DOLAR 32,4504 -0.15%
EURO 34,8290 -0.66%
ALTIN 2.441,260,23
BIST 9.915,622,05%
BITCOIN 2050665-2,29%
Edirne
16°
AZ BULUTLU
02:00
İMSAK'A KALAN SÜRE
AZ BULUTLU
İMSAK'A KALAN SÜRE
14 Kasım 2023 Salı
News1 Ocak 2024’te itibaren geçerli olacak kanunla, yazlık ve günübirlik konut kiralamalarında yeni bir dönem başlıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yayımlanan bir kararla, 100 gün ve altında günlük veya kısa süreli yazlık kiralamalarda turizm konutu belgesi almak zorunlu olacak. İzin alınmadan yapılan kiralamalarda 100 bin liradan 1 milyon liraya kadar para cezası uygulanacak. Yeni yasanın ticari olarak yazlık kiralama yapanları kapsadığını söyleyen Edirne Emlak Müşavirleri Derneği Başkanı Serhat Çeker, “100 gün altında kiraya verilen günübirlik daire ve yazlıklarda Turizm Konut Belgesi almak zorunlu olacak. Bu belgeyi almadan yapılan her sözleşme için 100 bin lira ceza uygulanacak, 1 milyon liraya kadar devam edecek” şeklinde uyarıda bulundu.
“100 GÜNDEN AZ KİRAYA VERİLEN YERLER TURİZM KONUT BELGESİ ALACAK”
Edirne Emlak Müşavirleri Derneği Başkanı Serhat Çeker, “Gündeme gelen bir konumuz daha var. O konuda, yazlık yerlerimizi, günübirlik daireleri ticaret gibi kullanılan yerler. Yazlıkları, üç aylık gibi kısa bir sürede kiraya verenleri etkileyecek olan bir yasa bu. Bunda da bu tip yazlık yerlerini günlük veya bir aylık, iki aylık gibi kiraya veriyorsa kişiler, bundan sonra gidip yetki alması gerekiyor. “Ben yazlığımı kiraya veriyorum” diyerek bununla ilgili özel bir yazışmayı, gidip müracaatını yapacak. 100 gün ve altında kiralama yapan işletmeler için olan bir yasa. Yani 100 günden fazla olan, kiralık yerlerle ilgili olan bir yasa değil. Kısa süreli veya günlük olarak kiraya verenler var, günlük olarak kiraya verilen yerlerle ilgili alınması gereken bir belge ” diye konuştu.
“100 BİN LİRA İLE 1 MİLYON LİRAYA KADAR PARA CEZASI VAR”
Turizm konut belgesi olmadan 100 gün altında kiralama yapıldığında sözleşme başı 100 bin lira ceza uygulanacağının altını çizen Çeker, “Bu turizm konut belgesini almadan kiraya verdiğine dair tespiti yapılırsa, önünüze çıkacak olan şey 100 bin liralık para cezasıdır. Bu işi yapanların, bu konuya da hassasiyet göstermeleri gerekiyor. 100 bin lira diyoruz ama bu cezalar 1 milyona kadar çıkan cezalar. Yani 100 bin lirayla sınırlanmış cezalar değil. Bu ceza en düşüğü 100 bin lira. En taban fiyatı da 1 milyon. Çok büyük cezalarla karşılaşabilirler. Şu anki duruma baktığımızda şimdi bu tip olayların ticari olarak yapanlar vardı. Bunu ticarete dökmüşler. Bunu niye yapılıyor şimdi? Devlet de bunu yasa niye çıkardı? Bununla ilgili resmi müracaatını yaptığın zaman senden bunun vergisini alacak. Yani sen bir kazanç sağlıyorsun. Senin burasını işyeri gibi kullanıyorsun. Kaçak iş yapmasını önlemesi için bu yasayı çıkartıyorlar. Bunu da kayıt altına sokmak istiyorlar. Bu tip işleri yapanlar artık kayıt altına girecek. Ve devlete olan vergilerini, devlete ödeme zorunluluğunda kalacaklar. 1 milyona kadar çıkacak olan cezalarla karşılaşırlar. Buna ciddiye alması gereken bir konu. Gidecekler oradan. Ben bu işi yapıyorum diyerekten kendi iş yerine, kendi vermiş olduğu günlük olarak vermiş olduğu yerleri kayıt altına aldıracak” diye noktaladı.
“RESMİLEŞMEK İSTEYEN BU İŞLETMELERE DERNEĞİMİZ OLARAK KAPIMIZ AÇIK”
Başkan Çeker, “Edirne Emlak Müşavirleri Derneği olarak bu işi yapmak istiyorsa kişiler, hangi yönden yapacaksa, nasıl bir şekilde yapacaksa tabii ki bizler de nereye nasıl yapacağını, neler düzenleneceğini o tür konuda da bizler de elimizden geldiği kadar yardımcı oluruz. Edirne Emlak Müşavirleri Derneği olarak bizler de bu türlü işletmeleri kendi bünyemizde kayıt altına alır her türlü desteği, her türlü yardımı da gösteririz. Emlak Müşavirleri Derneği olarak işini resmi yapan tüm gayrimenkul işletmelerine kapımız her daim açık” diye noktaladı.
Guiness Rekorlar Kitabı’na giren “Şen Makas” tiyatro oyununun Türk uyarlaması 8 Aralık tarihinde Trakya Üniversitesi Balkan Kongre Merkezi’nde tiyatro severlerle buluşacak. Amerika Birleşik Devletleri tiyatro tarihinin en uzun süre oynanan oyunu olarak Guinness Rekorlar kitabına giren interaktif komedi Şen Makas’ın Edirne biletleri ise satışa çıktı. 8 Aralık tarihinde Trakya Üniversitesi Balkan Kongre Merkezi’nde sahnelenecek oyunun hikayesi, bir kuaför salonunda işlenen cinayet etrafında şekilleniyor. Oyuncuların izleyicileri de dahil ettiği Şen Makas oyununda, kuaför salonuna sızan katili seyircinin de soru ve yönlendirmeleriyle oyunun finalinin belirlendiği ifade edildi.
“SEYİRCİLERLE BİRLİKTE FİNAL BELİRLENİYOR”
Şen Makas oyununu uyarlayan Oyuncu Özgür Yetkinoğlu, “Bir cinayet işleniyor ve bu cinayeti çözmeye çalışıyor iki tane polis. Bunları çözmeye çalışırken de biz seyircimizden yardım alıyoruz ve onlarla beraber bu cinayeti çözüyoruz. Seyircilerin soruları oluyor, bizi yönlendirmeleri oluyor, bizim gözden kaçırdığımız detayları ve şüphelerimizin söylediği yalanları ortaya çıkarmaları gibi bir sürü bize yardımları oluyor. 5 tane finalimiz var ve bu 5 finalden hangisini oynayacağımızı her oyunda seyirci belirliyor. Yani izleyicimiz katil kim seçerlerse biz ona göre finali hemen kurup oynuyoruz” diye dile getirdi.
Trakya Üniversitesi Balkan Kongre Merkezi’nde 2 perde 130 dakika olarak sahnelenecek Şen Makas ekibi ise : Yöneten Nedim Saban, Oyuncular; Melek Baykal, Fatih Gülnar, Özgür Yetkinoğlu, Cem Güler, Müge Küçükyılmazlar Kement, Jess Molho yer alıyor.
Olumsuz hava şartları Edirne Pazartesi Pazarı’nı vurdu. Her hafta pazartesi günleri kurulan halk pazarı yağmur ve soğuk havanın etkisiyle boş kaldı. Pazarcı esnafı olumsuz hava şartlarına rağmen tezgahlarını açarken, istenilen yoğunluğu yakalayamadı.
Havanın hem soğuk hem yağmurlu olması sebebiyle pazarın boş kalmasının normal olduğunu belirten pazar esnafı, “Havanın durumu ortada. Hem yağmur hem soğuk. İnsanlar üşümemek ve ıslanmak için gelemiyor. Ama biz tezgahımızı açmak zorundayız. Evimize ek ek götürmek için bu tezgah açılmak zorunda. Hava bozuk olmasına rağmen her daim pazara gelmeye çalışan insanlarda var. Çok şükür bir şekilde ekmeğimizi çıkartıyoruz” diye dile getirdi.
Soğuk ve yağmurlu havaya rağmen açılan tezgahlara etiket fiyatları şöyle;
Lahana 20 lira mandalina 20 lira armut 15 lira Limon 25 lira dereotu 10 lira roka 10 lira yeşil soğan 10 lira pazı 15 lira kırmızı lahana 20 lira muz 30 lira mantar 100 lira Çarliston 20 lira Nar 50 lira patates 20 lira, havuç 25 lira, salatalık 15 lira, dolmalık biber 20 lira, sarımsak 10 lira, patlıcan 20 lira, ceviz 40 lira, dereotu 10 lira, soğan 15 lira, Cennet hurması 20 lira, kabak 10 lira, ayva 20 lira, fasulye 40 lira, ıspanak 15 lira, Elma 20 lira olarak yansıdı.
Gündemde yer alan Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından alınan karara karşı çıkılmasını değerlendiren Memleket Partisi Edirne İl Başkanı Süheyl Tunçyürek, “Bugünkü 15 üyeli AYM’nin 7’sini Erdoğan, 5’ini Gül, 3’ünü de Meclis seçti. Kendi seçtikleri yüksek yargı üyelerinin bile hukuku azıcık korumalarına tahammülleri kalmamış bir iktidarla karşı karşıyayız” diye dile getirdi.
Tüm muhalefet partilerinin yeni anayasa yapımına kapıyı kapatması gerektiğini söyleyen Başkan Tunçyürek, Türkiye’nin daha adil, özgür ve şeffaf bir yargının var olmasından yana olduklarını ifade etti.
“KENDİ SEÇTİKLERİ YÜKSEK YARGI ÜYELERİNE BİLE TAHAMMÜLLERİ KALMAMIŞ”
AK Parti iktidarının anayasayı çiğnediğini ve yeni anayasa yapmaya çalışmalarına anlam veremediğini kaydeden Başkan Süheyl Tunçyürek “Son günlerde şahit olduğumuz Anayasa Mahkemesi tartışmaları gayet vahim bir durum halini almıştır ve aynı zamanda yasama organının bağımsız olmayan bir hal aldığının açık bir göstergesidir. Konuyla ilgili Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın: “Yargıtay demiştir ki “Sen yüksek mahkemeysen ben de yüksek mahkemeyim ve yüksek mahkeme olarak da şu anda sizinle ilgili bir yaptırımı ben de talep ediyorum.” gibi deli saçması bir açıklama yapmanın, ortağı olduğu Sayın Bahçeli ile AYM’yi ortadan kaldırma planının bir parçası olduğu aşikardır. Anayasa’ya uymayıp fiili düzene karşı çıkanların yine kendileri olduğu halde. Yıllarca yüksek yargıyı vesayetçi olmakla suçlayan AKP’nin asıl dertleri hiçbir zaman vesayet değildi. Bunlar despotik iktidarlarına sınır koyan her kuruma karşı oldular. Bugünkü 15 üyeli AYM’nin 7’sini Erdoğan, 5’ini Gül, 3’ünü de Meclis seçti. Kendi seçtikleri yüksek yargı üyelerinin bile hukuku azıcık korumalarına tahammülleri kalmamış bir iktidarla karşı karşıyayız. Şimdiki Anayasayı çiğneyen bu akıl neye hizmet yeni Anayasa yapmak istemektedir? Yeni anayasa çalışmaları, kendi elleriyle yok ettikleri bağımsız yargıyı kendilerine bağımlı hale getirmelerinin son noktası yani bağımsız yargının tabutuna çakılmaya çalışılan son çivi midir? Hangi muhalefet partisi olursa olsun, mevcut anayasaya uymayanlarla yeni anayasa yapımına destek verirse anayasal düzene karşı kalkışma suçuna o da ortak olmuş demektir. Tüm muhalefet partileri koşulsuz bu zihniyetle yeni anayasa yapımına kapıyı kapatmalı, Türkiye Cumhuriyeti’ni orman kanunlarıyla yönetilmesi engellemelidir. Memleket Partisi olarak Türkiye’nin adil, özgür ve zengin bir ülke olmasının öncülünün bağımsız, şeffaf ve adil bir yargının var olması olduğu görüşündeyiz ve bunun için mücadele etmeyi tüm siyasi partilerin üzerindeki sorumluluk olması gerektiğini savunuyoruz” diye noktaladı.
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Edirne Şubesi tarafından, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 85.yıl dönümünde dernek binasında buluşma etkinliği düzenlendi. Düzenlenen etkinlikte Atatürk’ün sevdiği kuru fasulye, pilav ve hoşaf ikram edildi.
ADD Edirne Şube Başkanı Celil Özcan yaptığı konuşmada “Atatürkçü Düşünce Derneği olarak, tarihin en büyük devrimcisi Büyük Atatürk’ü aramızdan bedenen ayrılışının 85. yılında saygı ve özlemle anıyoruz, en yüksek sesimizle “Yeniden Kemalist Devlet, Yeniden Laik Cumhuriyet” diyoruz. Siyaset kurumunu ve ulusumuzu sesimize sahip çıkmaya çağırıyoruz” sözlerine yer verdi.
“ÖNDERİMİZ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’Ü MİNNET, ŞÜKRAN, ÖZLEM VE SAYGIYLA ANIYORUZ”
ADD Edirne Şube Başkanı Celil Özcan “Ülkemizin kurtarıcısı, Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin kurucusu değişmez önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü Yitirişimizin 85. yılında minnetle, şükranla, özlemle, saygıyla anıyoruz. Onur ve gururla 100.yaşını kutladığımız, tarihin en büyük devrimlerinden biri olan Türk Devrimi’nin ürünü Laik Türkiye Cumhuriyeti’ni, huzur ve refah içinde yaşatmak, “Şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi” olmamasını sağlamak, “Türk İstikbalinin Evladı” olarak vazgeçilmez görevimizdir. Son dönemlerde hemen bütün devlet yöneticileri işlerine geldiğinde “İzinde” olduklarını söylediler, övgüler düzdüler, gün geldi özdeyişlerini, gün geldi devasa posterlerini kullandılar, ama hiçbiri antiemperyalist, tam bağımsızlıkçı, inançlı Atatürkçüler, cesur ve kararlı devrimciler ol(a)madılar. Başarıları gözlerinin önünde duran Atatürkçü Düşünce Sistemi’nin Karma Üretim Ekonomisini terk ettiler, Batı Emperyalizminin “Küreselleşme” adıyla pazarlayıp “Serbest Piyasa Ekonomisi” diye yutturduğu neoliberal politikalara tutsak oldular. Özelleştirme güzellemeleriyle Cumhuriyetin bütün fabrikalarını sattılar, üretim tesislerini yok ettiler. Bankalar ve sigorta şirketlerimiz yabancıların eline geçti, tarım ve hayvancılığımız bitirildi. Eğitim sistemimiz dinselleştirildi. Sağlık sistemimiz toplumcu, kamucu olmaktan çıkarıldı, hastanelerimiz ticarethane, hastalarımız müşteri olarak görüldü. Yargımızın bağımsızlığı kâğıt üzerinde kaldı. Türkiye; 1930’larda uçak üretip ihraç eden bir sanayi ülkesi, kendini doyurabilen dünyanın yedi ülkesinden biri iken uçak, gübre, aşı, ilaç, silah, şeker, kâğıt, buğday üretemez, anneler çocuklarına süt içiremez, öğrenciler barınamaz, aileler geçinemez duruma düştü. Dış Ticaret Açığı tavan yaptı. Cari Açık kapatılamıyor. Körfez diktatörlerinden Londra bankerlerine kapı kapı dolanıp para arıyoruz. Mafya babaları, uyuşturucu baronları memleketimizde cirit atıyor. Sınırlarımız kevgire döndü, milyonlarca sığınmacı kılıklı insanla demografik yapımız tarumar edildi. 1923’de bugünkü karşılığı 450 milyar dolar olan Düyun-u Umumiye borcu ile yola çıkıp tamamını ödeyen devletimiz, 100 yıl sonra yine 450 milyar dolar dış borçla baş başa. Yurttaşımız kul, paramız pul oldu. Atatürk, milletine güveni, cesareti, ufkun arkasını görme yeteneği ve kararlılığı ile daha yaşarken adını tarihe altın harflerle yazdırmış, düşmanlarının ve karşıtlarının bile hayranlığını kazanmış, gerçek bir dahi, büyük bir komutan, antiemperyalist, antikapitalist ve tam bağımsızlıkçı bir devlet adamı, tartışmasız büyük bir devrimcidir” dedi.
“BEDENEN ARAMIZDAN AYRILIŞININ 85. YILINDA SAYGI VE ÖZLEMLE ANIYORUZ”
Özcan, “Atatürk, mücadelesiyle, ideolojisiyle ve eserleriyle sadece Türk Ulusu için değil, dünya ve özellikle bölgemiz için de değeri her geçen gün daha iyi anlaşılması ve örnek alınması gereken çok büyük bir önderdir. İdeolojisi Kemalizm Atatürkçülük, Atatürkçü Düşünce Sistemi, çağını aşmış, gelecekte de geçerli olduğunu kanıtlamıştır. Milyonlarca yurttaşımızın son olarak 29 Ekim 2023’de gece yarısına kadar, her fırsatta akın akın Anıtkabir’e koşmaları boşuna değildir. İç ve dış olumsuz güçlerin; Aydınlanma Devrimleri’nden, Laik Cumhuriyet’ten, ulusal birlikten, özgüvenden yoksun bırakmak için 100 yıldır çabaladıkları Türk Ulusu, hiç kuşkusuz Atatürk’ün akıl ve bilim yolunda aydınlık geleceğine yürüyecektir. Atatürkçü Düşünce Derneği olarak, tarihin en büyük devrimcisi Büyük Atatürk’ü aramızdan bedenen ayrılışının 85. yılında saygı ve özlemle anıyoruz, en yüksek sesimizle “Yeniden Kemalist Devlet, Yeniden Laik Cumhuriyet” diyoruz. Siyaset kurumunu ve ulusumuzu sesimize sahip çıkmaya çağırıyoruz” diye noktaladı.
