0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Edirne’de şekerleme sektörünün başarılı isimlerinden Arslanzade, Kallavi kurabiyesini tatlı ve tuzlu çeşitlerini Türkiye ve dünyaya yaymak için markalaşma adına yeni bir yatırıma imza attı. Süpermarketlerde, dinlenme tesislerinde yerini alarak büyük markalarla yarışacak olan kallavi kurabiyesine ise, hem yerli hem yabancı vatandaşlar tarafından ilgi günden güne artıyor.  Merdiven altı üretimlerine göndermede bulunarak ‘Hodri Meydan’ diyen şekerleme ustası Arif Meriç, “Balkanların evladı olarak kavala kurabiyesini bütün dünyaya hijyenik olarak sunuyoruz. Bütün marketlerde, benzin istasyonlarında kısacası nerede alışveriş merkezi varsa her yerde Edirne kavala kurabiyesini hijyenik bir şekilde alabileceklerdir. Biz paradan önce sıhhat ve afiyete baktık” dedi.

“HEM VİRÜSÜ ÖNLEYECEĞİZ HEM BÜTÜN DÜNYAYA SUNACAĞIZ”

Kavala kurabiyesinin yeni hijyenik paketlerde çeşit çeşit sunduklarını söyleyen Şekerleme Ustası Arslanzade sahibi Arif Meriç “Bütün insanlık maalesef koronavirüs salgınından hala kurtulamadı, kurtulması da bir müddet daha devam edecek gibi duruyor. Biz gıda yapıyoruz. Biz gıda üretiyoruz. Ürettiğimiz gıdalarında birbirine temas etmemesi gerekiyor. Kavala kurabiyesini herkes hijyenik bir şekilde eşine, dostuna güvenli bir şekilde hediye etmesi için paketler halinde hazırladık. Kavala kurabiyesi paketini açtığı gibi sadece kendisi yiyecek. Başkası temas etmeyecek. Hazırladığımız paketlerin içine iki kişinin eli değmeyecek, tek kişi yiyecek. Böylelikle virüsü elimizden geldiği kadar önlemiş olacağız. Edirneli Arif usta olarak bunu öyle bir yapalım ki bütün dünyaya sunalım. Bir tarafından bademlisini yaptık. Tarçınlısını, portakallısını, tuzlusunu yaptık. Çörekotlu kavala kurabiyesini yaptık. Bir taraftan tuzlandırıp, bir taraftan tatlandırıyoruz. Korona belasından kurtulmak için bütün hijyeni elimizden geldiği kadar paketleri hijyenik bir şekle soktuk. Biz temizliğe ne kadar dikkat edersek Kovid-19’dan bir an önce kurtulacağız”dedi.

“BALKANLARIN EVLADI KAVALA KURABİYESİ BÜTÜN DÜNYAYA HİJYENİK VERİYORUZ”

Kavala kurabiyesinin el değmeden üretildiğini, paradan önce sıhhate bakarak yeni paketlere yatırım yaptıklarını söyleyen Arif Meriç “Kavala kurabiyesi zaten markaydı. Edirneli Arif usta olarak tescil ettirdik. Bunun tescili bize aittir. Osmanlı döneminde kavala bizimdi biz oralardan geldik. Balkanların evladı olarak kavala kurabiyesini bütün dünyaya hijyen olarak veriyoruz. Elle değerek değil, el değmemiş şekilde bütün dünyaya veriyoruz. Çocuklarımız, gençlerimiz, yaşlılarımız var el değmeden ürettik. Bütün marketlerde, benzin istasyonlarında kısacası nerede alışveriş merkezi varsa her yerde Edirne kavala kurabiyesini hijyenik bir şekilde alabileceklerdir. Biz paradan önce sıhhat ve afiyete baktık. İnsana yapılan yatırım insanlığa yapılan en büyük hediyedir diye düşünüyoruz. 41 yıldır hayatım boyunca hep net oldum. Netliğimi ispat edip buradan anlatmak bütün dünyanın duymasını arzu ederim ”dedi.

“HODRİ MEYDAN”

Merdiven altı üretimlere göndermede bulunarak her türlü belgeleri aldıklarını söyleyen Meriç, “Gıda işi şakaya gelmez. Bunu üretirken sen merdivenin altında mı üretiyorsun? Gıda mühendisin var mı? İSO 22 bin belge var mı? Bunu bir tüketici olarak soracaksınız. Ben de kapılarımı açıyorum ve diyorum ki merdivenin altı değil merdivenin üstünde Bin 500 metre kare geniş bir tesiste yapıyorum. Herkesi davet ediyorum. Gözünle görecek, gönlünle hissedecek, dil ve damağı ile de yiyecek. Hodri meydan diyorum. Gıda mühendisi olmak zorunda, içinde ki malzeme güzel olmak mecburiyetinde İSO 9 bin belgeleri. Biz sadece buraya mal satmıyoruz. Yurt dışına satmak için İSO 22 bin belgenin olması lazım. Bizim belgelerimiz hep Avrupa’dan geliyor. Bütün belgeleriyle beraber hodri meydan diyorum. Sebep insanlığa yapılan bütün hizmet tekrar insanlığa dönecektir. Ben Edirneli Arif usta olarak bunu söylemek istiyorum “dedi.

“GRİBE, NEZLEYE DEVA-İ MİSK”

Soğuk havalarda Deva-i Misk helvasının önemini anlatan Arif Meriç “Havalar soğudu. Bu soğuyan havalarda grip ve nezle büyük bir şekilde çıkmaya başladı. Ona da bir çare bulduk. 40 tane baharatı bir araya getirdik. 40 baharatın içine balını koyduk. Balıyla yumurtanın beyazını karıştırdık. Edirne’nin tarihi Deva-i Misk helvasını büyük paketlerde değil küçük paketler halinde hazırladık”dedi.