DOLAR 32,3400 -0.07%
EURO 34,8790 0.06%
ALTIN 2.392,77-0,15
BIST 10.276,880,67%
BITCOIN 20367426,01%
Edirne
15°

HAFİF YAĞMUR

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

202 yıllık acı: Yunanistan Konsolosluğu’na siyah çelenk!

202 yıllık acı: Yunanistan Konsolosluğu’na siyah çelenk!

ABONE OL
23 Eylül 2023 14:55
202 yıllık acı: Yunanistan Konsolosluğu’na siyah çelenk!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Edirne Balkan Türkleri Federasyonu üyeleri, Yunanistan Konsolosluğu önüne Mora Katliamı’nın 202’inci yılı nedeniyle Yunanistan’ın Edirne Konsolosluğu önüne siyah çelenk bıraktı. Edirne Balkan Türkleri Federasyonu Başkan Vekili Macit Mutlu, Yunanistan’ın Mora yarımadasında 1821 yılında gerçekleştirdiği katliamların, günümüzde kültür, eğitim ve inanç katliamlarına dönüştüğünü söyledi.

“40 BİN TÜRK’Ü HUNHARCA KATLETTİLER”

Yunanistan’ın günümüzde de Batı Trakya Türk azınlığına yönelik baskılarını sürdürdüğünü söyleyen Edirne Balkan Türkleri Federasyonu Başkan Vekili Macit Mutlu, “1821 öncesi şu anki Yunanistan toprakları içinde bulunan Mora Yarımadası’nda 80 binden fazla Türk bulunmaktaydı. Ancak Osmanlı Devleti’ne karşı bağımsızlık amacıyla 1814 yılında kurdukları Philiki Eterya örgütü çok büyük katliamlar yaparak 1829’a kadar Mora da hiç Türk bırakmamıştır. Farklı etnik gruplardan insanların dostça yaşadığı topraklar kan gölüne döndürülmüştür. Philiki Eterya örgütü ilk önce Mayıs 1821 de Atina şehrinde 2 bin Türk’ü katletmiş, daha sonra 19 Ağustos 1821 de Nevarin şehrinde 3 bin Türkü katletmiş. “Türklere ölüm” sloganlarıyla 23 Eylül 1821 Mora yarımadası Tripoliçe şehrinde savunmasız çocuk, kadın, hamile, yaşlı demeden aralarında Yahudilerin de bulunduğu 40 bin Türk’ü hunharca acımasızca önce işkenceyle katletmişlerdir. Tüm olup bitenler vahşete sessiz kalan “medeni modern” Avrupa’nın gözü önünde bu soykırımı gerçekleştirmişlerdir. Bu katliamlar canlı bir Türk kalmayınca dek devam etmiştir. Canlı Türk kalmayınca kan ile beslenen bu caniler bu sefer de Türk mezarlarından ölülerin kemiklerini çıkarıp yakmışlardır. Yunan din adamları Türklerin öldürülmesini teşviki için kiliselerde çan çalıyordu. Bu vahşi katliama direnme çağrısında bulunan Tripoliçe Kadısı Halim Efendi, Barbar çeteciler tarafından üzerine kızgın yağ dökülüp yakılarak katledildi. Rumlar katliamda kesilen kafaları piramit haline getirip gösteriler yapıyordu. Amerikalı tarihçi Justin McCarthy, şu sözlerle dikkat çekmişti: “Üç gün boyunca zavallı Türk yerleşimciler, bir vahşiler güruhunun şehvetine ve zulmüne teslim edildiler. Ne cinsiyet ne de yaş ayırt edilmedi. Kadınlar çocuklar dahi öldürülmeden önce işkenceden geçirildiler. Kıyım öyle büyük ölçüde idi ki çetecilerin liderinin kendi bile; “Kasabaya girdiğimde Yukarı Hisar kapısından başlayarak Tripolice meydanına kadar, atımın nalları hiç yere değmedi demektedir” dedi.

“KÜLTÜR, EĞİTİM VE İNANÇ KATLİAMINI DÖNÜŞTÜ”

Geçmişte yaşanan katliamları lanetlediklerini, günümüzde ise Yunanistan’ın kültür, eğitim ve inanç katliamlarına devam ettiğini kaydeden Mutlu “Yunan eşkıyalarının yaptığı katliamları tarihten silmek mümkün olmayacaktır, aynen Mora, Tripoliçe, Navarin, Çamerya katliamlarında olduğu gibi. Günümüze geldiğimizde Yunanistan’ın yapmış olduğu katliamlar boyut değiştirmiş; kültür, eğitim ve inanç katliamlarına dönüşmüştür. Yunanistan bozgunculuğuyla son zamanda öğrencileri hedef almış, Lozan Barış antlaşması ile garanti altına alınan Türk azınlığa karşı tutumu her geçen gün sertleşmektedir. 1923 yılında Türk azınlığı’na ait 307 olan okul sayısı, bu yıl 9’u daha kapatılarak 93’e kadar kasıtlı bir biçimde düşürülmüştür. İskeçe Azınlık Lisesi’nde geçen yıl 700 ün üzerinde olan öğrenci sayısı ikili öğretime zorlandığı için bu yıl 583 öğrenciye kadar düşürülmüş, tekli öğretim yapılabilecek iken öğrencileri Yunanistan Devlet okullarına gitmeye zorlamak için yine ikili öğretime devam zorbalığına devam etmektedir. Hatta öğrenciler tütün deposundan bozma, sağlığa uygun olmayan bir binada eğitime zorlanmakta, yeni okul binası yapımı konusunda görevli olan Yunan Devleti değil kendisi yapmak, bağışlarla yapılmasını dahi engellemektedir. Yapılan çalışmalar Kültürel bir katliamdır. Yunan yöneticilerin baskıları sadece eğitimle sınırlı kalmamış, Müslüman Türklerin dini değerlerine Yassıköy Belediyesi, Narlıköy Müslüman mezarlığına saldıranlara göz yummaları ile de olay İnanç katliamına dönüşmüştür. Ülkemizde hiçbir antlaşmada yer verilmeyen; Ekümeniklikten bahsedilirken, Sümela Manastırında ayin yapılmasına izin verilirken, azınlıklara mal varlıkları teslim edilirken, Müslümanlar dışındaki diğer inançlara sahip olan azınlıkların ibadethaneleri Türkiye Cumhuriyeti tarafından restore edilip teslim edilirken, 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Barış Antlaşması ile uluslararası platformda güvence altına alınan Batı Trakya Azınlık haklarının birer birer yok edilmeye çalışılması kabul edilemez. Balkan Türkleri Federasyonu olarak Batı Trakya Türk Azınlığın kendi haklarını savunduğu her faaliyetin destekçisi olduğumuzu burada ilan ediyoruz. Geçmişte Yunan eşkıyalarının, günümüzde Yunanistan yöneticilerinin yapmış olduğu bu katliamları lanetliyoruz. Hangi etnik gruba ve inanca dahil olursa olsun zorbalıkla karşılaşmasını istemiyor, karşılaşanların da yanında olduğumuzu beyan ediyoruz. Balkanlarda yapılan tüm katliamlarda canını vermiş atalarımızı saygıyla anıyoruz” diye noktaladı

Konsolosluk önünde Edirne Balkan Türkleri Federasyonu üyeleri ellerindeki dövizlerle birlikte Yunanistan özür dile sloganları atmasının ardından açıklama son buldu.

 

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.