DOLAR 32,4504 -0.15%
EURO 34,8290 -0.66%
ALTIN 2.441,260,23
BIST 9.915,622,05%
BITCOIN 2045170-0,84%
Edirne
16°

AZ BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Büyük Zafer’in 101. yıllı kutlandı

Büyük Zafer’in 101. yıllı kutlandı

ABONE OL
8 Eylül 2023 13:15
Büyük Zafer’in 101. yıllı kutlandı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Edirne’de, 30 Ağustos 1922’de Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile Türk’ün anlı şanlı tarihimize zafer yazdığı 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 101’inci yılı büyük bir coşku ve gururla kutlandı.

Atatürk Anıtı’nda düzenlenen tören Edirne Valisi Yunus Sezer, 54. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Berat Acar ve Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan’ın anıta çelenk sunması ile başladı. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşımız okundu.

TEBRİKLERİ KABUL ETTİLER

Atatürk Anıtı’ndaki törenin ardından Edirne Valisi Yunus Sezer, 54. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Berat Acar ve Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan valilik makamında tebrikleri kabul etti.

HALKIN BAYRAMINI KUTLADILAR

30 Ağustos Zafer Bayramı kutlama töreni daha sonra Atatürk Bulvarında devam etti.  Burada tören arabasına binen Vali Sezer, Tugay Komutanı Tuğgeneral Acar ve Belediye Başkanı Gürkan halkın bayramını kutladı. Ardından Belediye Bandosu eşliğinde İstiklal Marşı seslendirildi.

“EŞİNE TARİHTE AZ RASTLANAN BİR ZAFER”

Günün anlam ve önemini belirten konuşmayı ise Tankçı Yüzbaşı Ali Kemal Ateş yaptı.

Yüzbaşı Ateş, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına temel teşkil eden, 30 Ağustos 1922’de kazandığımız büyük zaferin 101’inci yılını ulusça kutlamanın haklı gurur ve heyecanını yaşadığımızı belirterek, şunları söyledi; “Asil Türk milleti, kahraman Türk ordusuyla birlikte, varlığına ve vatanına kastedenlere karşı, 101 yıl önce bugün, kahramanlık ve şeref dolu tarihinden aldığı kudretiyle, yeniden dirilerek, topyekün bir varoluş mücadelesi sonucunda eşine tarihte az rastlanır bir zafer kazanmıştır. Aziz yurduna ve bağımsızlığına kasteden işgal kuvvetleri karşısında Türk ordusunun ortaya koyduğu eşsiz bir eser olan bu zaferin her safhası, tek tek düşünülmüş, hazırlanmış ve yönetilmiştir. 1900’lü yılların başlarında meydana gelen büyük devletler arasındaki çıkar çatışmaları, dünyada gelişen fikir akımları, sanayileşme gibi gelişmeler sonucunda Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda müttefiklerin aldığı ağır yenilgiler sonucu Mondros Mütarekesi imzalanmıştır. İmzalanan anlaşma ile bin yıldır üzerinde kan dökerek, can vererek yurt edindiğimiz Anadolu toprakları o dönemin büyük devletleri ve onların maşaları tarafından işgal edilmiş, ayrıca tarihimize kara bir leke olarak geçen Sevr Antlaşması da ulusumuza dayatılmıştır. İşgal güçleri girdikleri her yerde adeta tarihi kinlerini kusarcasına kadınımıza, yaşlımıza, çocuklarımıza dünyada eşine az rastlanır işkence, zulüm ve hakaretlerde bulunmuşlardır. İşte böylesine umutsuz görünen, üzerimizde kara bulutların dolaştığı bir ortamda Mustafa Kemal Paşa ve onun dava arkadaşları bağımsızlık meşalesini yakarak “Ya istiklal, ya ölüm” parolasıyla aydınlığa giden yolu aralamışlardır. Bu bağımsızlık ve aydınlık mücadelesinin ilk hedefi son neferine kadar düşmanı güzel ve kutsal vatanımızdan atmak şeklinde belirlenmiştir. Özellikle Sakarya Meydan Muharebesi de hedefimize ulaşmaya muktedir olduğumuzu, milletimizin istiklali uğruna kanının son damlasına kadar mücadeleye devam edeceğini ispatlamıştır. Artık dünyanın en kahraman, en savaşçı milletine düşen görev düşmana son darbeyi vurmak olmuştur. Mustafa Kemal Paşa’nın başkomutanlığı altında, Türk kuvvetleri düşmana beklemediği bir yerden taarruza geçerek stratejik sahada düşmanı aldatmayı başardı. Avrupalıların 5-6 ayda geçilmez dediği Afyon mevzilerini 3 günde geçerek, 30 Ağustos’a gelindiğinde düşman kuvvetlerinin önemli bir bölümünü imha etti. Bu büyük zafer ile düşmana son darbe de vuruldu. Ardından icra edilen takip harekatıyla da 9 Eylül’de düşman İzmir’de denize döküldü. Dünya tarihçileri Büyük Taarruz için şu ifadeyi kullanmışlardır: “Türkler, Mohaç Meydan Muharebesi’nden yüzyıllar sonra yine parlak bir imha muharebesi kazandılar.” Bu muharebelerde Türk ordusu çok kısa bir sürede, kendisinden üstün düşman kuvvetinin büyük bölümünü imha edip esir etmiştir. Askeri açıdan bir diğer önemli husus da günün şartlarında bir ordunun, 10 günde 500 km’lik mesafeyi yaya olarak ve savaşarak kat etmesi dır. 30 Ağustos’un gerçek anlamını ve önemini Büyük Zafer’in ikinci yıldönümünde Dumlupınar’ın Çal Tepesinde yapılan törende Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün verdiği söylevde görürüz: “Hiç şüphe etmemelidir ki, yeni Türk devletinin, genç Türk Cumhuriyeti’nin temeli burada taçlandırıldı. Bu sahada akan Türk kanları, bu semada uçan şehit ruhları, devlet ve cumhuriyetimizin ebedi muhafızlarıdır.” “Harpler, yalnız karşı karşıya gelen iki ordunun çarpışması değildir. Meydan muharebesi, milletlerin bütün varlığı, ilim ve fen alanlarındaki yükselmeleriyle, ahlaklarıyla kültürleriyle kısacası bütün maddi ve manevi kudret ve faziletleriyle çarpıştığı bir imtihan meydanıdır.” İşte kazanılan zaferi muhteşem kılan unsur, harbin; kadın, çocuk, yaşlı demeden milletçe topyekün bir savaş olarak icra edilmiş olmasıdır. Türk ulusu bu meydandan da Ulu Önder’inin  liderliğinde alnının akıyla çıkmayı başarmıştır. Türk tarihine altın harflerle yazılan bu zaferin günümüze kadar yansıyan çok önemli siyasi ve askeri sonuçları olmuştur ve bu sonuçların günümüze de yansımakta olduğu gözlenmektedir. Bu zaferle, Türk ulusunun son neferine kadar yok edilmedikçe, Türk’ün istiklalinin elinden alınamayacağı, Türklerin yalnız askeriyle değil, milletiyle topyekün olarak savaştıkları bir kere daha ispatlamıştır. Bugün dünyanın sayılı askeri güçlerinden birisi olan Silahlı Kuvvetlerimiz her zaman, her yerde ve her şartta verilecek görevleri ifa etmeye hazırdır. Milli egemenlik, milli şuur ve tam bağımsızlık esasına dayanan Atatürk İlkeleri, bugüne kadar olduğu gibi gelecekte de Türk Silahlı Kuvvetlerimize rehber olmaya devam edecektir. Bu kutsal ve tarihi gün vesilesiyle ulusça başta Ulu Önder Atatürk olmak üzere, dava arkadaşları ve aziz şehitlerimizi rahmetle anıyor, hatıraları önünde bir kez daha saygıyla eğiliyor, şükranlarımızı sunuyoruz. Ruhları şad olsun.”diye noktaladı.

Konuşmanın ardından halk oyunları ekibi bir gösteri düzenledi. Resmi geçit töreninde 54. Mekanize Piyade Tugay komutanlığı sancağının geçişi ayakta alkışlandı. Tören; askeri birlikler, emniyet, jandarma, gaziler, kamu ve Sivil Toplum Kuruluşlarının geçişlerinin ardından son buldu.

Törene, AK Parti Edirne Milletvekili Fatma Aksal, CHP Edirne Milletvekili Ediz Ün, İYİ Parti Edirne Milletvekili Mehmet Akalın, protokol üyeleri, kurum müdürleri, siyasi parti ve sivil toplum kuruluş temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katıldı.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.