Türkiye işçi sınıfı tarihinin en kitlesel ve dönüştürücü eylemlerinden biri olan 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’nin 55’inci yıl dönümünde, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Edirne Saraçlar Caddesi’nde bir araya gelerek basın açıklaması gerçekleştirdi. DİSK, Türkiye işçi sınıfı tarihine damga vuran 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’nin 55’inci yılında Edirne’de düzenlediği basın açıklamasıyla direnişin ruhunu yeniden canlandırdı. DİSK Trakya Bölge Temsilcisi Caner Makasçı, ekonomik kriz, sendikal baskılar ve halkın iradesine müdahalelere karşı 15-16 Haziran’ın bugünle doğrudan bağlantılı olduğunu vurgulayarak “Bu düzen bizden yine susmamızı istiyor ama biz susmayacağız” dedi.

“15 -16 HAZİRAN DİRENİŞ DESTANIDIR”

15-16 Haziran bir direniş destanı olduğunu kaydeden Caner Makasçı, “Bugün tarihimizin en büyük direnişlerinden biri olan 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi’nin 55. yılındayız. Ama bu yıldönümünü sadece bir anma olarak görmüyoruz. Bugün burada toplanmamızın sebebi sadece geçmişi hatırlamak değil; aynı zamanda bugünü anlamak, geleceği örgütlemektir. Çünkü koşullar çok tanıdık. Çünkü tehdit çok tanıdık. Çünkü çözüm de çok tanıdık. 15-16 Haziran, işçi sınıfının ayağa kalkıp ‘Artık yeter!’ dediği bir direniş destanıdır. 15-16 Haziran, işçi sınıfının burjuvaziye, tüm sömürüye nasırlı ellerin yumruğunu vurmasının simgesidir. Dönemin siyasi iktidarı, sendikalar kanununda değişiklik yaparak DİSK’i fiilen ortadan kaldırmak amacıyla bir yasa tasarısı hazırladı. Bir sendika ya da konfederasyonun Türkiye çapında faaliyet gösterebilmesi için işçilerin üçte birini üye yapması isteniyordu. Yüzde 33’lük barajla DİSK’in önüne set çekilmek istendi. Bu Anayasa’ya aykırı girişimin arkasında patronlar vardı. Çünkü DİSK, 1967’deki kuruluşuyla birlikte sarı sendikacılığa karşı sınıf ve kitle sendikacılığı çizgisiyle güçleniyordu. DİSK güçlendikçe işçiler güçleniyor, ülkede demokrasi de güç kazanıyordu. O günkü iktidar, ‘Biz yaparsak olur’ diyerek kulaklarını DİSK’in çağrılarına, işçilerin tepkilerine tıkadı. Ama yanıldılar” şeklinde kaydetti.

“TÜM İŞÇİLER KOL KOLA, OMUZ OMUZA DİRENDİ, KÖPRÜLER KAPATILDI, SIKI YÖNETİM İLAN EDİLDİ”

15 Haziran’dan sonra tüm işçilerin birlik olduğunu ve sıkı yönetim ilan edildiğinin altını çizen Makasçı “Tasarının meclisten geçmesini engellemek için sonuç alınamayınca, 14 Haziran 1970’te tüm işyeri temsilcileri ve yöneticilerle birlikte eylem kararı aldık. Kurucu Genel Başkanımız Kemal Türkler şu sözlerle çağrısını yaptı: ‘Kısa zamanda DİSK’e bağlı bütün sendikaların kendi işkollarında greve geçmesi gerekir. Biz işçiyiz, dünyada her şeyi yapan işçileriz. Ama işçiler durduğu zaman dünya durur: uçak durur, gemi durur, fabrikalar durur, bütün vasıtalar durur. Biz işçiler buna hakim olduğumuz müddetçe her şey kendiliğinden halledilir. Ve Kemal Türkler’in dediği gibi oldu. 15 Haziran sabahından itibaren yalnızca DİSK’li işçiler değil, örgütlü–örgütsüz tüm işçiler kol kola, omuz omuza direndi. İktidar, işçileri dinlemek yerine susturmaya çalıştı. Yürüyüşler engellenmek istendi, köprüler kapatıldı. Açılan ateşle üç işçi yaşamını yitirdi. 60 günlük sıkıyönetim ilan edildi. DİSK ve bağlı sendikaların yöneticileri tutuklandı, yargılandı. 5 binden fazla işçi öncüsü işten atıldı. Ama ‘gücümüz birliğimizden gelir’ diyen işçiler sayesinde DİSK’in kapısına kilit vurulamadı. Anayasa Mahkemesi, o yasayı iptal etti. Ve o mücadele, Türkiye işçi sınıfı tarihine altın harflerle yazıldı” diye konuştu.

“YAŞASIN 15-16 HAZİRAN”

İşçi ve emekliyi açlığa mahkum edenlerin çarklarını birlikte durduracaklarını kaydeden Makasçı “Bugün geldiğimiz noktada tarih bir kez daha bizden yanıt bekliyor. Yüksek enflasyonla maaşlarımız eriyor. Asgari ücretliler vergiyle boğuluyor. Gelirde ve vergide adalet sağlanmıyor. Grevler yasaklanıyor. Sendikal haklar barajlarla engelleniyor. Sendikacılar, öğrenciler, belediye başkanları hukuksuzca tutuklanıyor. Seçme hakkımız gasp ediliyor. Ve bu düzen yine bizden susmamızı bekliyor. Ama biz susmayacağız! Çünkü biliyoruz ki 15-16 Haziran sadece geçmişte kalmış bir tarih değildir. 15-16 Haziran bir ruhtur! Direnişin, birliğin, dayanışmanın ve DİSK’liliğin adıdır. Bugün bu ruhla sesleniyoruz: Emeği ucuzlatmak için işçi sağlığını hiçe sayanlara karşı, emekliyi açlığa mahkum edenlere karşı, seçme hakkına göz dikenlere karşı bu düzenin çarklarını birlikte durduracağız! 15-16 Haziran’ı, gücümüzü, birliğimizi hatırlıyoruz: Biz durunca hayat durur. Biz yürüyünce tarih yürür. Ve bir kez daha hep birlikte haykırıyoruz: Gelirde, vergide, ülkede adalet için yaşasın 15-16 Haziran! Sendikal haklarımız için, demokrasi için yaşasın 15-16 Haziran! Ekmek, adalet ve hürriyet için yaşasın 15-16 Haziran! Kurtuluş yok tek başına: Ya hep beraber ya hiçbirimiz. Yaşasın DİSK, yaşasın işçilerin birliği, yaşasın 15-16 Haziran!” diyerek noktaladı.

Haber: Erkan Ekşi