DOLAR 35,5594 0.16%
EURO 36,5618 -0.36%
ALTIN 3.080,73-0,39
BIST 9.977,941,13%
BITCOIN 36767111.10454%
Edirne

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

Tarihi konaklardan biri daha hayat buluyor

Tarihi konaklardan biri daha hayat buluyor

Edirne Valiliği tarafından başlatılan tarihi konakların restorasyon projesi kapsamında, projeye dahil olan Edirne'nin tanınan tava ciğer işletmecisi Aydın Doğan, 25 yıllığına kendisine tahsis edilen tarihi konağın restorasyonuna başladı.

ABONE OL
9 Aralık 2024 16:05
Tarihi konaklardan biri daha hayat buluyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Edirne Valiliği tarafından başlatılan tarihi konakların restorasyon projesi kapsamında, projeye dahil olan Edirne’nin tanınan tava ciğer işletmecisi Aydın Doğan, 25 yıllığına kendisine tahsis edilen tarihi konağın restorasyonuna başladı. Doğan, tarihi konağı 15 ay sonra butik otel olarak hizmete açmayı planladıkları söyledi.

Edirne’nin tanınan tava ciğer işletmecisi Aydın Doğan, restorasyonuna yaptırdığı konak hakkında basın mensuplarına açıklamada bulundu. Edirne Valiliği tarafından başlatılan tarihi konakları restorasyonuna katılan Edirne’nin ünlü tava ciğer işletmecisi Aydın Doğan, 25 yıllığına Aydın Butik Otel olarak işletme karşılığında restorasyonunu yaptırmaya başladı. Sabuni Mahallesi Sabuni Camii Sokak’ta bulunan asırlık tarihi konağın butik otel olarak hizmet vereceğini kaydeden Aydın Doğan, “15 ay sonra inşallah kapılardan içeri girdiğimizde o eski Osmanlı figürlerini, lale devrinden kalma işte tavan süslemelerini, bizim şu an kartonper dediğimiz granül süslemeleri ve ortada gördüğümüz kalem işçiliklerinin hepsini tek tek kapılardaki ahşap oymalarının hepsini göreceğiz” diye ifade etti.

“30 SENE SONRA BİZİM ADIMIZLA DÜZENLENDİĞİ BİLİNMESİ ONUR KAYNAĞI”

Tava Ciğer işletmecisi Doğan, “Bu Çevre Şehircilik Vakfı’nın bir projesi. Sayın Valimizi destekleriyle. Burada görmüş olduğunuz konak Osmanlı döneminden bugüne kadar kendini koruyarak gelmiş ama artık ayakta duracak durumda değil. Son 30 yılın Edirne’nin renkli eşraflarından Melahat Hanım. Burada görmüş olduğunuz konağımız iki konak. Biri ayrı, biri ayrı. Biri Metin Bey’in konağı, biri Melahat Hanım’ın konağı. Bunlar tabii yapısal durumlarından dolayı, maddi imkansızlıklardan dolayı terk edilmiş. Çevre Şehircilik Vakfı’na devredilmiş. Çevre Şehircilik Vakfı da bize böyle bir teklifte bulundu. Böyle bir konakla şehre katkınız olmasını ister misiniz? Böyle bir yapının içinde olmak ister misiniz? Biz de kabul ettik. Hani sanki zorla dayatılıyormuş gibi bir ibare ve bakış sergileniyor. Dayatma diye bir şey yok. Biz sadece kendimiz gönüllü olarak böyle bir yapının içinde, böyle bir yapılaşmanın içinde bizim de bir payımız tuzumuz olsun. Aydın ciğer gıda ürünleri olarak yarın bir gün burada 30 sene sonra geçerken şurada burası aydın tava ciğer tarafından tefriş edildi, düzenlendi denmesi, bizim için onur kaynağı olacağı için böyle bir düşünce içerisinde burayı sahiplenme gibi oldu. Kısmetse sizlerle paylaşacağız” dedi.

“OSMANLI DÖNEMİNE AİT İŞÇİLİK OLDUĞU İÇİN YIKARAK DEĞİL, SÖKEREK GİDİYORUZ”

Orijinaline uygun revize edip sunacaklarını dile getiren Doğan, “Yaklaşık buranın resmi süresi, Anıtlar Kurulu ve Çevre Şehircilik Vakfı’nın bize vermiş olduğu süre 18 ay gibi bir süre. Bu 18 aylık sürede biz öyle tahmin ediyoruz ki 15 ay, tabii hava koşulları da çok önemli. 15 ayın sonunda burayı halka açmayı ve görsel olarak artık herkesin görebileceği bir boyuta getirmeyi düşünüyoruz. 15. ayın sonunda büyük bir ihtimal, bir terslik olmazsa sizlerin daha net görebileceği bir yapı çıkacak, mimari çıkacak ve zaten Çevre Şehircilik’in planı, projesi olduğu için her şey aslına uygun restore edilecek. Şimdi bu bina, burada görmüş olduğunuz binanın hepsi komple yıkılacak ama tarihi bina olduğu için biz tabii parçaları sökerek gidiyoruz. Sökerek gittiğimiz için çok uzun sürüyor. Ahşap oyma işçilikleri var, tavan süsleme işçilikleri var, kalem işçilikleri var. Bunlar hep Osmanlı dönemine ait bugüne kadar gelen, o günün tarihi sanatını, kentsel, toplumsal bütün figürleri ortaya koyan bir yapı durumu var içeride. Şimdi hepsini aslına uygun tekrar restore edileceği için hepsini sökerek gidiyoruz. İçeride çok güzel kapıların mesela o dönemki ahşap oymalı kapılar var. Onların hepsini tekrar, en azından bir odamızı buradan topladığımız sağlam parçalarla revize edip, odayı orijinal haline getirip sizlere sunmaya çalışacağız. O yüzden yoksa vur kepçeyi bir gün de gidecek. Ama kepçeyle değil biz işte o parçaları toplaya toplaya, tarihi dokusunu toplaya toplaya. Tabi biz bilemiyoruz ama öyle tahmin ediyorum işte 1887-1937 yılları arasındaki işte bu Osmanlı, özellikle Ahmet Ferit zamanında lale devri dediğimiz devirde bu içerideki figürlerin çoğu yapılmış durumda. Zaten girdikçe de göreceğiz, paylaşacağız, beraber paylaşacağız” diye kaydetti.

“BODRUM KAT BİZİ ÇOK UĞRAŞTIRACAK”

Tarihi konağın en alt kısmında bulunan kiler, soğutma gibi tercih edilen bölümün zor olduğunu vurgulayan Aydın Doğan, “Konaklar zaten o dönemki kasaba ve şehirleşmelerde ekonomi düzeyi yüksek durumlarda kışlık yani konaklama gibi adı zaten oradan geliyor. Köşk ve yalılarda daha böyle deniz kenarında ya da su kenarında kurulan yapılar olarak geliyor. Konakların 9, 11, 14 odaya kadar çıkan büyüklükleri var. Bizdeki konak 2 konak olduğu için 11 odamız var bizimde. Takdir edersiniz ki o dönemdeki şartlar ve günümüzün koşulları 2 sığınağımız var altta. Sığınaklarda işte o günün şartlarında yaşayan ev sahipleri ağıl olarak kullanıyor. Soğutma olarak kullanıyor, kiler olarak kullanıyor, mutfak olarak kullanıyor. Zaten işin en zor kısmını bize zaman ayıracak kısımda kiler dediğimiz, sığınak dediğimiz bodrum kat bizi çok uğraştıracak. Çünkü ne olduğunu görmediğimiz bir durum var ortada. Hepsi örtülmüş, yıkılmış zamanla tahribata uğramış. Onları şimdi oya oya, onları eski haliyle bırakarak özellikle temeli eski haline bırakıp devam edeceğiz. İçeride o dönemin işte gene Osmanlı’ya ait hayat dedikleri yani bizim Türkçe tabiriyle avlu ve bahçe dediğimiz, bugünkü bahçe tabiriyle hayat dediğimiz bahçeleri var. 110 metrekare ortada bir bahçemiz var. Sopa dediğimiz girişler var. Bizim gene bugünün tarihinde antre dediğimiz ya da işte giriş dediğimiz kısımlar, sopalarımız var. Bu sopalar iki tarafta ayrı konak olduğu için iki konak”şeklinde ifade etti

“YÜZDE 90 AHŞAP AĞIRLIKLI OLDUĞU İÇİN RESTORAN YAPAMAYIZ”

Restoran yapılacak söylemlerine karşı binanın ahşap olacağını hatırlatan Aydın Doğan, “Biz bu projeyi çevre şehircilik tarafından onaylandığı için, onun Anıtlar Kurulu tarafından onaya gördüğü için biz bu iki konağı tek konak haline getireceğiz. Düzenini bozmadan altta işletme geçişi yapılacak, merdiven geçişi yapılacak. İki konağı tek konak olarak nasipse bizim plandaki projemizdeki hayata geçirme şeklimiz. Konaklarımız ahşap, yüzde doksan ahşap yapı olduğu için tabii ki takdir ederseniz şimdi sunumda ben olduğum için herkes acaba ciğerci aydın burayı gene bir restoran ya da bir ciğer sektörü ya da benzeri bir restoranta mı çevirecek diye soru işaretleri geliyor ama böyle bir konakta bunu yapamayız yakarız ortalığı. Çünkü ahşap yüzde doksan ağırlıklı olduğu için en ufacık bir yüksek ateşte koruma şansı çok zor olur. Biz de tabii aslında uygun restoran edeceğimiz için Osmanlı odaları gibi düşünerek 11 oda bir hizmete sokmayı düşünüyoruz burayı. Butik otel gibi düşünüyoruz. Şehrin merkezinde olduğu için, şehrin dinamik yapısını da korumak adına burada böyle bir hizmete sunma açısından böyle bir yükün altına girdik biz de. Ve inşallah 15 ay sonra sizleri daha farklı bir şekilde böyle aldığımızda before after yapacağız hep beraber göreceğiz önce ve sonra olarak. Bence çok başarılı bir çalışma olduğuna inanıyorum” dedi.

“15 AY SONUNDA OSMANLI İŞÇİLİKLERİNİ GÖRECEĞİZ”

Aslına uygun olması yönünde en uygun mimarlarla çalıştıklarını belirten Aydın Doğan “Kendi bünyemizde zaten Edirne’mizin yetiştirmiş olduğu mimarlardan şimdi reklam gibi olmasın Ezgi Hanım zaten bizim bünyemizde çalışan bir mimarımız. Ama bu restorasyon mimarlığı çok ayrı olduğu için Edirne Çevre Şehirciliğinin ve Sayın Valimizin bilmiş olduğu ve onların da kendi yaptırmış olduğu dokuların içindeki mimarlarla çalışmayı tercih ettik. Hani bir sıkıntı olmasın, aslına uygun olsun, her taraf orijinale yakın olsun. İstanbul destekli bir firmayla çalışıyoruz. Onların da bize vermiş olduğu süreç 15 ay gibi bir süreç var. 15 ay sonra inşallah kapılardan içeri girdiğimizde o eski Osmanlı figürlerini, lale devrinden kalma işte tavan süslemelerini, bizim şu an kartonper dediğimiz granül süslemeleri ve ortada gördüğümüz kalem işçiliklerinin hepsini tek tek kapılardaki ahşap oymalarının hepsini göreceğiz” diye konuştu.

Haber: Erkan Ekşi

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP
300x250r