0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Edirne Emniyet Müdür Yardımcısı Z.A.’nın da aralarında bulunduğu toplam 4 sanığın uyuşturucu ve uyarıcı madde ihraç etmek suçlamasıyla 30 yıldan 45 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Yargılamanın ilk duruşmasında Pazarkule’den Türkiye’ye giren kamyonette yakalanan 13 kilo 260 gram esrarı getiren sürücü B.E., iddianamede şoförü koordine ettiği yazılan S.A. ve uyuşturucunun bulunduğu zulayı yaptırdığı ileri sürülen A.U. itirafçı olarak etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediklerini söyledi. Sanık Emniyet Müdür Yardımcısı Z.A. ise mahkemedeki savunmasında, zanlılardan S.E.’nu, İstanbul’dan başta ailesi olmak üzere kendisini yıllardır tanıdığını ve aralarında araç alım satımı dışında bir ilişki olmadığını söyledi.

Pazarkule Gümrük Kapısı’ndan 19 Kasım 2022 tarihinde Türkiye’ye giriş yapan 34 FYE 532 plakalı kamyonettin zulasında Gümrük Muhafaza ekipleri tarafından şüphe üzerine yapılan aramada yakalanan 13 kilo 250 gram esrarla ilgili 4 sanığın Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına başlandı. Edirne adliyesinde 18 Temmuz günü saat 18.30’de başlayan ve 3.5 saat süren yargılamada zanlılar savunmalarını yaptı.

Bulgaristan’dan kendisine mesaj ile gönderilen adresten teslim aldığı uyuşturucu ile önce Yunanistan ardından Pazarkule Gümrük Kapısı’ndan giriş yaptığı sırada şüphe üzerine yapılan aramada yakalanan kamyonet sürücüsü B.E. mahkemedeki savunmasında, uzun yılar TIR şoförlüğü yaptığını işsiz kalınca olaydan 9-10 ay önce S.A. ele tanıştığını anlatarak, “Daha sonra sanıklardan A.U. ile tanıştım. İstanbul’da lokantada birlikte oturduk yemek yedik. Bana Edirne emniyetinde tanıdıkları olduğunu yurtdışından kaçak mal getireceklerini söylediler. Deneme amaçlı yurtdışına birkaç defa gidip geldim. 26 Ekim tarihinde Bulgaristan’dan aldığım uyuşturucu ile Türkiye’ye geldim. Edirne’de S.A. buluştuk, Bulgaristan’dan bana verilen 7 bin Euro’yu kendisine verdim ve birlikte bir lokantaya gittik. Beni dışarıda bırakarak içeri girdi ve bir süre sonra birisiyle geldi. Yanındaki kişiyi bana ‘Bak bu Z. Müdür elini öp’ dedi. Ben elini öpmek istedim ancak izin vermedi. Beni verdiğim dövizin 2 bin eurosunu Z. Müdüre verdi. Daha sonra eğlenmeye gittik. O gece Edirne’de kaldık ve ertesi gün İstanbul’a gittik. Daha sonra 19 Kasım günü ikinci uyuşturucu getirdiğimde yakalandım. Bana S.A. bana hiçbir şey olmayacağı yönünde güvence verdiği, arkamızda Z. Müdür var dediği için bu işe girdim. Hatta yakalandığımda avukat olarak Z. Müdür’ün tavsiye ettiği avukatı gönderdi. Pişmanım” dedi.

Sanık S.A. ise mahkemedeki savunmasında, apartmanda komşusu A.U. ile konuşurken 1988 yılından beri tanıdığı Z.A.’ın Edirne’ye Emniyet Müdür Yardımcısı olarak tayininin çıktığını ve kendisinin yardımıyla ne iş yapabileceğini konuştuklarını söyledi. Komşusu A.U.’dan tanıdıkları aracılığı ile araştırma yapmasını istediğini anlatan S.A., yurtdışından kaçak yedek parça, elektronik sigara, puro getirip getirmeyeceklerini konuştuklarını ifade ederek,”Önceden TIR şoförlüğü yapan B.E. ile tanıştık. Komşum A.U. bizi uyuşturucu kullanan ve satan S.A. ile tanıştırdı. O’na da durumu anlattık. İkna olması için hep birlikte Edirne’ye gelerek Avcılar Lokalinde Z. Müdür ile buluşarak yemek yedik. Masada malı nasıl geçireceğimizi konuştuk. Hatta Z. Müdür bize bu işler için sperinter minibüs tipi araç tavsiye etti. Bu tür araçlar yolcu bölümünden geçiyormuş. Deneme amaçlı B.E. Bulgaristan’a gidip geldi. İlk parti malı geldiği 26 Kasım gecesi B.E. ile Edirne’de buluştuk ve bana Bulgaristan’dan mal ile birlikte verilen 7 bin Euro’yu teslim etti. Z. Müdürü aradım ve lokantada olduğunu söyleyince yanına gittik. Lokantanın dışına çıktığında B.E.’nin getirdiği paralardan 2 bin Euro’sunu kendisine verdim. Sonra eğlenmeye gittik. Mal getirdiğimizden müdür beyin haberi vardı ve aracın analiz programına baktırıp düşüp düşmeyeceğini söyledi. B.E. yakalanan malı almak için Bulgaristan’a gittiğinde S.A. tarafından bana gönderilen teslimat adresi konumunu kendisine anlattım. Türkiye’ye geldiği sırada Alman hattı üzerinden kendisini aradım ancak telefonu açmadı. Yakalanmış olabileceğinden şüphelendim. Bunun üzerine Z. Müdürü aradım takipli bir araç olduğunu bana söyledi. Yakalanan B.A. için avukat bulma konusunda yardımcı oldu.  Daha sonra A.U. ile Edirne’ye geldik ve kendisiyle konuştuk ve bize emniyetten kamera kayıtlarının istendiğini söyledi. Pişmanım. “şeklinde kendisini savundu.

Sanıklardan A.U. ise, pandemi sürecinde işlerinin bozulması nedeniyle maddi sorunlar yaşadığını, apartman komşusu S.A. bu durumu bildiğini ve Edirne’ye tanıdığı birisinin Emniyet Müdür Yardımcısı olarak atandığını söylediğini anlatarak, “Bana Edirne’de ne iş yapabiliriz diye sordu. Ben eskiden Eminönü’nde telefon işi yapıyordum. İstanbul’da beni Z. Müdür ile tanıştırdı ve yemek yedik. Araştırmada önce elektronik sigara, puro, yedek parça getirebilir miyiz diye konuştuk. Daha sonra ben uyuşturucu kullandığını bildiğim S.A. ile irtibat kurdum. Bir araya geldik. Olaydan 7-8 ay önce Z. Müdür ile İstanbul’da buluşup tanıştık. S. bana kendisinin bize yardımcı olacağını söyledi. Daha sonra Edirne’de Avcılar Lokalinde de yemek yedik. Masa da yurtdışından nasıl mal getirileceği konuşuldu. Z. Müdür sıkıntı yok iki araç temin edin dedi. Daha sonra mal yakalanınca ben arada olduğum için beni tehdit ya muhbiri öğren veya malın parasını ver diye tehdit ettiler. Bu nedenle ben B.E. oğluyla konuştum. İddia edildiği gibi ben araca zula yaptırmadım.  Pişmanım. “diye kendisini savundu.

Pazarkule’de yakalanan uyuşturucuyla ilgili yargılanan Edirne Emniyet Müdür Yardımcısı Z.A. ise, sanıklardan S.A.’nun babası ve kendisiyle uzun yıllardan beri tanıştığını, oğlunun şirketi aracılığıyla araç alım satımı konusunda ticari ilişkilerinin olduğunu söyledi. Uyuşturucu yakalanan aracı S.A.’nun satın almak istediğini, ancak satıcının güvenmediği için kendisinin satın alarak B.E. sattığını, hala alacağının olduğunu anlattığı mahkemedeki savunmasında, “İstanbul’dan tanımam nedeniyle S.A. araç alım satımıyla ilgili sık sık Edirne’ye gelir ve benimle de görüşürdü. Ayrıca oğlumun şirketiyle ticari alış verişimiz var. Ödeme günlerinde benden para ister, ben gönderirim daha sonra geri gönderir. Olay günü S. beni arayarak avukat tanıdığım olup olmadığını sordu. Bende bürokrasiden tanıdığım birisinin eşinin telefonunu verdim. Sanıkların söylediği Avcılar Kulübü’nde ben İstanbul’dan gelen meslektaşlarımla yemek yiyordum. S. İstanbul’dan gelmiş yan masada 3 kişi oturuyorlardı. Misafirlerimden izin isteyerek 15-20 dakika nezaketen yanlarına gittim.  Birisini bana apartman komşum diye tanıttı, diğerini hatırlamıyorum. Yine bir gece iş insanı ve eczacı arkadaş ile yemekteyken beni S.A. aradı. Lokantanın yanına gelince dışarı çıktım ve araç satışı nedeniyle bana olan borcundan düşmek üzere 2 bin Euro verdi. Borcundan bu parayı düştüm ve hatta bu olaydan sonra da kalan borcunu ödemeye devam etti. Olay günü yurtdışından uyuşturucu geleceği yönünde ihbar gelmişti. Görevli ekiplerimiz Pazarkule’ye gitti. Ancak gümrükçüler önceden yakaladı. Benim gümrükçüleri araçları aramadan geçirme konusunda bir tasarrufta bulunmam mümkün değil. Eğer, benim diğer sanıklarla işbirliği içinde hareket etmiş olsam, ihbar geldikten sonra aracı getirmemelerini söylerim. Suçtan kurtulmak ve etkin pişmanlıktan yararlanmak için ifade veriyorlar. Sanıklardan tanıdığım S.A. ile sadece araç alım satımıyla ilgili işim oldu. Ben ne yakalanan aracın plakasını bilmiyorum. Bana sadece ihbar olduğu söylendi. Plakasını da öğrenmeye de çalışmadım, istesem öğrenirdim. “diye savunma yaptı.

Tanıkların dinlenmesinden sonra mahkeme heyeti, ifadelerde geçen S.A. hakkında yürütülen soruşturmanın akıbetinin öğrenilmesi, savcının esas hakkındaki mütalaayı hazırlaması, avukatların savunması için yargılamayı ileri bir tarihe ertelerken, üç sanığın tutukluluk halinin ve Z.A.’nın ev hapsi kararının devamına karar verdi.

Sanıklar hakkında hazırlanan iddianameyle, Edirne Emniyet Müdür Yardımcısı Z.A., uyuşturucu yakalanan kamyonetin sürücüsü B.E., kaçakçılığı organize ettiği ileri sürülen S.A. ile A.U. hakkında uyuşturucu veya uyarıcı madde ithal etmek suçlamasıyla 30 yıldan 45 yıla kadar hapis cezası isteniyor. İddianamede ayrıca sanıklar hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin de uygulanması talep edildi.