DOLAR 38,0138 0.09%
EURO 41,7817 0.1%
ALTIN 3.697,08-0,35
BIST 9.379,83-1,10%
BITCOIN 2938923-7.22539%
Edirne

KAR YAĞIŞLI

SABAHA KALAN SÜRE

Veli-Der’den MEB’e dönem sonu karnesi

Veli-Der’den MEB’e dönem sonu karnesi

Veli-Der Edirne Şube Yöneticisi Derya Aldemir, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) 2024-2025 Eğitim-Öğretim Yılı 1. Dönem raporunu açıkladı.

ABONE OL
31 Ocak 2025 17:07
Veli-Der’den MEB’e dönem sonu karnesi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Veli-Der Edirne Şube Yöneticisi Derya Aldemir, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) 2024-2025 Eğitim-Öğretim Yılı 1. Dönem raporunu açıkladı. Veli-Der tarafından hazırlanan karnede bakanlık Eğitimde Özelleştirme Uygulamaları ve Okullarda Tarikat/Cemaat İşbirliği isimli iki ders haricinde tüm karnede başarısız oldu. Çocukların geleceğine umut olmak için çağrıda bulunan Derya Aldemir, “Tüm velileri, laik, kamusal eğitim hakkına sahip çıkan herkesi çocuklarımız için sürdürdüğümüz eğitim hakkı mücadelemizi güçlendirmeye çağırıyoruz ifadelerine yer verdi.

“OKUL TERKİNİ ÖNLEMEDE ACİL KAMUSAL ÖNLEMLER GEREK”

Edirne Veli-Der Şube yöneticisi Derya Aldemir “Çocuklarımızın laik, kamusal, bilimsel eğitim hakkı ve eğitim emekçilerinin haklarına ilişkin ülkemiz tarihinin en büyük tahribatı yaşanıyor. Genel seçim sonrası eğitim alanına ilişkin kesintisiz yeni bir adım atılıyor. Atılan her adımda kaybeden eşit, parasız, nitelikli, kamusal, bilimsel eğitim, kaybeden çocuklarımız ve geleceğimiz oluyor. 2023-2024 eğitim-öğretim yılında örgün eğitim dışına çıkan öğrenci sayısı mesleki eğitim merkezleri ve açık öğretim ile birlikte 1 milyon 578 bin 941’e ulaştı. Okul dışına çıkışın temel nedeni ise artan yoksulluk. Eğitim dışındaki öğrenci sayısı son 3 yılın en yüksek seviyesine çıktı. Saha araştırmaları çocukların okul dışına çıkmasının temel nedenleri olarak ekonomik krizi, çocuk yaşta işçiliğin, çocuk yaşta evliliklerin yaygınlaşmasını, kamusal eğitim yokluğundan ve protokollerden kaynaklı çocukların tarikat gibi köktenci yapılara mecbur bırakılması, sosyal devletin sorumluluğu olan ancak karşılanmayan hizmetlerin (çocuk, yaşlı, engelli bakım merkezleri…) çocuklar eliyle gerçekleştirildiğini gösteriyor. Okul terkini önlemede acil kamusal önlemler gerekiyor. Yoksulluk sınırı altında geliri olan tüm ebeveynlerin çocuklarına her ay düzenli maddi eğitim desteği sağlanmalıdır. Ücretsiz okul yemeği, ücretsiz temiz içme suyu yaşama geçirilmeli, okula ulaşım tüm çocuklar için ücretsiz sağlanmalıdır” dedi.

“İKİLİ EĞİTİME SON VERİLMESİ TAM GÜN EĞİTİME GEÇİLMESİDİR”

Tam gün eğitim konusuna değinen Aldemir, “Son 23 yılda MEB tarafından sıklıkla dillendirilen ikili eğitime mutlaka son verileceği sözü idi. Dünya genelinde nitelikli eğitim hakkı açısından temel politika ikili eğitime son verilmesi, tam gün eğitime geçilmesi yönündedir. Tam gün eğitimde akademik başarının yükseldiği bilimsel bir gerçekliktir. Çocukların eşit ve nitelikli eğitim hakkı açısından yeterli okul inşası planlanmalı, hayata geçirilmeli, tercih edilmeyen okul türleri akademik eğitim veren okullara dönüştürülmelidir” dedi.

“EĞİTİME YETERLİ BÜTÇE AYRILMADI”

Aldemir, “Bütçe eşit, parasız, bilimsel, nitelikli eğitim hakkı açısından temel önemdedir. Açıklanan MEB 2025 bütçesinin yüzde 80,1’i eğitim emekçilerine yönelik harcamaları karşılıyor. Yüzde 9.7’si sermaye giderleri, yüzde 0,03’ü sermaye transferleri, yüzde 8’i mal ve hizmet giderleri, yüzde 2,2’si ise cari transferlere ayrılıyor. BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne göre nitelikli eğitim hedefi için eğitime ayrılan kamu kaynakları kamu harcamalarının yüzde 15-20’si oranında olmalıdır. Ancak 2025’te bu oran ülkemizde 9,9’dur. Eğitime yeterli bütçe ayrılmamıştır ve son derece yetersiz olan MEB bütçesi enflasyon karşısında hızla erimektedir” diye belirtti

“TASARRUF GEREKÇESİ İLE EĞİTİM HAKKININ İHLALİ GERİ ÇEKİLMELİ”

Tasarruf uygulamalarının eğitimden çekilmesi gerektiğini söyleyen Aldemir, “Tasarruf gerekçesi ile okullarda temizlik, güvenlik gibi kamu hizmetlerine gerekli kadrolu, güvenceli atama yapılmadı, bu hizmetler İşgücü Uyum Programı kapsamına alınarak güvencesiz, asgari ücretin altında çalıştırma olağan hale getirildi. Okullarımızda başta temizlik olmak üzere temel ihtiyaçlar karşılamıyor. Eğitim kamusal bir hak olmaktan çıkarıldı. Kamu kurumlarındaki tasarrufun eğitime ayrılan kaynaklar üzerinden yapılmaması temel ilke iken bu ilke, en temel kamusal haklar yok sayıldı. Tasarruf gerekçesi ile kamusal eğitim hakkının ihlali olan tüm uygulamalar geri çekilmelidir” diye konuştu.

“ÜCRETSİZ OKUL YEMEĞİ VE SU ACİLEN HAYATA GEÇİRİLMELİDİR”

Ücretsiz okul yemeği ve Su uygulamasının derhal hayata geçirilmesi gerektiğini ifade eden Derya Aldemir, “Ücretsiz okul yemeği; salgın, artan yoksulluk ve depremle birlikte ülkemizin en temel ve en acil gündemlerinden biri haline gelmiş durumdadır. Okul yemeğinin akademik başarıyı arttırdığı, okul terkini azalttığı, kız çocuklarının okullaşma oranını yükselttiği, çocukları psikolojik olarak desteklediği bilimsel bir gerçektir. Okul yemekleri programları ihtiyaç temelli bir gıda desteği müdahalesi değil temel yurttaşlık hakkıdır. Kamusal haktır. Okul yemeği ile birlikte temiz suya erişim de tüm çocukların kamusal hakkıdır. Su tüketimi hayati bir önem taşır. Yeterli su tüketimi vücut sıcaklığının düzenlenmesini, sindirim sistemi sağlığını, enerji düzeyini, zihinsel ve fiziksel performansı, elektrolit dengesini olumlu etkilemektedir. Sağlıklı bir bireyin günde ortalama 2 ila 2,5 litre arasında su içmesi gerekir. Sürdürülseydi MEB 2025 bütçesi en az yaklaşık 316 milyar TL daha fazla olacaktı. Bu kaynakla örgün eğitimdeki tüm çocuklara iki eğitim-öğretim yılı boyunca ücretsiz okul yemeği ve ücretsiz su sağlanabilirdi. Ücretsiz okul yemeği programı ve su tüm çocuklar için acilen hayata geçirilmelidir” diye kaydetti.

“MESEM SONLADIRILMALI VERİLEN ÜCRETLER ÇOCUKLARA BURS OLARAK VERİLMELİ”

MESEM uygulamasının son bulması gerektiğini dile getiren Aldemir, “Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) uygulaması çocukları okuldan koparmanın, çocuk işçiliğini yaygınlaştırmanın, çocuk işçiliğini gizlemenin aracı haline getirildi. Haftada bir gün okulda, 4-5 gün işletmelerde, organize sanayi bölgelerinde çalıştırılan çocukların yaşadığı gerçek; okulla bağlarının kalmadığı, haftanın 6 hatta 7 günü esnek çalışma koşullarında uzun saatler çalıştırıldıkları, çocukların çalıştırılırken yaralandığı, iş cinayetlerinde yaşamlarını kaybettiği yerler haline geldi. MESEM eliyle çocuklar işletmeler için bedava iş gücü haline getirilmektedir. MESEM sonlandırılmalı, ücret olarak verilen rakamlar çocuklara burs, maddi eğitim desteği olarak verilmeli, çocukların okullara geri dönüşü sağlanmalıdır” dedi.

“EĞİTİM HAKKININ GÜÇLENMESİ İÇİN ÇAĞRI”

Son olarak herkese çağrıda bulunan Aldemir, “Çocuklarımızın laik, kamusal eğitim hakkını kaybettiğimiz her gün çocuklarımızın umutlarını, memleketimizin geleceğini kaybediyoruz. Tüm velileri, laik, kamusal eğitim hakkına sahip çıkan herkesi çocuklarımız için sürdürdüğümüz eğitim hakkı mücadelemizi güçlendirmeye çağırıyoruz. Laik, kamusal eğitimi kazanmak; çocuklarımızın gelecek yaşantılarını değiştirme umuduna umut olma ve memleketimizin geleceğine sahip çıkma mücadelesini güçlendirmek ülkenin her yerinde bir araya gelmemiz ile mümkün olacak.”

Haber: Mehmet Güzey 

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP
300x250r