DOLAR 32,4504 -0.15%
EURO 34,8290 -0.66%
ALTIN 2.441,260,23
BIST 9.915,622,05%
BITCOIN 2040539-2,45%
Edirne
17°

AZ BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Sağlıkta şiddete son verilsin

Sağlıkta şiddete son verilsin

ABONE OL
18 Nisan 2023 10:30
Sağlıkta şiddete son verilsin
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Türk Tabipler Birliği Şiddet Çalıma Grubu Üyesi ve Edirne Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Seher Çimen Özgen, sağlıkta şiddetin hala çözülemediğini ve tırmanarak devam ettiğini belirterek, 1 Aralık 2015 yılından bu yana 23 bin 86 sağlık çalışanının beyaz kod verdiğini, ancak son 2 yıldır Sağlık Bakanlığı’nın beyaz kod başvurularını paylaşmadığını söyledi.

17 Nisan Sağlıkta Şiddetle Mücadele Günü kapsamında Edirne Tabip Odası Yönetimi tarafından Tabip Odası Lokali’nde bir basın açıklaması düzenlendi. 17 Nisan 2016’da görevi başında öldürülen Dr. Ersin Arslan ve diğer görevi başında şiddet sebebiyle hayatını kaybeden sağlık çalışanlarını anmak için her yıl 17 Nisan Sağlıkta Şiddetle Mücadele Günü olarak kutlandığını hatırlatan Edirne Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Seher Çimen Özgen, sağlıkta şiddetin hala çözülemediğini ve tırmanarak devam ettiğini belirtti. Önemli bir detaya da değinen Özgen, Beyaz kod uygulamasının başladığı 1 Aralık 2015 yılından bu yana Sağlık Bakanlığı verilerine göre 23 bin 86 sağlık çalışanının beyaz kod verdiğini, ancak son 2 yıldır Sağlık Bakanlığı’nın beyaz kod başvurularını paylaşmamasına da dikkat çekerek sağlıkçıların sahipsiz kaldığını sözlerine ekledi.

“11 YILDA HEKİMLER GÖREVİ BAŞINDA ÖLDÜRÜLMEYE DEVAM ETTİ”

Türk Tabipler Birliği Şiddet Çalıma Grubu Üyesi ve Edirne Tabip Odası Yönetim kurulu üyesi Dr. Seher Çimen Özgen, “Dile kolay, henüz hayatının baharında genç bir hekimin sevdiklerinden, ailesinden, hastalarından acımasızca koparıldığı o kara günden bu yana 11 yıl geçti. Her yıl bu kara günü anarken, hekimlere yönelik şiddete dikkat çekmeye çalıştık. Üstüne yeni olaylar eklendi. Her gün yeni bir şiddet olayı ile yaşamak zorunda bırakıldık ve geçen 11 yılda hekimler görevleri başında öldürülmeye devam etti. Pandemide sevdiklerimizden ayrı kaldık, görevinin başında iken COVID-19 nedeniyle 217 meslektaşımız hayatını kaybetti, ancak bizler hastalarımızı korumak için koşulsuz çalışmaya devam ettik. Ve şiddet bu koşullarda da hız kesmedi. Deprem oldu hemen olay yerine koştuk. Aile fertlerini kaybeden, evi yıkılan, çalışma arkadaşlarını kaybeden hekimler dahi afet alanından ayrılmadı ve bir kişi daha yaşatabilmek için mücadele ettik. Depremde kaybettiğimiz her hastayla beraber bizim de bir parçamız öldü. Halen her gözümüzü kapattığımızda soğuktan buz kesmiş ellerini tutuyor, her aklımıza geldiğinde gözyaşı döküyoruz. Ama yaşam alanlarını kaybeden insanlarımızın yanındayız ve onları hiçbir zaman yalnız bırakmayacağız.  Bugün 17 Nisan; Dr. Ersin Arslan’ın 17 Nisan 2012 yılında görevi başındayken hastanesinde öldürülmesinin üzerinden tam 11 yıl geçti; ama ne yazık ki sağlıkta şiddet sorunu hala çözülmüş değil; tam tersine tırmanarak devam etti, ediyor. Türk Tabipleri Birliği ve Tabip Odaları olarak 2016 yılından beri her 17 Nisan’da, “Sağlıkta Şiddetle Mücadele Günü”nde meslektaşımızı anarken, şiddetin nedenlerini sorgulamaya, şiddeti ortadan kaldıracak sağlık politikalarını dile getirmeye ve bu politikaların hayata geçirilmesi için mücadeleye devam ediyoruz” dedi.

“1.BASAMAK SAĞLIK HİZMETLERİ, ŞEHİR HASTANELERİ VE ÜNİVERSİTE HASTANELERİ ENKAZ ALTINDA KALDI”

Sağlık sisteminde yaşanan sorunların şiddeti de körüklediğini vurgulayan Özgen, “2003 yılından beri adım adım uyguladıkları “Sağlıkta Dönüşüm Programı” neoliberal politikalarla sağlığımızı meta, bizleri köle kıldı. Apartman bodrumlarına, penceresiz mekanlara sıkıştırılan 1. Basamak Sağlık Hizmetleri, bu ülkenin yurttaşları olarak hepimizin geleceğini çalan kara delikler olarak şehrin en uzak yerine kondurdukları “şehir-şirket” hastaneleri, eğitimden uzaklaşan, niteliği değil niceliği gözeten üniversite hastaneleri hem pandemide hem de depremde enkaz altında kaldı. Güvencesiz, esnek çalışma koşullarıyla güvenli ve sağlam olmayan binalarda sağlık hizmetinin verilemeyeceğini yine en son deprem bize gösterdi. Keza alınamayan randevular, alınsa bile 5 dakikaya sığdırılmaya çalışılan muayenelerle verilemeyen sağlık hizmeti, yok sayılan sağlık hakkı, iyileşemeyen hastalıklar, yapılamayan ameliyatlar, mesleki özerkliğe yapılan müdahaleler, hekimlerde ve sağlık emekçilerinde tükenmişliğe yol açtığı gibi toplumun sağlığını bozdu. Sağlığımızı bozan, bizi yok sayan, tüketen, değersizleştiren sağlık politikaları şiddeti körükledi” dedi.

“1 ARALIK 2015’TEN BU YANA 23 BİN SAĞLIKÇI BEYAZ KOD VERDİ”

Beyaz kod veren sağlık çalışan sayısını 2 yıldır Sağlık Bakanlığı’nın paylaşmadığını ve sağlıkçıların sahipsiz bırakıldığını ifade eden Seher Çimen Özgen “Yıllardır toplumun her kesimine, her yaşam alanına, kadınına, çocuğuna artarak yönelen şiddetten sağlık çalışanları da nasibini aldı. O nedenle TTB ve Tabip Odaları olarak bizler şiddetle mücadeleyi her alanda sürdürüyoruz. Beyaz kod uygulamasının başladığı 1 Aralık 2015 yılından bu yana Sağlık Bakanlığı verilerine göre 23 bin 86 sağlık çalışanı beyaz kod vermiştir. TTB’ne göre fiziksel ve sözel şiddete maruz kalan sayısı çok daha fazladır, kaldı ki son 2 yıldır bakanlık beyaz kod başvurularını paylaşmamaktadır. 6 Şubat’ta meydana gelen deprem ve sonrasında yaşananlar sağlık çalışanlarının ne kadar sahipsiz ve destekten yoksun bırakıldığını bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bu durum da şiddete zemin hazırlamaktadır. Dr. Ersin Arslan’ın öldürülmesinin ardından bugüne dek etkili bir yasal düzenleme için yaptığımız girişimler sonucunda yetersiz de olsa yasal düzenlemeler yapıldı. Ancak biliyoruz ki sağlık sistemi böyle devam ettikçe, toplumsal şiddetin önüne geçilmedikçe sağlık kurumlarında şiddetin de sona ermeyeceğini biliyoruz. Yaşamı ve yaşatmayı kendine şiar edinmiş bir mesleğin mensupları olarak sağlıkta şiddete karşı her yönüyle mücadelemiz devam edecek; çünkü biz hekimler, şifa dağıtmaya çalışırken ölmek istemiyoruz” ifadelerini kullandı.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.