DOLAR 32,4504 -0.15%
EURO 34,8290 -0.66%
ALTIN 2.441,260,23
BIST 9.915,622,05%
BITCOIN 2056922-0,65%
Edirne
20°

PARÇALI AZ BULUTLU

04:27

İMSAK'A KALAN SÜRE

“Sözleşmenin feshi edişe verici”

“Sözleşmenin feshi edişe verici”

ABONE OL
24 Mart 2021 10:44
“Sözleşmenin feshi edişe verici”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Edirne Roman Eğitim Gönüllüleri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Gamze Kesermiş, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesiyle ilgili olarak, “Cumhurbaşkanlığı tarafından fesih kararı Kadın ve çocuklara yönelik yasal hakkın gaspıdır. Karar endişe verici olduğu kadar siyasi kaygıları da beraberinde getirmiştir” dedi.

Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına yönelik Kadın Sivil Toplum Kuruluşlarının tepkileri sürüyor. Edirne Roman Eğitim Gönüllüleri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Gamze Kesermiş de konuyla ilgili bir basın toplantısı düzenledi.

Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi Sözleşmesi ya da bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi’nin, Türkiye’nin de içinde yer aldığı uluslararası insan hakları sözleşmesi olduğunu belirten Kesermiş, “Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen sözleşme hukuki anlamda ilgili tarafları bağlamaktadır. Sözleşme toplumsal cinsiyet, cinsiyet dengesizliği ve güç ilişkilerindeki mevcut duruma dayalı şiddet mağdurlarından ‘kadına’ ayrıca dikkat çekmekle beraber çocukların korunmasını da içermektedir. 20 Mart 2021 tarihinde uluslararası İstanbul sözleşmesinin Cumhurbaşkanlığı tarafından fesih kararı Kadın ve çocuklara yönelik yasal hakkın gaspıdır” dedi.

“KARAR ENDİŞE VERİCİ”

Kararın endişe verici olduğu kadar siyasi kaygıları da beraberinde getirdiğini belirten Kesermiş, “İstanbul sözleşmesi, ‘namus’ kavramına atıfta bulunarak ‘taraflar kültür, töre, din, gelenek veya sözde ‘namus’ gibi kavramların herhangi bir şiddet eylemine gerekçe sayılmama koşulu getirmiştir. Yürürlükteki mevcut yasanın olması ile birlikte, yeteri kadar uygulanamaması sonucunda yüzlerce kadın namus kavramı üzerinden büyük bir şiddete uğramakta, yakınlarının gözü önünde dahi katledilmiş kadınlarımız bulunmaktadır. İnsan hakları ve eşitlik kavramına uymayan, kadını yok sayan anlayışlara bakıldığında; ölen kocasının yerine kardeşiyle evlendirilme geleneği mi, tercihine göre değil başlık parasına göre evlendirilme geleneği mi? Karşılıklı kardeşlerin evlendirilmesini sağlayan ‘Berdel’ geleneği mi? “Karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik bırakmayacaksın.” geleneği mi? Namus cinayeti geleneği mi? gibi örnekleri çoğaltmak mümkündür?” dedi.

“FESİH KARARINDAN VAZGEÇİLMELİDİR”

Kesermiş, “Tüm bu anlayışların tamamı; kadını ikinci sınıf düzeyde tutmak, insan hakları, temel haklardan yoksun bırakmaktır. Fesih kararı, kadının toplumdaki statüsünü koruma ve kadına yönelik her türlü şiddetle mücadeleyi ortadan kaldırmak, kadının statüsünü yok saymak, 8 Nisan Dünya Çalışan Kadınlar Gününü anlamsız ve değersiz kılmaya yönelik çabalardır. Kadına yönelik şiddet eylemlerinde artışın gözlemlendiği bir günlerde, yeni kadın cinayetlerine, çocuk istismarlarının genişlemesi ve ‘namus’ kavramı altında yeni kadın cinayetlerine davetiye çıkaracaktır. Feshi kararı, kadının toplumdaki statüsünü koruma ve kadına yönelik her türlü şiddetle mücadele edilmesinin önü kapanmıştır. 14 Mart 2012 tarihinde onaylanan ve yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi, 20 Mart 2021 tarihinde Cumhurbaşkanlığınca tek taraflı fesih kararı; belirli kesimlerin talebinin giderilmesine yönelik alınmış siyasi bir karar olduğu anlaşılmaktadır. Uluslararası bir sözleşmenin meclis kararı olmadan yok sayılması hukuki tartışmalarının yanında siyasi iktidara yönelik güveni sarsmaktadır. Türkiye güven bunalımından süratle kurtulmak zorundadır. Toplumsal kutuplaşmayı daha da derinleştiren İstanbul Sözleşmesinin fesih kararından dönülmesi, toplumsal huzura fayda sağlayacaktır. Kadınlarımız aile içi şiddete maruz kalmamalı, yakınlarının gözleri önünde katledilmemelidir. Çocuk istismarlarının önünün açılmaması gerekir. Kamu vicdanı derin yaralar almadan fesih kararından vazgeçilmelidir.”

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.