KIRKLARELİ (AA) – İstinaf mahkemesince kararın bozulmasına ilişkin Kırklareli 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, “Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya sebep olma” suçundan hapis cezası istemiyle yargılanan, tutuklu sanık Bülent B. ile olayda hayatını kaybedenlerin yakınları Safiye Yaşa, Kadir Yaşa, Mehmet Han Yaşa, Emine Solmaz ve Çiçek Dinç katıldı.
Tutuksuz sanık Cenan A, Sevcan U. ve Büşra G. ise SEGBİS ile duruşmaya bağlandı.
Duruşmada istinaf mahkemesince verilen bozma ilamı okundu.
Duruşmada iki tanık dinlendi.
Tanık Rahmi G. ifadesinde, 1 Eylül’de eşi ile olayın yaşandığı tesiste işe başladıklarını belirtti.
Gece saatlerinde yağışın başladığını ifade eden Rahmi G, sabah saatlerinde tesis çalışanlarından Burhan K’nin haber vermesi üzerine bulundukları bölgeden ormana kaçtıklarını belirtti.
Son anda kurtulduklarını anlatan Rahmi G, “Biz çıktığımızda dize kadar su vardı. Kepçe ile iki Afganistan uyruklu çalışan suyun geldiği yöne doğru gidiyordu. Kısa süre sonra kepçe çok hızlı gelmeye başladı ve biri de kepçenin yanında ‘kaçın sel geliyor’ diye bağırarak koşuyordu. Biz ormanlık alana çıktık, oradan İğneada’ya doğru yürüdük.” dedi.
Mahkeme Başkanı’nın “neden müşterileri ikaz etmediniz?” sorusunu Rahmi G, “Kendi canımızı zor kurtardık. Müşterileri ikaz eden de olmadı.” şeklinde yanıtladı.
“MÜŞTERİLERİ UYARMAYA VAKİT BULAMADIK”
Tanık Nesrin G. de selin oluşabileceğini öngöremediklerini belirtti.
Selden kaçarken tesisteki müşterileri uyarmaya zaman bulamadığını öne süren Nesrin G, “Hiç aklıma gelmedi, saniyelerle yarıştık. Ben kaçarken çukura düştüm, beni zor kurtardılar ve ormana kaçtık. Olaydan bir gün sonra Bülent Bey’i olay yerinde gördüm. Olay sonrası Bülent Bey, ‘basın var sakın konuşmayın’ dedi. Olaydan iki ay sonra da orada çalıştığımız 5 günlük maaşımız bize verildi.” şeklinde konuştu.
“MÜHÜR GÖSTERMELİKTİ” İDDİASI
Sanık Bülent B. de savunmasında, olay öncesi olası sel baskınına ilişkin bilgisi olmadığı için müdahalede bulunamadığını ileri sürdü.
AFAD’dan uyarı mesajı gelmediğini, yapılan uyarıları da görmediğini ve duymadığını iddia eden Bülent B, bungalovların sel sonucu değil, selle birlikte taşınan kütüklerin çarpması sonucu yıkıldığını öne sürdü.
Yaşanan olayın doğal afet olduğunu söyleyen Bülent B, bölgede ekolojik tarım için tesis kurduğunu ve tüm yetkililerin kendisine destek verdiğini iddia etti.
Tesisi ziyaret eden, projeyi duyan bürokratların, kendisini destekleyen söylemleri sonrası işine devam ettiğini öne süren Bülent B, “Tesisle ilgili verilen mühürleme göstermelikti. Arka taraftaki yapıya mühür vuruldu. Bana devam etmem ve tesisin Türkiye’ye örnek bir proje olacağı söylendi. Orada bir doğal afet oldu ve bu yüzden 22 aydır tutukluyum. Ben bütün kurumlardan görüş almıştım. Tüm yapıları DSİ raporuna göre inşa ettik. Oraya 9 metre yükseklikte su gelmiş. Tahliyemi talep ediyorum, en ağır şekilde adli kontrol hükümlerine razıyım.” savunmasını yaptı.
Avukatların da savunmalarının ardından savcılık mütalaasında, sanık Bülent B’nin tutukluluk, diğer sanıkların adli kontrol hükümlerinin devamını talep ederek donör disklerin (fiziksel arızalı disklerde verilere erişim sağlanması için laboratuvarda yapılacak çalışmalar sırasında kullanılan ikinci bir disk) çözümlenmesi için bilirkişiye gönderilmesini talep etti.
Bir süre ara verilen duruşmada mahkeme sanık Bülent B’nin tutukluluk halinin, tutuksuz sanıklar Cenan A, Sevcan U. ve Büşra G’nin adli kontrol hükümlerinin devamına, donör disklerin bilirkişiye gönderilmesine, dosyadaki eksik hususların giderilmesine karar verilerek duruşma ertelendi.
Olayda hayatını kaybedenlerin yakınları duruşma sonrası adliye önünde basın açıklaması yaptı.
İSTİNAFIN BOZMA KARARI
Tekirdağ Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince yapılan değerlendirmede, “İşletme sahibi tutuklu sanık Bülent B. hakkında failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zamanın nazara alınmak suretiyle fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde ceza maddesinde öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hüküm olunması gerekirken 6 kişinin sele kapılarak ölmesinde ve 3 kişinin yaralanmasında asli kusurlu olduğu, adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca cezada orantılılık ilkesi gözetilerek alt sınırdan daha fazla uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerektiği” belirtilmişti.
İstinaf mahkemesi ayrıca sanık Bülent B. hakkında uygulanan ceza indiriminin, sanığın adli sicil kaydının içeriği, dosyaya yansıyan olumsuz kişiliği ve fiilden sonraki davranışları nedeniyle uygulanmaması gerektiğini kaydetmişti.
Sanıklardan Cenan A. hakkında da iddianamede ve cumhuriyet savcısının mütalaasında istenmediği halde “taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma” suçundan hüküm kurularak sanığa ek savunma hakkının tanınmadığını, dosyanın hazırlık aşamasında dinlenen tanıklar Nesrin G. ve Rahmi G’nin mahkeme huzurunda dinlenmediğini bildiren istinaf mahkemesi, tanıkların ayrıntılı olarak dinlenmesi gerektiği ile yargılama aşamasında adli emanette bulunan olay yerine ait kamera görüntülerinin yer aldığı iddia edilen 2 hard diskin TÜBİTAK veya mahkemenin belirleyeceği başka bir özel veri firması ve bilirkişiye verilerek çözümüne ilişkin rapor alınmasından sonra tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sanıkların hukuki durumunun yeniden tayin edilmesine, dava dosyasının yeniden görülmek üzere Kırklareli 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar vermişti.
OLAY
Kırklareli’nin Demirköy ilçesinde 5 Eylül 2023’te sabaha karşı başlayan sağanak, İğneada beldesinde su baskınları ve dere taşkınlarına yol açmıştı. Devlet Su İşleri verilerine göre, bölgenin son 500 yıldaki en yoğun yağışı aldığı belirlenmiş, 24 saatte metrekareye 196 kilogram yağış düşmüştü.
Yağış nedeniyle Değirmen Deresi’nden taşan suyun Demirköy ile İğneada’yı birbirine bağlayan kara yolundan akması nedeniyle yol bir süre trafiğe kapatılmış, suyun çekilmesi sonrası trafik akışı yeniden başlamıştı.
Ormancılık faaliyetlerinin sürdürüldüğü bölgede dizili tomrukların yanı sıra köklerinden sökülen ağaçlar selde sürüklenerek bungalovların bulunduğu tesise ulaşmış, tomruklar ve ağaç kütüklerinin de etkisiyle bungalovlar sürüklenmişti.
Bölgeye sevk edilen ekipler, tesiste kalan 12 kişiden haber alınamaması üzerine arama kurtarma çalışması başlatmış, ormanda mahsur kalanlardan 6’sı selin olduğu gün kurtarılmıştı.
Bölgede 5 Eylül’de Rahile Şimşek ve Suna Duman’ın, 6 Eylül’de Ümit Solmaz, Selman ve Mihriban Bağışlar’ın, 7 Eylül’de ise Ahmet Baki Şimşek’in cansız bedeni bulunmuştu.
Demirköy Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında işletme yetkililerinden 5 kişi gözaltına alınmış, bir kişi savcılık ifadesi sonrası serbest bırakılmış, sulh ceza hakimliğine sevk edilen 3 şüpheli tutuklanmış, bir şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
Tutuklanan şüphelilerden ikisi ara tutukluluk değerlendirmesinde adli kontrol şartıyla serbest kalmıştı.
Kırklareli 2. Ağır Ceza Mahkemesinde 8 Kasım 2024 tarihli son duruşmada tutuklu sanık işletme sahibi Bülent B. “bilinçli taksirle öldürme” suçundan 11 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmış, tutuklu halinin devamına karar verilmişti.
Diğer tutuksuz sanıklardan Cenan A. ile Büşra G. 7 yıl 6’şar ay hapis cezasına çarptırılmış, haklarındaki adli kontrol hükümlerinin devam etmesine, bu kişilerin 2 yıl turizm faaliyetlerinden menedilmesine hükmedilmiş, sanık Sevcan U’nun ise beraatine karar verilmişti.
Gerekçeli kararın açıklanmasının ardından kamp alanında konakladığı sırada selde hayatını kaybeden Rahile ve Ahmet Baki Şimşek ile Suna Duman, Ümit Solmaz, Selman ve Mihriban Bağışlar’ın yakını müştekiler, karara itiraz ederek istinaf mahkemesine başvurmuştu.
GÜNCEL
04 Temmuz 2025GÜNCEL
04 Temmuz 2025GÜNCEL
04 Temmuz 2025GÜNCEL
04 Temmuz 2025MARMARA BÖLGESİ
04 Temmuz 2025MARMARA BÖLGESİ
04 Temmuz 2025GÜNCEL
04 Temmuz 2025