DOLAR 32,5038 0.08%
EURO 34,7826 -0.12%
ALTIN 2.496,260,50
BIST 9.693,461,77%
BITCOIN 20912900,94%
Edirne

ORTA ŞİDDETLİ YAĞMUR

04:46

İMSAK'A KALAN SÜRE

Salgınla ikiye katlandı

Salgınla ikiye katlandı

ABONE OL
29 Mart 2022 11:05
Salgınla ikiye katlandı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Edirne Sultan 1. Murat Devlet Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Çetin Gül, Dünya’da ve Türkiye’de en sık ölüm sebebinin başında koroner arter hastalığı geldiğine dikkat çekerek, Trakya Bölgesi ve Edirne’de koroner arter hastalığının salgınla birlikte ikiye katlandığını belirtti.

Sultan 1. Murat Devlet Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Çetin Gül, hastanede düzenlediği basın toplantısında dünyada ve ülkemizde ardan koroner arter hastalığına dikkat çekti.

“TRAKYA VE EDİRNE’DE KORONER ARTER HASTALIKLARI ÇOK FAZLA”

Koroner arter hastalığının Trakya’da pandemi ile ikiye katlandığını belirten Kardiyoloji Uzmanı Dr. Çetin Gül, “Koroner arter hastalıkları, kalbin kendisini, kalp kasını besleyen koroner damarların hastalığı anlamına geliyor. Normalde insan vücudunda kalbimiz tüm vücudu besleyen ana aort damarıyla tüm vücuda temizlenmiş, oksijenlenmiş temiz kanı gönderir. Ama bunun dışında kalbin bu fonksiyonu yapabilmesi için kalbin kendi kasının da beslenmesi gerekiyor. Kalbin bu kendi kasının beslenmesi için üç tane koroner damar dediğimiz üç ana damarı vardır kalbin. Bunlardan ikisi soldan birisi sağdan çıkar ve bunların kendi yan dalları da vardır. Bunlardan herhangi birinin hastalığına, daralmasına veya tıkanmasına koroner arter hastalığı diyoruz. Dünyada ve Türkiye’deki en sık ölüm sebebidir. Yaklaşık ülkemizde yılda 400 bin civarında bir ölüm olduğunu düşünürsek bunların yüzde 35-40 arası Koroner arter hastalığından kaynaklanmaktadır ve bu çok büyük bir rakamdır. Ülkemizde Trakya Bölgesi’nde ve Edirne ilimizde de koroner arter hastalıkları çok fazla ve pandemiyle birlikte neredeyse bu rakamlar ikiye katlanmış durumdadır. O yüzden çok çok daha önemli hale gelmişti” dedi.

“RİSKİ AZALTMAK İÇİN SİGARAYI BIRAKACAK, ALKOLÜ BIRAKACAK, KİLO VERECEK”

Koroner arter hastalığında riski azaltmak için değiştirebilir faktörlerine değinen Uzm. Dr. Gül, “En önemli ölümcül ikili dediğimiz şeker hastalığı ve sigaradır. Onun dışında yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, aşırı kilolu olmak, obezite dediğimiz durum, alkol tüketimi, hareketsiz yaşam gibi diğer değiştirilebilen risk faktörleri de mevcuttur ve bizim için bu çok önemlidir. Çünkü bunu kim değiştirecek? Hasta ve hekimin ortak iş birliğiyle işte şeker ve tansiyon hastalığı varsa bunların tedavisi, diyeti, ilaçları, sigara içiyorsa, sigarayı bırakacak, alkol kullanıyorsa, alkolü azaltacak, kilosu varsa, kilosunu verecek. Hareketsiz bir yaşam varsa, düzenli olarak en az haftanın beş günü, yarım saat yürüyüş yapacak gibi değiştirebildiğimiz risk faktörleri var. Bunlarla hastayla ortak bir iletişim halinde oynayabiliyoruz, değiştirebiliyoruz ve hastaya faydamız dokunabiliyor. Koroner arter hastalığı riskini azaltabiliyoruz” dedi.

“KORONER HASTALIĞI 10 YAŞLARINDA KOLESTROL BİRİKİMİ İLE DAMAR SERTLİĞİ OLUŞTURUYOR”

Koroner arter hastalığının başlangıcı ve ilerleyiş şeklini anlatan Uzm. Dr. Gül, “Peki nasıl oluyor bu koroner arter hastalığı? Bu söylediğimiz kalbin kendi kasını besleyen üç ana koroner damarın içinde damar duvarı içinde çok çocuk yaşlarda 10-11 yaşlarında başlayan bir kolesterol birikimi oluyor. Bu kolesterol birikimi zamanla orada plak dediğimiz damar sertliği, hal, halk arasında damar sertliği denilen aterosklerotik bir plak oluşturuyor. Bu plak iki şekilde karşımıza klinik olarak karşımıza çıkabiliyor. Birincisi plak giderek ilerleyip, koroner arter içinde bir darlığa dönüşebiliyor. Hasta bize işte yürürken, merdiven çıkarken, ağır iş yaptığım zaman göğsümde bir sıkışma hissi oluyor. Dinlenince geçiyor diye gelir. Biz buna anjina diyoruz yani. Göğüs ağrısının tıbbi adı. Ya da bu plak giderek ilerleyip daralma yapmaz da plak belli bir seviyedeyken yani yüzde 70-80’in üzerinde bir darlık oluşturmadan, yüzde 30-40 plak halindeyken ani bir sinirlenme, ani bir ağır yemek. Ani bir heyecan, stres durumunda plak çatlayıp üzerine kan hücreleri, pıhtılaşma hücreleri gelerek o damarı yüzde 100 tıkar. Ve buna da kalp krizi diyoruz. Yani aterosklerotik plağın ani çatlaması ve oraya kan hücreleri, pıhtılaşma hücrelerinin gelip orada bir pıhtı oluşarak o damarı yüzde yüz tıkamasına kalp krizi diyoruz ve bundan sonrası kalp krizi şeklinde cereyan ediyor. En önemli bulgusu şiddetli ve ölüm korkusuyla birlikte göğüste sanki ağır bir kişi göğsünün üzerine hastayı oturmuş gibi ya da mengeneyle sıkış gibi yarım saatten uzun süren şiddetli bir göğüs ağrısı. Klasik semptom budur. Ama her hasta bu klasik semptomla bize gelmez. Kimisinde nefes darlığı, terleme, bulantı, kusma, çok yaşlı hastalarda ani bayılma ile bile kalp krizi karşımıza çıkabiliyor. Hatta bu geniş spektrum için de ani ölüm ile de hastalar olabiliyor. O yüzden çok geniş bir yelpaze içinde incelemek gerekiyor. Sadece göğüs ağrısı olan hastalara kalp krizi ile değerlendirmek gerekmiyor. Nefes darlığı, çarpıntı, bulantı, kusma, ani bayılma bunların hepsi hastanın yaşına ve mevcut diğer hastalıklarına göre bir kalp krizi bulgusu olabiliyor” dedi.

“KALP KRİZİNİN AŞIDAN OLDUĞUNU GÖSTERMEZ”

Acile gelen bazı hastaların kalp krizi geçirme sebebinin aşıya bağlanamayacağını söyleyen Uzm. Dr. Gül, “Aşıyla ilgili hani böyle bizim tesadüfi dediğimiz işte mesela 65 yaşında şeker hastası bir hasta. Günde iki paket sigara içiyor. Acile kalp kriziyle gelmiş. Bu beklenmedik bir durum değil bu hastanın kalp kriziyle acile gelmesi. Bunun bir hafta 10 gün önce bir Biontech veya Sinovac aşısı yaptırmış olması bunun kalp krizinin aşıdan olduğunu göstermez. Çünkü bu aşıların yapıldığı dönem. Bu da zaten kalp krizi geçirecek bir hasta. Yani bu aşıdan önce ya da sonraya gelmesini aşıyı suçlayamayız. Bunu yapabilmemiz için bilimsel olarak 8 bin, 10 bin, 20 bin, belki 50 bin hasta üzerinde yapılmış çalışmaların istatistiksel olarak anlamlı sonuçları lazım” dedi .

“ERKEKLERDE SERTLEŞME SORUNUNDA KULLANACAK İLAÇLAR İÇİN DOKTOR KONTROLÜ GEREKİYOR”

Erkeklerde kullanılan cinsel uyarıcı ilaçların doktor kontrolünde olması gerektiğini, bunun için testlerden geçilmesi gerektiğini söyleyen Gül “Şimdi erektil disfonksiyon dediğimiz erkeklerde sertleşme sorununda ürolojideki uzman arkadaşlarımızın kullandığı bazı ilaçlar var. Bu ilaçlar kalp ve damar sistemini etkiliyor. Direkt kalp krizini arttırıyor diye bir bulgu yok. Ancak şöyle kalp hastalarının ve tansiyon hastalarının kullandığı bazı ilaçlarla bizim kalsiyum kanal blokeri dediğimiz tansiyon düşürücü veya nitrat dediğimiz kalp hastalarının kullandığı damar açıcı bazı ilaçlarla çok ciddi ve ters bir etkileşime giriyor. Ve ani şoka sokacak kadar hastayı hipotansiyon, tansiyon düşüklüğü yapabiliyor. Bu tansiyon düşüklüğü tabii ki koroner arter hastalığı olan bir hastada kalp krizine de yol açabilir. O yüzden zaten arkadaşlarımız bu ilgili branştaki arkadaşlarımız böyle belli bir yaşın 50 yaş, 60 yaş üstünde bu ilacı başlarken bizden konsültasyon istiyor. Bu hasta uygun mudur diye. Biz birtakım testler yapıp uygundur ya da değildir veya kullandığı ilaçlara bakıp uygun değildir diye yazıyoruz onlara. O şekilde tavsiye ediyoruz” dedi.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.