0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

http://milletgazetesi.gr’de yer alan haber de, Amerika Birleşik Devletleri Ordusu’nun Avrupa’daki (United States Army Europe) askeri güce bağlı tankçı birliğin katılımıyla, 14-18 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilen tanklar arası tatbikat-yarış sona erdi. Tatbikat yapılan bölgenin Türkiye sınırına yaklaşık 100 km olduğu belirtildi.

BATI TRAKYA’DA BİR İLK 

Batı Trakya’da ilk kez gerçekleştirilen yarış tatbikatına, Yunan Ordusu Leopard 2A6 HEL tanklarıyla katılırken, ABD’nin Avrupa’daki askeri güce bağlı tankçı birliği ise M1A2 ABRAMS tankları ile katıldı. Gerçekleştirilen tatbikatta küçük ölçekli taktik, atış tekniği ve zırhlı tankların teknik konularına odaklanan ölçülebilir objektif kriterlere sahip operasyonel prosedürler de değerlendirildi.

TANKLARLA YETENEK YARIŞI

Yarış tatbikatında, her mürettebatın becerilerinin bireysel derecelendirmesine ve özellikle de savaş mürettebatının atışlarının doğruluğuna bağlı olarak testler değerlendirildi. Tatbikat ile ilgili fotoğraflar Yunanistan Genelkurmay Başkanlığı tarafından yayınlandı.

YUNANİSTAN KOMÜNİST PARTİSİ KINADI

Öte yandan Yunanistan Komünist Partisi (KKE) İskeçe İl Örgütü İskeçe’de yapılan bu tatbikatı kınayan bildiri yayımladı. Bildiride, Doğu Akdeniz’deki krizin sorumlularının Yunanistan’ın ve onu emperyalist amaçları için maşa olarak kullanan ABD, Fransa, Almanya, ve AB gibi emperyalist ülkeler olduğunu vurgulayan KKE, emekçi ve duyarlı vatandaş ve halkaları bu emperyalist oyunu bozmak için harekete geçme çağrısında bulundu.

İskeçe’deki Yunan-ABD ortak askeri tatbikatı için KKE’nin açıklaması şöyle:

“14-18 Eylül tarihlerinde İskeçe’nin atış poligonunda gerçekleşecek olan Yunanistan ile ABD arasında zırhlı tanklarla ortak askeri tatbikat halkımız için tehlikeli bir gelişmedir. Amerikan emperyalizminin bölgemize gösterdiği yoğun ilginin ve buna benzer bir dizi hamlenin devam edeceğenin bir işaretidir.

Balkanlar, Doğu Avrupa ve Karadeniz’de ABD ve NATO Silahlı Kuvvetlerinin gelişimi için bir üs olarak kullanılırken, Dedeağaç limanının bir kısmının NATO helikopter üssüne dönüştürülmesiyle bağlantılı (Atlantic Resolve Temmuz ayında Romanya’da tatbikat vb.) Rusya’yı püskürtmek ve sıkılaştırmak amacıyla yapılmıştır. Aynı zamanda enerji konusunda Amerikan emperyalizminin planlarıyla, dolayısıyla Dedeağaç limanındaki Amerikan LNG için Sıvılaştırılmış Doğal Gaz Terminali’nin (LNG) inşaat projelerinin yanı sıra TAP boru hattının ve dikey IGB’nin inşasıyla, yani Amerikan çıkarları ile bağdaşmaktadır. Başka bir deyişle, Avrupa’nın Rusya’ya olan enerji bağımlılığını azaltma ve hatta ortadan kaldırma konusunda ABD’nin stratejik çabasıyla bağlantılıdır ve bölgede gelişen daha geniş enerji rekabetinin bir parçasıdır. Ve Amerikan emellerinin bulmacasını tamamlamak için, Dedeağaç limanı ve Kavala limanı, Amerikan diplomatlarına göre: “doğru ayakkabı her zaman sol ile gider” olduğundan, Amerikan yatırım planlarının görüş alanı içindedir.

Bu nedenle, Trakya ve Doğu Makedonya’nın Amerikan emperyalizminde jeostratejik, enerji ve ekonomik ilginin arttığı bir alan olduğu ortaya çıktı. Yunan egemen sınıfı ve hükümetlerinin ABD’li şahinlere ve onların diğer emperyalistler ve özellikle Rusya ile rekabetlerine, Türkiye’nin rakip burjuvazisine nazaran kendi çıkarlarına olacağı umuduyla bıraktıkları bir bölge.

Bu nedenle bu tatbikat, karada ve denizde yapılan diğer askeri tatbikatların devamı niteliğinde ve özellikle Türkiye’ye karşı “Silahlı Kuvvetlerin savaşa hazır olduğunu” kanıtlama çabası olarak geliyor. Yunanistan ve Türkiye’deki iki burjuvazi arasında (emperyalistlerden) bölgede bir rol arayışındaki gerici rekabetin tehlikeli bir düzeye çıktığı ve iki ülke halkları arasında gelecekleri konusunda genel bir güvensizlik yarattığı bir zamanda yaşanıyor. Yunan tarafı ne kadar ABD’nin “iyi çocuğu” olarak sunulsa da, aynı zamanda “asi ve saldırgan” Türkiye’ye karşı bir “istikrar ve barış sütunu” olarak sunulsa da, gerçek şu ki, gerici ve tehlikeli sarmalın (mavi vatan/İsrail / Mısır / Kıbrıs-Türk-Libya paktı-Yunan-Mısır paktı vb.) ile anavatan eksenleri sürekli tırmanan bir duruma yol açar.

En önemlisi, tüm bunlar, emperyalist güçlerin (ABD, Rusya, Almanya, Fransa) “herkesin herkese karşı savaşında” rollerini güçlendirmek için acele ettikleri, savaş ve yıkımı ateşleyen yoğun bir emperyalist rekabet dönemine evriliyor. aynı zamanda bağımlı burjuvazinin bir dizi maceracı eylemini kışkırtarak, bir bütün olarak bölge halklarına yeni acılar getirmektedir.

Halkımız emperyalistlerin ve burjuvazinin yukarıdaki planlarına cevap vermeli, emperyalizme ve savaşa karşı bir cephe oluşturmalıdır. Halklar için “güvenlik ve istikrar” olasılığının savaş planlarına veya devam eden askeri “hazırlık” tatbikatlarına daha fazla dahil olmasında yatmadığını kabul edin. Sadece savaş ve maceracı eylemlere kalıcı olarak karşı çıkacak, savaş karşıtı ve antiemperyalist bir yönde hareket edecek, halkların dostluğunu ve dayanışmasını teşvik edecek bir hareketin gelişime ihtiyaç vardır”