DİSK Trakya Bölge Temsilcisi Salim Şen, Bartın’ın Amasra ilçesinde maden ocağında yaşanan patlama sonucunda 41 maden işçisini kaybetmenin acısını yüreklerinde yaşadıklarını belirterek, “Çalışırken ölmek işçilerin kaderi değildir” dedi.
DİSK Trakya Bölge Temsilcisi Salim Şen, Bartın’ın Amasra ilçesinde bulunan Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesi’nde geçtiğimiz hafta Cuma günü gerçekleşen patlama sonucu hayatını kaybeden 41 işçinin acısını yüreklerinde hissettiklerini belirterek, Yaşamını yitiren 41 kardeşimizin ailelerinin, arkadaşlarının, sevdiklerinin acısını paylaşıyor, yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyoruz” dedi.
Üzgün ve öfkeli olduklarını dile getiren Şen, “Madenler bir kez daha hepimizi yasa boğan bir katliama sahne oldu. İşçi kardeşlerimizi yitirdiğimiz için üzgünüz, önlemler alınmadığı için öfkeliyiz” dedi.
Soma, Ermenek, Kilimli, Elbistan, Küre, Şırnak, Karaman, Mustafakemalpaşa, Şarvan, Kozlu, Bursa derken son 20 yılda yüzlerce maden işçisini toprağa verildiğine dikkat çeken Şen, “Madenlerden gelen her acı haberin ardından “Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” dendi. Her katliamın ardından “Gerekli önlemler alınacak” sözlerini duyduk. Ancak önlemler alınmadı ve işçiler ölmeye devam etti. İşçiler öldü ancak hesap veren çıkmadı. Tarihin en büyük iş cinayeti olan Soma’da bile tek tutuklu kalmadı. Karar öncesi mahkeme heyeti değiştirilerek işveren ağır cezalar almaktan kurtarıldı. 301 işçinin canının sorumlusu olarak kimse hesap vermedi. Tek bir idareci bile görevden alınmadı, tek bir sorumlu bile istifa etmedi. 2013’te Zonguldak/Kozlu’da 8 işçinin ölümünden sorumlu bulunan kişi, Türkiye Taş Kömürü Kurumu Genel Müdürü olarak atandı. Gerekli önlemler alınmadığı için, sorumlulardan hesap sorulmadığı için, hatta sorumlular ödüllendirildiği için işçiler ölmeye devam ediyor” dedi.
Konfederasyonlarının ölümleri önleme yollarını yıllardır anlattığını ve raporlar hazırlayıp ilgili bakanlıklara ilettiğini anlatan Şen, şunları söyledi;
“Soruyoruz: Neden bu çözüm önerileri hayata geçirilmiyor? Neden aklın ve bilimin emrettiği önlemler alınmıyor? Önlem alınmıyor çünkü işçilerin hayatını koruyacak önlemlere maliyet gözüyle bakıyorlar. Önlemler alınmıyor çünkü kâr oranları azalsın istemiyorlar. Önlemler alınmıyor çünkü işçilerin üretimde söz ve karar hakkının olmasından korkuyorlar. Önlemler alınmıyor çünkü daha az işçiye daha çok iş yaptırmayı amaçlayan üretim zorlaması aynen devam etsin istiyorlar. Ancak bu böyle gitmez. Çalışırken ölmek işçilerin kaderi olamaz. Başta madenler olmak üzere tüm işkollarında ölümleri durdurmanın yolları bellidir. Aklın ve bilimin ışığında gerekli önlemleri almak şarttır. Yıllardır DİSK’in dile getirdiği önlemleri bir kere daha tekrarlıyoruz: Ülkemizde işçi sağlığı ve iş güvenliği sistemi çökmüştür. İşçi sağlığı ve iş güvenliği, patronların keyfine göre piyasadan seçip alacağı bir mal değildir. Bu sistemde işçi sağlığı ve iş güvenliği patronların insafına bırakılmaktadır. Bu alanı özelleştiren 6331 sayılı Yasa derhal değiştirilmeli ve kamusal bir işçi sağlığı ve iş güvenliği sistemi oluşturulmalıdır. Yıllardır bilinçli olarak zayıflatılan teftişler güçlendirilmelidir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanında sendikaların, üniversitelerin, meslek oda ve birliklerinin katılımıyla bağımsız bir kurumsal yapı oluşturulmalıdır. İşyerlerinde işçinin denetimi, en etkili denetimdir. Örgütlü işçiler işyerlerindeki olumsuzluklara hızlı ve etkili yanıtlar üretebilmelidir. Bu nedenle işçilerin sendikalı olması, sendikasını seçmesi ve grev hakkı başta olmak üzere sendikal hakları önündeki engeller kaldırılmalıdır. Ölümleri önlemenin bir yolu da hesap sormaktan geçer. İşçi ölümlerinde sorumluluğu olanlar hesap vermediğinde, bugünkü gibi elini kolunu sallayarak dolaştığında, ihale ve terfi almaya devam ettiğinde cinayetler teşvik edilmiş olur. Bizler buradan ilan ederiz ki; Bartın’daki katliamın takipçisi olacak, sorumluların hesap vermesi için seferber olacağız. İnsan onuruna yakışır bir çalışma yaşamı için bütün gücümüzle çaba sarf edeceğiz. Arkadaşlar; karşımızdaki tehdidi bilelim: Daha fazla kâr elde etmek için daha fazla kan dökmekten zerre pişmanlık duymayan bir düzen ile karşı karşıyayız. Bu düzen ekmeğimize, aşımıza, haklarımıza olduğu kadar yaşamlarımıza da bir tehdittir. Ölümüne çalışmaya karşı tek çare işçilerin birliğidir. Çare mücadeledir, dayanışmadır. Çalışırken ölmek istemiyoruz!” ifadelerini kullandı.
GÜNCEL
08 Ekim 2024GÜNCEL
08 Ekim 2024GÜNCEL
08 Ekim 2024GÜNCEL
08 Ekim 2024TRAKYA BÖLGESİ
08 Ekim 2024TRAKYA BÖLGESİ
08 Ekim 2024GÜNCEL
08 Ekim 2024