DOLAR 32,4481 -0.13%
EURO 34,7983 -0.53%
ALTIN 2.442,890,29
BIST 9.942,422,32%
BITCOIN 20902871,19%
Edirne
20°

PARÇALI AZ BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

“Kadını koruyan İstanbul Sözleşmesi değildir”

“Kadını koruyan İstanbul Sözleşmesi değildir”

ABONE OL
27 Mart 2021 12:28
“Kadını koruyan İstanbul Sözleşmesi değildir”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Aksal, yaptığı açıklamada, kadına karşı şiddetin bütün dünyanın olduğu gibi Türkiye’nin de çözmesi gereken problemlerin en başında geldiğini söyledi.

Kadın cinayetlerini durdurmanın, şiddeti önlemenin bir sözleşme imzalamak kadar kolay olmadığını ifade eden Aksal, “Biz AK Parti olarak iktidara geldiğimizden beri kadınımızı güçlendirmek için başta anayasamız olmak üzere iç hukukumuzda düzenlemelere gittik.” dedi.

Kadının güçlendirilmesi ve hayatın her alanında yer almasının çok önemli olduğunu vurgulayan Aksal, şöyle konuştu:

“Kadına karşı şiddetin önlenmesi için çalışmalar yaptık. 2004’te anayasamızda ‘Kadın erkek eşit haklara sahiptir, devlet bunun yerine getirilmesiyle mükelleftir’ dedik. 2010’da anayasamıza kadına pozitif ayrımcılık getirdik. 2009’da benim de başkanı olduğum Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nu kurduk ve herkesin bildiği gibi de 2011’de İstanbul Sözleşmesi’ni imzaladık. Evet İstanbul Sözleşmesi kadına karşı şiddetin önlenmesi için bir sözleşmeydi ama zaman içerisinde uygulamada bazı sıkıntılar olduğunu gördük. Bazı marjinal örgütler bunu çok fazla sahiplenir oldular. Bakın böyle bir iddia var, diyorlar ki ‘Kadını İstanbul Sözleşmesi korur’. Kadını koruyan İstanbul Sözleşmesi değildir. Bugün hakimler karar verirken İstanbul Sözleşmesi’ne istinaden karar vermiyorlar. Bizim kendi 6284 sayılı kanunumuz var. Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun…”

Aksal, hakimlerin kadına karşı koruma kararını 6284 sayılı kanuna istinaden verdiğini dile getirdi.

– “Kadına karşı şiddet bir insanlık suçudur”

Türkiye’nin iç hukukunda ve uygulamada, kadına karşı şiddeti önlemeye yönelik dünyaya örnek adımlar atıldığını dile getiren Aksal, “Sayın Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi ‘Kadına karşı şiddet bir insanlık suçudur’. Şiddeti bizim onaylamamız mümkün mü, kadının şiddet görmesini tasvip etmemiz mümkün mü? Biz bu mücadelemize şiddet gören tek bir kadın kalmayana kadar da devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

İçişleri Bakanlığınca Kadın Acil Destek Uygulaması’nın (KADES) hayata geçirildiğini hatırlatan Aksal, “KADES uygulamasını telefonunuza yüklüyorsunuz, şiddete maruz kalacağınızı hissettiğinizde bir tuşa bastığınızda 2-3 dakika içerisinde size ulaşılıyor. Yine biz elektronik kelepçe uygulamasını hayata geçirdik. Adalet Bakanlığı ile Aile ve Çalışma Bakanlığımızın çalışmaları oldu. Kadınlarımızın haklarının güvencesi kendi kanunlarımızdır, İstanbul Sözleşmesi değildir.” değerlendirmesinde bulundu.

– “Kadınlarımızın güvencesi bizim kendi iç hukukumuzdur”

Kadına karşı şiddetin önlenmesi için birilerine söz verilmesinin gerekmediğini belirten Aksal, şunları kaydetti:

“İstanbul Sözleşmesi’ni Türkiye’ye dayatan ülkelerden 6 Avrupa ülkesi sözleşmeyi imzalamış, Bulgaristan ve Çekya bunların arasında ama meclislerinden geçiremedikleri için uygulamaya koyamamışlar. Almanya, Finlandiya ve İsveç gibi ülkeler belli maddelere çekince koyarak imzalamışlar. Polonya geçen kasım ayında ‘benim aile yapımı bozuyor, benim değerlerime uygun değil’ diyerek feshetme kararı aldı. Bugün Türkiye bir egemen ülke olarak o gün nasıl sözleşmeyi imzalama kararı aldıysa, bugün sözleşmeden çıkma hakkına da sahiptir. Kadınlarımızın hakkının kaybolduğu falan yok. Bütün kanun ve yönetmelikteki düzenlemeler yerli yerinde duruyor ve kadınlarımızın güvencesi bizim kendi iç hukukumuzdur. Bizim kadını korumak için, kadın cinayetlerini durdurmak için, Avrupa gibi kendi değerlerini yitirmiş toplumlara söz vermemiz gerekmiyor. Kadınlarımız müsterih olsunlar.”

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.