğrencilerle görüşmenin savcının keyfine bağlı olduğunu kaydeden Özbay, “Cumhuriyetin eğitimcileri olarak bu ülkenin geleceği olan gençlerimizle, çocuklarımızla görüşmek için buraya geldik. Genel merkez avukatımız ve iki bölge avukatımızla birlikte görüşme talebinde bulunduk. Eğitim-İş Genel Başkanı olarak ben de 3 üyemizin çocuğuyla en azından onlarla birebir görüşmek istediğimizi ilettik ama içerisi de ziyaretçiler için, halk için bu ülkenin en büyük sendikalarından Eğitim-İş örgütünün temsilcisi görüşmesi, savcı ve içerideki yetkililerin tamamen keyfi kararına bağlı. Bir saatten fazla içeride, bir telefonun başında ‘Evet, görüşebilirsiniz’ derler mi, demezler mi diye bekletildik. 3 avukatımızın savcıyla birebir görüşme talebi kabul edilemedi. Sonra tabii ki hukukçu oldukları için hukukçu kimlikleriyle avukat arkadaşlarımız içeriye girdi, öğrencilerimizle görüştü. İçerideki durum nedir diye sorduğumuzda çocuklar diyor ki, ‘Herkes öksürüyor’. Bir salgın şüphesinden bahsediyorlar ve bununla ilgili talepte bulunuyorlar. Yalnızca aralarından 3-4 çocuğumuz seçiliyor. Revirde bir kontrol yapılıyor. ‘Bir şey yok’ diye tekrar geri gönderiliyor. İşte tablo bu aslında. Bir ülkenin geleceği olan gençler eğer tutsak tutuluyorsa bugün gerçekten adil bir mahkemede yargılansalar alacakları cezanın yatarı bile yokken günlerdir, bayramda bile ailelerinden, yakınlarından koparılıyorsa bu tarihin vicdanında asla kabul edilemez” diye ifade etti.
GÜNCEL
15 Haziran 2025GÜNCEL
15 Haziran 2025GÜNCEL
15 Haziran 2025GÜNCEL
15 Haziran 2025MARMARA BÖLGESİ
15 Haziran 2025MARMARA BÖLGESİ
15 Haziran 2025GÜNCEL
15 Haziran 2025