Kırkpınar Kültürünü Tanıtma ve Yaşatma Derneği Kurucu Başkanı Hüseyin Erkin, 664.Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri organizasyonu öncesinde dernekte basın açıklaması düzenledi. Erkin, Edirne Belediyesi’nin Kırkpınar’a gelen hakem, gözlemci, cazgır ve federasyon temsilcilerinin tüm yeme, içme, konaklama ve yolluk masraflarını karşılamak zorunda bırakılmasına sert tepki gösterdi. Bu yükün Spor Bakanlığı ya da Güreş Federasyonu tarafından üstlenilmesi gerektiğini vurgulayan Erkin, ayrıca son dönem Kırkpınar ağalarının da “parayı verdim, görevimi yaptım” anlayışıyla hareket ettiğini, kent tanıtımı için yeterince çaba göstermediklerini söyledi.
“EDİRNE BELEDİYESİ KIRKPINAR DERNEĞİ’NE YETERLİ DESTEĞİ GÖSTERMEDİ”
Kırkpınar Kültürünü Tanıtma ve Yaşatma Derneği Kurucu Başkanı Hüseyin Erkin, “Biz bu derneği kurarken eski belediye başkanlarımızla, Kırkpınar bölgemizin Kırkpınar ağalarıyla istişare ederek, güzel bir tüzük hazırlayarak kurmuştuk. Ama ana muradımız, belediyeye destek olup, yani belediyenin bir nevi danışmanı olarak Kırkpınar’la ilgili düşüncelerimizi kamuoyuyla paylaşmaktı. Ne yazık ki, Edirne Belediyemizden bu anlamda yeterli desteği ve arkamızda duracak bir gayreti göremediğimizi ifade etmek istiyorum” dedi.
“BURAYA GELEN HER KİŞİNİN GİDERLERİ NEDEN EDİRNE BELEDİYESİ TARAFINDAN KARŞILANIYOR?”
Kırkpınar’la hakem gözlemci gibi görevlilerin giderlerini bakanlık tarafından karşılanması gerektiğini, her temsilci ve görevlinin giderlerini belediyeye yük olduğunu hatırlatarak belediye adına bakanlığa seslenen Erkin, “Geleneksel Güreş Federasyonu’nun hazırlamış olduğu bir yönetmelik var. Bu federasyon da kuruldu, biliyorsunuz. Bu talimatta bütün yük belediyenin üzerine bırakılıyor. Buraya gelecek olan federasyon temsilcileri, hakemler, cazgırlar, gözlemciler, meydan komiserleri vs. birçok kişinin konaklamasını, yemesini, içmesini, yolluğunu vs. belediye üstleniyor. Pehlivanların masraflarını zaten belediye üstleniyor, biliyorsunuz. Şimdi bu yönetmelikte şöyle bir hüküm var: Burada görevlendirilen hakem, gözlemci, meydan komiseri vs. kişilere, 1. derece devlet memuru harcırahının 12 katından az olmamak üzere ödeme yapılması gerekiyor. Bugünkü parayla bu 8 bin 232 TL yapıyor. Şimdi kaç kişi görev alıyor bilemiyorum; 100 mü, 200 mü? Bu kişilerin her birine bu para ödendiğinde, kalış süresiyle çarpıldığında, belki 3 gün, belki 1 haftalık, ciddi bir maliyet oluşuyor. Bu ödemeler, baş güreşlerinin başlama sırasında bu kişilere imza karşılığında yapılıyor. Bu da belediyeye büyük bir yük oluşturuyor. En azından federasyon temsilcileri, hakem, gözlemci vs. gibi kişilere yapılacak giderlerin Güreş Federasyonu tarafından ya da Spor Bakanlığı tarafından karşılanması gerekiyor. Doğru olan da budur. Bunu belediye adına buradan dile getirmiş olalım. Ancak o zaman bu iş daha sağlıklı hale gelebilir. Buraya gelen her türlü kişinin yolluğunu, kalacak yeri, yemesi içmesi neden Edirne Belediyesi tarafından karşılanmak zorunda? Tamam, bu bir etkinliktir ama pehlivanlarınki doğrudur. Ancak Güreş Federasyonu yöneticilerinin veya temsilcilerinin paralarının Edirne Belediyesi tarafından ödenmemesi gerektiği kanaatindeyim. Bu uygulamanın düzeltilmesinde büyük fayda olduğunu düşünüyorum” diye vurguladı.
“TEKİRDAĞ VE KIRKLARELİ İLLERİNİN KIRKPINAR ORGANİZASYONUNUN DÜZENLENMESİNDE BULUNMALI”
Trakya’daki 3 şehrin Kırkpınar organizasyonunu üstlenmesi gerektiğini belirten Hüseyin Erkin “Trakya’da, 1990’lı yıllara kadar Tekirdağ, Kırklareli, Edirne’nin ilçelerinde panayırlar bünyesinde yağlı güreşler yapılırdı. Hatta İpsala’da at yarışları da düzenlenirdi. Bu etkinlikler giderek kayboldu. Şimdi sadece Edirne’de Kırkpınar adıyla bu yağlı güreş etkinliği yapılıyor. Halbuki geriye baktığımızda Kırklareli’nin de çok önemli bir pehlivan kaynağı olduğunu, Tekirdağ’da bu anlamda ilk büstü yaptığımız Hüseyin gibi önemli isimlerin bulunduğunu görüyoruz. Tekirdağ ve Kırklareli illerinin de Edirne’yle birlikte Kırkpınar’ı organize etmesini, birlikte hazırlık ve organizasyon yapmalarını arzu ediyorum. Çünkü bu kaynağı ve değeri paylaşabilirsek, çok daha güzel olacağına ve etkinliğin güçleneceğine inanıyorum. Bu etkinliklerde mutlaka Tekirdağ belediyelerinin ve Kırklareli belediye başkanlarının da burada olması, geçmiş güreş kaynağını canlandırmaları ve bölgeye ekonomik anlamda da katkı sağlayacak bir etkinlik kazandırmaları gerektiğini düşünüyorum.
“İŞ DÜNYASI KIRKPINAR ETKİNLİKLERİNDE BURAYA DAVET EDİLMELİ”
İş dünyasındaki önemli yatırımcı isimlerin Kırkpınar’da Edirne’ye davet edilmesi gerektiğinin altını çizen Erki,n “Sadece Kırkpınar tarihine birkaç gün kala ya da 1 hafta kala, belediye başkanı, Kırkpınar ağası ve sayın valimiz birlikte bir davet turu yapıyorlar. Artık bu gelenek haline geldi. Bu uygulamanın klasik çizgiden biraz çıkması gerektiği kanaatindeyim. Yani devlet zevatının daveti yanında, iş dünyası camiası, TÜSİAD, TOBB ya da bu konuda ticari anlamda oluşan kurumlarda ziyaret edilmeli ve buraya davet edilmelidir. Hatta belli bir sürede Edirne ya da Trakya bölgesinin tanıtılması, buraya yapılacak yatırımların planlanması anlamında bu insanların kafalarında bir fikir oluşturmalıyız. Özellikle de bölgemiz lojistik anlamda çok şanslı. Yurt dışı ithalat ve ihracat açısından Edirne ve bölgemiz, lojistik olarak çok yüksek seviyede bir potansiyele sahip. Bu potansiyelin değerlendirilmesi için mutlaka iş dünyasındaki iş insanlarının Kırkpınar etkinlikleri kapsamında buraya davet edilmesi ve bölgenin hatırlatılması büyük fayda sağlayacaktır. Mesela şu anda ağamız iş dünyasında olan bir beyefendi. Bu konuda özellikle kendisinin bizzat girişim yaparak bu iş insanlarını buraya getirme becerisini gösterirse, çok önemli bir görev yerine getirmiş olacağı kanaatindeyim. Umarım böyle bir girişim yapmıştır ya da hala vakit var, yapabilir” dedi.
“AĞALIK PARAYI VERDİM BEN GÖREVİMİ YAPTIM ANLAYIŞINDA”
Son zamanlardaki ağaçların Edirne ve Kırkpınar tanıtımına yetersiz kaldıklarını kaydeden Erkin, “Kırkpınar ağalarının önceki yıllarda yaptıkları hizmetlere veya Kırkpınar’ın organizasyon gayretlerine baktığımızda, günümüzde ağalarımızdan bunu maalesef yeterince göremiyoruz. Bu anlamda burada bulunan Şahin Beyefendi, Alper Yazoğlu gibi ağalarımız biraz daha ses getirici ve farklı etkinliklerle Kırkpınar’ı tanıtmak adına çalışma yapıyorlar. Ama onun dışındaki ağalarımızın, geçmiş ağalarımızı kastetmiyorum son zamanlarda Edirne’yi, Kırkpınar’ı ve bölgeyi tanıtacak yeterli gayreti gösteremediklerini maalesef görüyoruz. Sadece “Ağalık, parayı yatırarak ben görevimi yaptım” anlayışına dönüşmüş durumda. Ağalık müessesesinin bu şekilde işlemesi, hem Kırkpınar’a hem de geçmiş geleneklere uygun değil ve yetersiz kalıyor” diye konuştu.
“KIRKPINAR AĞALIĞI YENİDEN TARİF EDİLMELİ”
Ağalık kıyafeti tartışmaların değinen Hüseyin Erkin, “Geleneksel Güreşler Federasyonu’nun çıkarmış olduğu yağlı güreş talimatnamesine göre ağaya da burada bir görev biçilmiş durumda. Ağa, Kırkpınar’ı tanıttığı ya da Kırkpınar’la ilgili yaptığı söyleşilerde ya da katıldığı etkinliklerde mutlaka geleneksel kıyafetini giymekle yükümlüdür. Ancak son ağalarımızın bu konuda çekimser davrandıklarını, bu giysiyi giymek istemediklerini görüyoruz. Nedeni bilinmez ama hatta bu son zamanlarda basına da yansıdı. Şimdiki Kırkpınar ağamızın bu kıyafet konusunda farklı bir yorumu var. Onu da inşallah kendisi açıklar, bilemiyorum. Kırkpınar ağalığının mutlaka yeniden tarif edilmesi, belki birtakım yetki ve sorumlulukları belirleyecek, imkanları sağlayacak bir düzenlemeyle yeni bir yapı oluşturulması gerektiği kanaatindeyim” dedi.
“GÜREŞÇİ KATILIMINDA SINIRLAMA OLMAMALI, GELEBİLEN GELSİN”
Pehlivan sınırlamasıyla genç güreşçileri önünün kesildiğini, bu sınırlamanın kalkması ve gerekirse gün sayısının uzaması da gerektiğini dile getiren Erkin “Yağlı güreş ligi, bir firmanın sponsorluğunda oluşturuldu. Bu da katılan güreşçi sayısında bir azalma yaratmaya başladı ve birçok genç pehlivanın Kırkpınar Çayırı’na, Sarayiçi’ne gelme hayalini ve heyecanını ortadan kaldırdı. Bunun bu şekilde düzenlenmesinin yağlı güreşe ve Kırkpınar’a gelecekte zarar vereceği kanaatindeyim. Bu etkinlik belki yapılabilir, profesyonel anlamda bir düşünce olabilir. Ama Kırkpınar gelişlerinde bunun belli bir kritere konarak sayıyla belirlenmemesi gerektiğini düşünüyorum. Mesela şu anda 40 başpehlivan gelebiliyor. Ya da kendi boylarında ilk 64’e giren güreşçiler gelebiliyor. Bunun yerine bir sınırlama olmamalı, gelebilen herkes gelsin. Belki süre 2,5 gün olmaz da 4 gün olabilir, yayılabilir. Buraya daha çok pehlivanın, daha çok genç pehlivanın gelmesini sağlayarak bu çayırdaki hayalini yaşamasına imkan tanımamız gerektiği kanaatindeyim” diye konuştu.
Haber: Erkan Ekşi
GÜNCEL
25 Haziran 2025GÜNCEL
25 Haziran 2025GÜNCEL
25 Haziran 2025GÜNCEL
25 Haziran 2025MARMARA BÖLGESİ
25 Haziran 2025MARMARA BÖLGESİ
25 Haziran 2025GÜNCEL
25 Haziran 2025