Şükrü Paşa komutasında Edirne’yi 5 ay 5 gün boyunca her türlü olumsuzluklara rağmen kahramanca savunan Balkan Şehitlerimizi düzenlenen törende bir kez daha saygı ve minnetle andık.

26 Mart Balkan Şehitlerini Anma Günü nedeniyle Şükrü Paşa Anıtı’nda tören düzenlendi. Törene Edirne Valisi Yunus Sezer, Edirne Belediye Başkanı Filiz Gencan Akın, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Yüksel Kolcu, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Çakmak, Dışişleri Bakanlığı Edirne Temsilcisi Büyükelçi Murat Ahmet Yörük, İl Emniyet Müdürü Onur Karaburun, İl Jandarma Komutanı Mehmet Kasım Ermiş, Edirne Şehit Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Leyla Vardar Karaduman, kurum müdürleri, siyasi parti temsilcileri ve gaziler katıldı.

Şükrü Paşa Anıtı’na sunulan çelenk sonrası saygı duruşunda bulunularak İstiklal Marşı okundu. Daha sonra Selimiye Camii imam hatibi Yusuf Serenli’nin Kur’an-ı Kerim tilaveti ve İl Müftüsü Ercan Aksu şehitlerimiz için dua okudu.

Okunan duanın ardından Vali Sezer ve beraberindekiler Şükrü Paşa’nın anıt mezarına karanfiller bıraktı.

HALK EĞİTİM MERKEZİ’NDE ANMA PROGRAMI DÜZENLENDİ

Şükrü Paşa Anıtındaki törenin ardından 26 Mart Balkan Şehitleri Anma Programı Halk Eğitim Merkezi Konferans Salonu’nda devam etti.

Günün anlam ve önemini belirten konuşmayı Yıldırım Beyazıt Anadolu Lisesi Müdürü Tolga Ersoy yaptı.

EDİRNE’DE SAVUNULAN SADECE GEÇMİŞ DEĞİL, GELECEKTİ”

Ersoy ” Mehmet Şükrü Paşa komutasında 155 gün süren kahramanca savunma sonunda 26 Mart 1912 tarihinde esir düşen Osmanlı Devleti’nin 2. Başkenti huzurun, medeniyetin şehri Edirne’nin işgali ve bu işgalle birlikte Edirne saray içi mevkiinde esir tutulan soğuk, açlık ve salgın hastalıklardan dolayı hayatlarını kaybeden binlerce kahraman vatan evladımızı anma törenine hoş geldiniz” dedi.

Edirne’nin 1361 yılında sultan 1. Murat tarafından fethedildiğini ve o tarihten itibaren Osmanlı devletinin başkenti, balkanlara açılan kapısı ve İstanbul’un fethinin merkez üssü olduğunu belirterek, şunları söyledi; “Balkan savaşının başlaması ile Edirne müstahkem mevkii komutanı olarak atanan Mehmet Şükrü Paşa’nın görevi kuşatıldığı takdirde yardım gelene kadar 50 gün Edirne’yi savunmaktı. 1911 Ekim ortasında kuşatma başladığında hazırlıklar bu yönde yapılmasına rağmen bir türlü beklenen yardım gelmemişti. Tüm bu olumsuz şartlara rağmen umudunu ve gayretini kaybetmeyen şükrü paşa ve kahraman ordusu şehri canları pahasına savunmaya devam etti. Ancak 5 ay 5 gün müdafaanın ardından şehirde top atışlarının oluşturduğu yıkım, baş gösteren salgın hastalıklar, açlık, soğuk ve Selimiye Camisi gibi mukaddes mekanların yıkılmasını önlemek için Mehmet şükrü paşa 26 Mart günü teslim olmayı kabul etti.

İşgal ile birlikte Sarayiçi mevkiinde esir tutulan binlerce asker ve sivil daha zor şartlarla mücadele etmeye başladı. Açlık öyle dayanılmaz bir noktaya ulaştı ki ağaç kabukları ve süpürge tohumları dahi yiyecek olarak kullanılmak zorunda kalındı. Yaşanan tüm bu zor şartlara rağmen vatanından, toprağından ve bayrağından vazgeçmeyen bu kahraman insanlar ve Edirne nihayet 21 Temmuz 1913 tarihinde yeniden vatan topraklarına katıldı ve çekilen bunca acının karşılığı bir nebze olsa da alındı.

Edirne’de savunulan sadece geçmiş değil gelecekti. Ve eğer Edirne’de bu savunmayı Şükrü Paşa, o aziz şehitlerimizle birlikte yapmamış olsaydı, belki biz bugün bu topraklarda tutunamaz olacaktık. Onun için aziz şehitlerimize ne kadar minnet duysak azdır. Onlar her türlü baskıya, her türlü açlığa, ıstıraba, çileye boyun eğmeyerek, direnerek var olma mücadelesi verdi. Edirne, yaşadığı işgallerin derin izlerini silse de vefa duygusunu hiçbir zaman yitirmeyecektir. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere bu vatan için canlarını feda eden tüm şehitlerimizi rahmetle ve kahraman gazilerimizi de minnetle yad ediyorum” diyerek sözlerine son verdi.

Yıldırım Beyazıt Anadolu Lisesi öğrencileri tarafından sahnelenen ‘Balkanların Gözyaşı’ adlı piyesin sergilenmesinin ardından sahnede çekilen toplu hatıra fotoğrafı ile program sonra erdi.

Haber: Erkan Ekşi