0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

2016 yılında Mardin’in, Midyat İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne düzenlenen terör saldırısında şehit düşen polis memuru Nefise Çetin Özsoy’un babası Süleyman Çetin basın mensuplarına yaptığı açıklamada, özel günlerle ilgili bütün faaliyetlerden dışlandığını belirterek, şahsına karşı bir tutum sergilendiğini hissettiğini söyledi.

2016 yılında Mardin’in Midyat İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne düzenlenen terör saldırısında şehit olan polis memuru Nefise Çetin Özsoy’un babası Süleyman Çetin, ilgisizlikten yakındı.

Edirne Şehit Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’ne üye yapılmadığını öne süren Çetin, kendisinin bir şehit babası olması nedeniyle derneğin doğal üyesi olması gerektiğini söyledi.

“HER ŞEYİ SORGULAMA DEDİLER”

Kızının şehit olduğundan sonra dernekle tanıştığını anlatan Çetin, “Ben 2016’da kızımı kaybettim Mardin Midyat’ta. Dernek varmış, derneğin ne olduğunu bilmezdim. Sonra derneğin ne olduğunuda öğrendim. Baştan 6-7 ay iyi geçti. Ondan sonra başladım baktım anladım ve bazı şeyleri sorgulamaya başladım. Anladım ki dışlamaya başladılar beni. Sordum, soruşturdum, dedim suçumuz ne? İnsan suçunu bilirse özür dilemek erdemliktir. Sen çok şeyi sorguluyorsun” dediler” dedi.

“BANA, SENİ ÜYELİĞE KABUL ETSEK, SEÇİMLERİ KARIŞTIRIRSIN DEDİLER”

Özel günlerle ilgili faaliyetlere davet edilmediğini belirten Çetin, şunları söyledi;“Anneler Günü oluyor, 18 Mart Şehitler Günü oluyor, 8 Mart Kadınlar Günü oluyor. Bakıyorum, herkes toplanıyor. Bize ne haber eden var, ne gelen, ne giden. Ben sordum nasıl oluyor diye. Dernekte bir arkadaşla tanıştık. Süleyman amca dedi, ‘önce üye olacaksın’. Dedim, ‘tamam üye olalım, Ne lazım’. Sonra bana dedi ki, ‘ben sana belirteceğim. 10 gün içinde üye yapacağız seni’. 10 gün oldu, 15 gün oldu. Ben biraz sıkıştırdıktan sonra dedi, ‘Süleyman bey şimdi seni üyeliğe yazsak bile, kabul etsek bile, 2019’da bizim derneğin seçimi var, seçimleri karıştırırsın’ dedi.

“JANDARMADAKİ İFTAR YEMEĞİ’NE ÇAĞRILMADIM”

Ramazanlarda iftar yemeği veriyorlar ya, önce jandarma verdi, çağrılmadım. Hemen ertesi gün jandarma il komutanını aradım. ‘Olur mu amca, aramışlardır seni ama özür dilerim’ dedi. Bende, ‘özür dilemek değil, yeter ki doğru olsun’ dedim.

“BENİM ŞEHİT KIZIMDA BİR ANNEYDİ, HANIMDA BİR ANNE”

Sonra Belediye Başkanı Anneler Günü’nde davet yemeği vermiş. Ama benim yine haberim yok. Ertesi gün gittim Belediye Başkan Yardımcıları’na. Dedim, böyle böyle. Onlar da, ‘Hee, Süleyman amca unutulmuşsundur be’ dediler. Bende ‘tamam, iyi, bizde unutuluruz’ dedim. ‘Kim yaptı biz listeyi’ dedim. ‘Ben 20 senelik şehit babası değilim, 3 senelik şehit babasıyım. Şimdi unutulursak vay bizim halimize’ dedim.En ağrımıza giden Anneler Günü’nde, yaaa ne olursa olsun benim kızımda bir bayan, anneydi. Evladı, var, hanımda annesi. Hiç olmazsa o gün hatırlansa.

“DIŞLANDIĞIMI FARKEDİYORUM”

Bu a partiden, b partiden, c partiden olabilir. Kim olursa olsun, bizim kapımız sonuna kadar açık. Yeter ki hatırlansın. Sonra birde bizi arıyorlar telefonla, Anneler Günü kutlamasıyla ilgili, eşarp şu bu verdiler. Biz eşarpsız kalmış insan değiliz ama neden bizi bu şeye düşürüyorlar. Hem çağırmamayı istiyorlar, çağırdıktan sonra da yine aralarında telefon eden var bize. Biz filanca yerde yemekteydik, Anneler Günü’nü kutladık. En ağrımıza giden bu. Bütün faaliyetlerden dışlandığımı farkediyorum, hem de beni derneğe üye yapmadılar. Beni derneğe üye yapmadılarsa benim kızımın fotoğrafının dernekte ne işi var. Benim doğal üye olmam lazım” diye konuştu.

“KIRKPINAR AĞASI ARACI, ŞEHİTLER DERNEĞİ’NE DEĞİL, ŞEHİT AİLELERİ’NE VERDİ”

Bir gazetecinin, Kırkpınar Ağamız bir araç verdi. Bu amacına uygun mu kullanılıyor? sorusunu yanıtlayan Çetin şunları söyledi;

“Bence o araç amacına uygun kullanılmıyor. Ben baştan beri dedim arkadaşlara. Bu şehitler derneği bir dernekse arabanın sağında, solunda, kapısında amblem olsun dedim. Gittiği yerde belli olsun. Aradan iki yıl kadar bir süre geçti ama koydurmadı. Sonra ben aradım ağayı, dedim böyle böyle. Ağa da bana dedi ki, ‘Ben dedi Şehitler Derneği’ne vermedim arabayı, ben arabayı Şehit Aileleri’ne verdim’ dedi. Ama araba gündüz başka yerde kullanılıyor, gece başka yerde kullanılıyor.

“ŞEHİT AİLELERİ’NDEN ÇOĞU ARACIN MARKA-MODELİNİ HATTA RENGİNİ BİLMİYOR”

Biz 59 aileyiz Edirne’de Şehit Aileleri olarak. Şunu bilin ki, 59 aileden 40’ı arabanın ne marka-modelini ne de rengini biliyor. Bilen varsa ben adımı değiştiririm, bu ülkede durmam. Ama bilen yok. Sorgu, sualsiz, kimse kimsenin ne yaptığını bilmiyor. Araba kaza yaptı, sonra onarılarak çıktı. Gittim soruşturdum ama servisinde yapılmadı araba. Gitti dışarıda yaptırdılar arabayı. Bunu sorduktan sonra kimse birşey bilmiyor. Hep o aklı, hep onlar biliyor her şeyi” dedi.

“30 AĞUSTOS RESEPSİYONUNA DA DAVET EDİLMEDİM”

Bir gazetecinin, 30 Ağustos Zafer Bayramı resepsiyonuna siz davet edildiniz mi? sorusunu yanıtlayan Çetin şunları söyledi; “Ben resepsiyona davet edilmedim ama resepsiyonda bulundum. Milli marşımızı söyledim, ben görevimi yaptım. Eve döndükten sonra yine onlardan birisi aradı. Dedi ki, ‘Süleyman Bey neredesin’. ‘Ben evdeyim’ dedim. ‘Siz neredesiniz’ dedim. ‘Biz kervansaraydayız’ dedi. ‘Biz dedim davet edilmedik, maalesef biz bir şehit babası olarak bu konularda galiba unutulduk’ dedim” diye konuştu.

“BİR GÜN YANIMDA OLMADILAR”

Çetin konuşmasını şu şekilde sonlandırdı; “Bu bir ağlamak meselesi değil. Ben şehit ailesiysem beni ayırmaya kimsenin hakkı yok. Kimse kimseye yetki veremez. Ben bir hayrat yaptırdım. Hiç olmazsa bir kere manevi olarak diyebilirlerdi kolay gelsin usta kardeşim. Ben bütün şehitlerin kapsamına aldım o hayratı. Parası önemli değil benim için. Ama neden bir gün yanımda olmadılar” dedi.

Harun Aker