DOLAR 32,4504 -0.15%
EURO 34,8290 -0.66%
ALTIN 2.441,260,23
BIST 9.915,622,05%
BITCOIN 2033424-2,97%
Edirne
20°

PARÇALI BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Yurttaşlık Derneği’nden “Sivil Toplum Atölyesi”

Yurttaşlık Derneği’nden “Sivil Toplum Atölyesi”

ABONE OL
7 Aralık 2019 12:21
Yurttaşlık Derneği’nden “Sivil Toplum Atölyesi”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Yurttaşlık Derneği tarafından Kamu Politikalarında Yurttaşın Sözü Projesi kapsamında Edirne Lalezar Restaurantta bir basın toplantısı düzenlendi. Sağlıklı ve güvenli gıda hakkında Edirne Belediyesi Kültür Merkezi’nde Sivil Toplum Atölyesi düzenleyecek olan dernek yetkilileri, gelecekteki tarımsal faaliyetlerde Meriç ve Ergene Havzası’nı, üretimden tüketime, tarladan sofraya çeşitli süreçleri çeşitli havzalar için alt temalar oluşturduklarını ve katılımcılarla bunu paylaşacakları aktarıldı.

“HAVZALARI İNCELİYORUZ”

Yurttaşlık Derneği Koordinatörü Soner Şimşek, “Yurttaşlık Derneği İstanbul merkezli 1993 yılından beri faaliyetlerini sürdüren bir STK olduğunu belirterek, “Daha çok demokratikleşme, temel yurttaş hakları, insan hakları savunulması, çatışma çözümü ve barış süreci gibi konularda çalışmalar yürütüyor. Burada sizinle buluşma vesilemize vesile olan çalışma kamu politikalarında yurttaşın sözü çalışması AB finansmanı ile yürütülen T.C Dışişleri Bakanlığı AB başkanlığı Hazine Maliye Bakanlığı Merkezi İhale Finans Birimi ile de kontrat altına alınmış bir çalışma onlarla birlikte yürütüyoruz. Kamu politikalarında yurttaşın sözü çalışması yerel ve bölgesel kamu politikalarına yurttaş katılımını esas alıyor. Etkin yurttaş katılımı için kapasiteyi geliştirmek. Yurttaşların kamunun daha doğrusu kamu idaresi ile diyalogunun arttırılması burada işbirliği olanaklarının ortaya çıkarılması gibi temel hedefleri var. Biz bu çalışmayı politikaya katılım gibi en azından yurttaş nezdinde soyut bir yere işaret edecek bir noktadan alıp biraz daha hayata dokunur kılmaya çalıştık. 3 su havzasında yürütüyoruz. Meriç, Ergene, Marmara su havzası ve Susurluk su havzası dolayısıyla Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, Kocaeli, Yalova, Bursa, Bilecik, Balıkesir, Çanakkale Marmara denizinin etrafındaki illerde çalışıyoruz. Bu 3 havzanın da tam ortasında kocaman bir mega kent var İstanbul. Hayata dokunur kılmaya çalıştık. Çeşitli meseleler aradık yurttaşların gündemlerini dinleyip değerlendirmeye çalıştık. Saha araştırmaları bu araçlardan bir tanesiydi, Saha ziyaretleri bir tanesiydi. Bu çalışmanın öncül çalışması birinci aşaması diyebileceğimiz çalışma 2013-2016 yıllarında yerel demokrasi adı altında yürütülmüştü oradan bir elimizde bir veri işleyebileceğimiz değerlendirebileceğimiz vardı. Önümüze gıda meselesini aldık. Çünkü bu çalışma başladığı yerel seçimler gündemdeydi. İstanbul’da tanzim satış noktaları açılmıştı. Patates soğan fiyatları çok konuşuluyordu. Bir yandan insanlar için gıdaya erişmek bir meseleydi. Yurttaşlar açısından bir yandan sağlıklı güvenilir gıdaya erişim önemli bir gündemdi. Buradaki haklılığımızı ıspanak krizinde de gördük. Gıda eksenli bir gündem var. Bugün de Edirne’de eski elektrik fabrikasında da Meriç, Ergene havzası için bir çalışma gerçekleştireceğiz. Sağlıklı güvenli gıdayı merkeze aldık. Ama üretimden tüketime yani tarladan sofraya çeşitli süreçleri çeşitli havzalar için alt temalar olarak belirlemeye çalıştık. Meriç, Ergene için tarımsal üretimde geleneksel ya da yeni tarım süreçlerinde gençliği ele almaya çalıştık. Çünkü burada sürdürdüğümüz çalışmalar da ve görüşmelerde gençliğin altı çiziliyordu. Susurluk su havzası içinde kadın emeği gündemimizde yine tarımsal süreçlerde yani üretimde. Amaç olarak da her havza için yurttaşların başlattığı çeşitli inisiyatifleri güçlendirmek onun etrafına bir tuğlada bizden olsun. Kapasite arttırmak için bir hedefi önümüze koyduk bu çalışmayla. Havza için belirlenmiş kamu politikası sürecine dahil olma tecrübesini ilerletmeye çalışacağız. Yaşamaya çalışacağız hep birlikte” dedi

“HER 9 KİŞİDEN BİRİ KORNİK AÇ”

Araştırmacı sosyolog Dr. Atakan Büke, “Artık gıdaya sadece gıda diyemiyoruz. İlla ki başına bir sıfat koyacağız. Ne oldu da gıda sürdürülebilirlik sorunu oldu. Ne oldu da biz ne yediğimizi bilemez hale geldik. Gıda ne ara bu kadar eşitlik adalet sorunu oldu. Her 9 kişiden biri küresel ölçek de aç bugün kronik olarak aç yani bir gün beş gün aç değil kronik süreli olarak aç 2 milyara yakın insan besin maddelerini yetersiz alıyor. Obezite 1975’den bu zamana 3 kat artmış. Bunların hepsi yoksulluk sorunu yani aşırı işlenmiş yağ, tuz, şeker oranı yüksek gıdaları tüketen yoksuların sorunu obezite yetersiz beslenenlerin sorunu. Kamu politikalarının çok temel çok merkezi bir konusu haline geldi” dedi.

Erkan Ekşi

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.