DOLAR 32,4504 -0.15%
EURO 34,8290 -0.66%
ALTIN 2.441,260,23
BIST 9.915,622,05%
BITCOIN 20642850,95%
Edirne
17°

KAPALI

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Gribal enfeksiyona karşı probiyotikler

Gribal enfeksiyona karşı probiyotikler

Vatandaşlar ağır grip hastalığına karşı probiyotik ürünlere yöneldi.

ABONE OL
16 Şubat 2024 11:12
Gribal enfeksiyona karşı probiyotikler
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Vatandaşlar ağır grip hastalığına karşı probiyotik ürünlere yöneldi. Edirne’de kış mevsimi süresince yüzlerce vatandaş ağır gribal enfeksiyonla yatak döşek yatarken, vücuttaki mikroplarla savaşmak için probiyotik ürünleri işaret eden Aktar Kamil Güvenbaş propolis, zencefil, zerdeçal, Tarçın ve ebegümeci tüketmeyi önerdi. Bu ürünlerin sabah akşam bal, pekmez veya yoğurtla karıştırılarak tüketildiğinde faydalı bakteri ürettiğini kaydeden Güvenbaş, bağışıklık sistemini güçlenerek gribal enfeksiyona karşı daha dirençli olunacağını ifade etti.

GRİBAL ENFEKSİYONLARDA PROBİYOTİK ÜRÜN TAVSİYESİ

Aktar Güvenbaş, “Ülkemizde ve dünyada yüksek oranda bir gribal enfeksiyon salgını var ve bu grip mikrobunun devamlı güçlenerek insanın bünyesini yıktığını görüyoruz. Ben şöyle birkaç tane küçük tavsiyelerde bulunacağım. Örnek olarak bir, eğer mikrop güçleniyorsa bizim de kendi bünyemizi güçlendirmemiz gerekiyor. Kendi bünyemizi normalde güçlendirebilmek için probiyotik ürünler kullanmamız gerekiyor. Mesela örnek olarak biz gribal enfeksiyonlarda genelde propolis, zencefil, zerdeçal, tarçın, ondan sonra ebegümeci, bu tarzdaki bitkileri söyleriz. Ancak şu olay vardır. Aslında bu tarzdaki bitkilerin hepsinin bağırsak floryası faydalı bakteriyi de aynı zamanda artırma özelliği vardır. O yüzden biz genellikle bu tarzdaki insanların kendi kendilerini tedavi etmelerine uğraşırlarken özellikle propolisi, zencefili, zerdeçalı, çörek otunu bunları kesinlikle sabah akşam düzenli olarak birer tatlı kaşığı şeklinde balla karıştırıp ya da organik pekmez olur, bal olur ya da yoğurda katıp da yiyebilirler. Bunları kullandığınızda bağırsak faydalı bakteri artınca bağışıklık sisteminiz güçlenecek. Doğal sirke alabilirsiniz. Ancak yine de söylüyorum bunu televizyonda da söylüyorlar, market sirkelerinin doğal sirkeyle alakası yoktur. İçerisinde bakteri olan, faydalı bakteri olan sirkelerden de içmeyi tavsiye ediyoruz. Ve bunları kullandığınızda bağışıklık sisteminiz güçleniyor” diye konuştu.

“GÖZÜMÜZE HAVADAN BULAŞAN MİKROBA KARŞI YÜZÜMÜZÜ SABAH AKŞAM BOL SUYLA YIKAMAMIZ GEREK”

Bazı çevre araştırmacılarının bilgilerine dayanarak hava yoluyla mikrop saçıldığını, bunlara karşı tedbirli olunması için hijyenin öneminden bahseden Güvenbaş, “Bazı ülkeler tarafından havaya devamlı atılan kimyasallardan dolayı zehir oluşuyor ve bu zehirler gözümüzden girdiği için aslında biz nezle oluyoruz. Çünkü ağzımızdan ve burnumuzdan giren şeyler her halükarda mide asidiyle ölüyor, yok oluyor. Sadece bu gözümüzden giren mikroplar, geniz akıntısıyla akciğerimize sümüksü madde olarak indiği için bundan kaynaklanabiliyor. Gözlerimizi sterilize etmek için değişik yöntemler var. Bunları tam olarak burada da anlatamıyorum ama gelirseniz yardımcı olabilirim. Sadece ben şunu söylüyorum, gözlerimizi bol sabunlu suyla sabah akşam kirpikler dahil yıkamayı tavsiye ediyorum”dedi.

“AŞIRI SİSLİ HAVALARDA MASKE TAKIN”

Sisli havada yürüyüş yapılmaması konusunda sporcuları örnek göstererek, maske takmanın çok sağlıklı olmadığı gibi sisli havalarda dışarı çıkmak zorunda olanlar için bir koruyucu etken olacağını dile getiren Güvenbaş, “Aşırı sisli havalarda yürüyüş yapmayın. Çünkü sporcular ve koşucular hiçbir zaman sisli havalarda koşu ve yürüyüş yapmazlar. Çünkü bu koşu ve yürüyüş yaptığınızda akciğerlerinin içerisine saf suyu, buhar olarak alıp zatürre olmasına, yani sümüksü maddeyi siz kendiniz hava yoluyla akciğerinize indirmiş oluyorsunuz. O yüzden benim tavsiyem siz de havalarda yürüyüş yapmayın, koşu yapmayın, gerektiği kadar dışarıda çıkmamaya çalışın ama çıkmak zorundaysanız maskeyi o zaman takın. Çünkü maske taktığınızda aynı zamanda vücuda az oksijen giriyor. O yüzden maske takmayı Ümit Aktaş televizyonda doktorumuz da aynı şekilde söylüyor. Maske takmak aslında çok faydalı değil. Sadece tükürük salyadan. Çünkü mikroplar dediğimiz, gözümüzde göremediğimiz şeyler hava yoluyla girdiği için maskenin her halükarda hava aldığımızda mikrop zaten alıyoruz. Ama mühim olan dünyamızın güçlü olması” dedi.

“ÖNERDİĞİMİZ BİTKİLERİN EKSTRAKTLARINI PROPOLİS İLE KULLANILIRSA KOAH BİLE KALMAZ”

Zerdeçal, çörek otu, zencefil ve diğer önerdiği bitkiler ile birlikte bol su tüketimini öneminin bÜnyedeki mikrobu çabuk şekilde attığına değinen Kamil Güvenbaş, “Propolis, doğal sirke, çörekotu yağı ya da çörekotunun kendisi, zencefil, zerdeçal, tarçın bunları kullandığımızda inanın bağışıklık sistemimizin güçlendiği görürsünüz. Eğer bunların ekstra hatlarını kullanırsanız daha da etkilidir. Örnek olarak bir bitkisel destek firmasının sitesinde de yazar, zerdeçal için der ki 600 tatlı kaşığı bir kapsül eşittir. Yani şöyle söyleyeyim, normalde 300 yemek kaşığı sabah 300 akşam yeseniz 2 kapsül almış gibi oluyorsunuz. Kapsüller ekstraktır, vücudu daha iyi temizler, akciğeri daha iyi temizler. Astım koahı olanların üstelik zencefil, zerdeçal, deve dikeni sıvı ekstralarını da kullanmalarını tavsiye ederiz. Propolisle beraber kullandıklarında inanın koah hastalığı bile kalmaz. Bol bol su içmek gerekiyor. Vücudunun yüzde 80-85’i sıvılardan oluşuyor. Biz ne kadar su içersek bünyemiz zehiri, mikrobu o kadar çabuk atar. Cips, kola, tatlı çikolata tarzındaki ürünlerden de ve alkol, sigaradan uzak duralım. Herkese şifalar olsun” diye noktaladı.

Haber: Erkan Ekşi

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.