DOLAR 32,4504 -0.15%
EURO 34,8290 -0.66%
ALTIN 2.441,260,23
BIST 9.915,622,05%
BITCOIN 2059422-0,63%
Edirne
20°

PARÇALI AZ BULUTLU

04:27

İMSAK'A KALAN SÜRE

Meydanlarda 1 Mayıs coşkusu

Meydanlarda 1 Mayıs coşkusu

ABONE OL
2 Mayıs 2023 09:59
Meydanlarda 1 Mayıs coşkusu
0

BEĞENDİM

ABONE OL

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, Saraçlar Caddesi’nde işçi ve emekçilerin katılımıyla büyük bir coşku içinde kutlandı. Bir kez daha taleplerin dile getirildiği kutlamalarda türküler söylenip, halaylar çekildi.

Tüm yurtta olduğu gibi Edirne’de de 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü bayram havasında kutlandı. Yoğun bir katılımın gözlendiği etkinlikte emek, birlik ve beraberlik kavramları yeniden haykırıldı.

Etkinliği düzenleyen sendikalar ile siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları, Ayşekadındaki, Şükrüpaşa İlkokulu önünde buluştu.

Yaklaşık bin 500 kişinin katıldığı etkinlikte Edirne Emniyet Müdürlüğü de geniş güvenlik önlemleri aldı.

1 Mayıs kutlamalarına Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan ile CHP Milletvekili adayları da katıldı.

Emek ve Meslek Örgütleri ile birlikte etkinliğe katılan kortej, Talatpaşa Caddesi’nden sloganlar eşliğinde yürüyüşe geçti. Kortejin yürüyüşü sırasında Edirneliler de alkışlarla ve otomobillerinin kornalarını çalarak destek verdi.

Kortej, Selimiye Camii’nin önünden geçerek Talatpaşa Caddesi’ni takiben daha sonra Saraçlar Caddesi’ndeki kutlama alanına geldi.

Kortejdekiler, polis ekipleri tarafından tek tek aranarak etkinlik alanına sokuldu.

Daha sonra kortejdeki vatandaşlar saygı duruşunda bulundu.

Hemen ardından Söğütlük Doğal Kalsın Platformu adına bir konuşma gerçekleştiren Ziya Gökerküçük, alanda bulunan vatandaşlara, Söğütlük İzzet Arseven Kent Ormanı’na yapılmak istenen Millet Bahçesi Projesi ile ilgili açtıkları davayı kazandıklarını söyledi.

“1 Mayıs emeğin bayramı hepimize kutlu olsun” diyerek konuşmasını sürdüren Gökerküçük, şöyle konuştu;

“RANTTAN DOLAYI, SİYASİ İKTİDARIN YEŞİLE BETON DÖKME HEVESİ BİTMİYOR”

“Hepimizin anılar biriktirdiği ülkemizin sayılı taşkın ormanı olan Söğütlük İzzet Arseven Kent Ormanında hukuksuz ve plansız olarak Millet Bahçesi Projesi biz Edirneli yaşam savunucuları olarak Edirne Kent Konseyi’nin çağrısıyla bir araya geldik. Yapılanın yanlış olduğunu söyledik. Söğütlük Kent Ormanı’nın bugüne kadar olduğu gibi doğal kalmasını talep ettik. Bunun için mücadele verdik. Bu nedenle Edirne Kent Konseyi öncülüğünde Söğütlük Doğal Kalsın Platformunu oluşturduk. Çok çeşitli etkinlikler yaptık. Mücadelemizi hukuki süreçte de devam ettirdik ve davayı kazandık. Ancak siyasi iktidarın yeşile beton dökme hevesi rant odaklı bakışından dolayı itirazlar yapıldı.

“HEBA EDİLEN, BOŞUNA YAPILAN BU İŞTE HARCANAN BİZLERİN PARALARININ HESABI VERİLMELİDİR”

Biz kentliler olarak Söğütlük Ormanı’nın doğal kalmasını ama bakımlı, güvenli olması talebimize, mücadelemize devam ediyoruz. Biliyoruz ve görüyoruz ki, Söğütlük gibi Meriç Nehri kıyıları da birilerinin kazanç kapısı durumuna sokulmak isteniyor. 4-5 yıl önce tüm itirazlarımıza rağmen milyonlarca lira harcanarak yapılan Meriç kenarlarındaki fore kazık ve taşlar yıkılmıştır. Heba edilen, boşuna yapılan bu işte harcanan bizlerin paralarının hesabı verilmelidir. Meriç kıyılarında yapılmasına devam edilen beton ve elektrik üretim tesisleri de para aktarmanın bir aracıdır. Bilimsellikten uzak projelerle doğa tahrip edilirken, kamu kaynakları da israf edilmekte, birilerine peşkeş çekilmektedir. Bu konuda tüm Edirnelilerin Söğütlük İzzet Arseven Kent Ormanı’na sahip çıkmasını bekliyoruz. Söğütlük Doğal Kalsın Platformu olarak tüm katılımcıların 1 Mayıs Bayramını kutluyoruz. Yaşasın 1 Mayıs” dedi.

Daha sonra 1 Mayıs’la alakalı günün anlam ve önemini belirten konuşmayı, TÜRK-İŞ Edirne Temsilcisi Zeki Şişko gerçekleştirdi.

Şişko, “İşçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü olan 1 Mayıs’ın ülkemizde güçlü bir tarihi vardır. Tüm engellemelere, yasaklamalara, baskılara rağmen başta Taksim olmak üzere ülkemizin meydanları dünyanın en kitlesel 1 Mayıs’larına tanık olmuştur” dedi.

“İşçilerin, kamu emekçilerinin, gençlerin, kadınların, emeklilerin, çocuklarımızın geleceği için tarihsel bir dönemde, 2023 1 Mayıs’ında bir aradayız” diyerek konuşan Şişko, şunları söyledi;

“1 MAYIS ALANLARI YÜZ BİNLERİN BİRBİRLERİNE VE TÜM DÜNYA İŞÇİ SINIFINA YÜZÜNÜ DÖNDÜĞÜ VE ELİNİ UZATTIĞI ALANLARDIR”

“Yılın 365 günü ezilen, sömürülen, horlanan, yok sayılan milyonlar 1 Mayıs alanlarında kendilerini ifade eder; taleplerini, umutlarını, tepkilerini omuz omuza paylaşır. 1 Mayıs, tüm değerleri üreten işçilerin-emekçilerin bugüne dair itirazlarını ve yarına dair hedeflerini ifade ettiği bir gündür. 1 Mayıs alanları yüz binlerin birbirlerine ve tüm dünya işçi sınıfına yüzünü döndüğü ve elini uzattığı alanlardır. Bugün işçi sınıfının, emekçilerin sesine, sözüne, gücüne hem dünyada hem de ülkemizde her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Bugün dünyanın dört bir yanında hakları için, adalet için, demokrasi için, barış için mücadele eden işçilerin, emekçilerin, gençlerin, kadınların sesleri 1 Mayıs meydanlarında buluşuyor.

“SERMAYEYİ, EMEK SÖMÜRÜSÜ DE DOYURAMIYOR”

Tüm dünyada işçi sınıfı sayısal olarak hızla büyürken, ücretli emek yaygınlaşırken; biz üretenlerin toplumsal zenginlikten aldığı pay azalıyor. Sermayeyi emek sömürüsü de doyurmuyor. Doğa sermayenin sınırsız yağmasına açılıyor; yetmiyor, savaşlarla milyonlar yerinden yurdundan ediliyor. Başta işçi sınıfı olmak üzere tüm insanlık sermaye düzeninin bu ağır tahribatına ses çıkarmasın diye baskıcı rejimler destekleniyor. Kapitalizm ve onun en vahşi biçimi olan neoliberalizm bugün dünya halklarına daha fazla sömürü, daha fazla eşitsizlik, daha fazla yağma, daha fazla yıkım ve yarattıkları bu cehennemin bekçisi olarak daha fazla otoriter rejim vaat ediyor.

“BAŞKANLIK REJİMİ BOYUNCA, İŞSİZLER ORDUSUNA, YENİ İŞSİZLER ORDUSU DAHA EKLENDİ”

Evet, bu korkunç hikayenin en kötü, en ağır süreçlerinden biri ülkemizde yaşanıyor. Bugün burada memleketin içinde bulunduğu hali uzun uzun anlatmaya, sorunların hepsini sıralamaya elbette ihtiyaç yok. Sadece başkanlık rejiminin sonrasında, pandemide, ekonomik krizde ve depremde karşı karşıya kaldığımız hakikat belli: İnsanca çalışmamız ve insanca yaşamamız bir yana, hayatta kalmamızı bile sağlamaktan çok uzak bir düzenle karşı karşıyayız. Sadece başkanlık rejimi boyunca 4 yılda 5,5 milyon işsize 3,5 milyon yeni işsiz daha eklendi. Ücretlilerin sayısı hızla artarken, emeğin milli gelirden aldığı pay yüzde 38’den yüzde 25’e düştü; sermayenin payı yüzde 44’ten yüzde 57’ye yükseldi.

“YAPTIKLARI HAKSIZLIKLAR VE HUKUKSUZLUKLARLA ÖVÜNDÜLER”

İşçiden alıp patronlara verdiler, fakirden çalıp zenginin kasasını doldurdular, dar gelirliden alıp rantiyeye kaynak aktardılar, rant için kentleri ve doğayı betona boğdular, asırlık yardım kuruluşlarını bile depremde çadır satar hale getirdiler, doğal afetleri felakete çevirdiler. Sözün özü; evet, memleketi bir şirket gibi yönettiler. Memlekette, hak aramayı, sendikalı olmayı, grev yapmayı engellediler, üstelik bu yaptıklarıyla övündüler. Güvencesiz çalışmayı hemen her alanda hakim hale getirdiler, bizlerin işini ekmeğini iktidarın ve patronların insafına terk etmeye çalıştılar. KHK’ler ile çalışma hakkını gasp ettiler, Anayasa’yı rafa kaldırdılar, mahkeme kararlarını uygulamadılar. Hak, hukuk tanımadılar.

“MEMLEKETİ ŞİRKET GİBİ YÖNETTİLER, MEMLEKETİN TÜM DEĞERLERİNİ ÜRETEN MİLYONLARI YOKSULLAŞTIRDILAR”

Şirket gibi yönettikleri ülkede salgında, depremde, ekonomik krizde en ağır bedelleri biz ödedik ama onların geliri de serveti de katbekat büyüdü. Memleketi şirket gibi yönetenler, bu memleketin tüm değerlerini üreten milyonları yoksullaştırdılar, güvencesizleştirdiler, geleceksizleştirdiler. Bizler bir olup karşılarına dikilmeyelim diye her alanda ayrımcılığı kışkırttılar, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştirdiler. Eleştirenin, sorgulayanın, soru soranın, hak-hukuk-adalet isteyenin sesini kısmak için her yolu denediler. Ama yine de başaramadılar. İşçiler işine, aşına, ekmeğine sahip çıktı; gençler geleceklerine.  Haklarını savunan kamu emekçileri, iyi hekimlikten vazgeçmeyen hekimler, bilimi ve tekniği halkın çıkarları için kullanan mühendisler susmadı, susmayacak. Kadınların eşitlik ve özgürlük taleplerini, şiddete karşı mücadelemizi hiçbir şiddetle bastıramadılar. Doğasına ve kentine sahip çıkanların önünü alamadılar. Adalet, barış, kardeşlik ve eşit yurttaşlık mücadeleleri dimdik ayakta. Ve nihayet hep dediğimiz gibi gün geldi, devran döndü.

“ÜLKEMİZ TARİHİ NİTELİKTE, KRİTİK BİR SEÇİMİN EŞİĞİNDE”

Bugün artık bir karar anındayız. İşçilere, kamu emekçilerine, emeklilere, doğaya, kadınlara, gençlere, çocuklara, bugünümüze ve geleceğimize büyük zararlar veren; bu ülkeye, bu halka zararlı başkanlık rejimine son vermek için yan yana, omuz omuzayız. Ve nasıl bir dünya, nasıl bir memleket, nasıl bir gelecek istediğimizi; umutlarımızı, taleplerimizi, haklarımızı bugün bu meydanda haykırıyoruz. Ülkemiz kuşkusuz tarihi nitelikte, kritik bir seçimin eşiğindedir. Yine kuşkusuz, ülkemizi Atatürk’ün hedeflediği muasır medeniyetler seviyesine taşımak için, hiçbir seçim sonucu tek başına yeterli olmayacaktır. Bu ancak ülkeyi emeğiyle var edenlerin haklarını alması ve ilerletmesiyle gerçekleşir” dedi.

HALAYLAR ÇEKİLDİ

Konuşmaların ardından Saraçlar Caddesi’ndeki 1 Mayıs kutlamalarına katılan işçi ve emekçiler çalan müzik eşliğinde halay çekti.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.