0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Ben bu yıl yani tam da Edirne yılında hayatı 66’ya bağlayanlardanım. 66’ya bağlamak deyimi, Allah’a havale etmek, işi ona bırakmak anlamına gelmekte. Sufi jargonuna göre işimiz Allah’a kaldı yani!

Umarım yeni yaşımdan sonra mücadeleci ruhumu biraz törpüler, hırslarıma yenik düşmem ve kaderi değiştirmeye çabalamaz, işlerimi 66’ya bağlarım.

Haydi, “Gönlünü bir kadehe dolduranların meclisine” girelim ve yazımda buluşarak onu doldurmaya çalışalım. “Doldur ki gönlün boşalsın” demişler…

Hiçbirimiz kolay yetişmedik. Ya da başka bir deyişle her insan kendi sistematiği içinde bina inşa edilir gibi yapılandırılır. Ötesini bilmiyorum ama eğitimi bu dünyadan ayrılana kadar da devam ediyor. Hayata gözlerimi açtığım mekân/zaman dilimine bakıyorum; henüz yarım asrı bulmamış cumhuriyetimizin eğitim neferlerinden ananemin gölgesinde büyüdüm. İşgal yıllarında geçen çocukluğunu anlatışındaki hüznü, özgürlüğe düşkünlüğümün temel taşlarını attı. Annem, babam, ağabeyim ve küçük kardeşim; adalet duygusu, sosyal yaşam ve dürüstlük tuğlaları ile şekillendim. Behemehâl yüzünü görmeme gerek yoktu Atatürk’ümüzün ilkeleri yol göstericin dediler ve her fırsatta sevgilerini gösterdiler. Badana harcı sağlamdı sevgili eşim sayesinde, rengârenk boyandım çocuklarımın nefesiyle. Aslında buradan Anayasamızın 66. maddesine bağlanacağım yani “Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.” Benimse özüm sözüm Türk’tür!

Rabbime şükürler olsun, yaşamıma sağladığı nasiplerle müyesser eyledi. Şansıma bahçemde güller de vardı dikenini geç fark ettim, çoğunluğu mis kokulu habitatım, dostlarıma teşekkürler ederim.

Doğduğum aileyi, ülkeyi ve zamanı seçme şansım olsa ancak bu kadar isabetli olurdu. O yüzden inandığım gibi yaşıyor ve düşündüğümü özgürce ifade edebiliyorum. Dilim ulus dili felsefem Dünya vatandaşlığı vicdani kanaatlere sahibim. Bu ülke bana vaat edilmedi, atalarımdan miras kaldı, bu devletin anayasasına güvenmem, yasalarının varlık ve meşruiyet temellerine karşı bu kadar duyarlı oluşum bundan. Umarım değerini bilmiş, değer katmışımdır miraslarına..

66’ya bağlamak eski bir kâğıt oyunundan gelir diyen de var. Son zamanlarda oyun arkadaşı bulamasam da oyunu bilirim. Burada amaç bir an önce 66 sayısına ulaşmaktır. Bu yaşa kadar çoğu hedefimi gerçekleştirdiğimi göz önüne alırsam 66’ya bağlamanın olumlu yanını yaşamış oluyorum.

“Hayatta, 66 sayısı bolluğu, yaratıcılığı ve iyimserliği temsil eder.” “66 numaralı melek, cevaplanan bir duanın mesajıdır.” “Ayrıca, 66 melek sayısı, koruyucu meleklerin şu anda zihninizde ve hepsinden önemlisi kalbinizde ne olduğunu anladığı anlamına gelir.” Özetle 66 inanç ve umut ile eş anlamlıymış. Öyleyse gelecek günlerin umutlarımı gerçekleştirmeye vesile olacağına inanabilirim ama işin gereğini yaptıktan sonra gerisini Allah’a havale etmek gerektiğinden ancak kendime bir yol haritası belirlersem melekler bana yardım eder. Bunun için de; YouTube programında çocukların sorularını cevaplayan ünlü tarih profesörü İlber Ortaylı hocamızın sözlerini can kulağıyla dinleyip ileri yaşa gelmeden(!) hayat felsefemi yapayım. Yani: “Tadını çıkarayım yaptığımın. Küçük şeylerle mutlu olmaya devam edeyim. Bir bardak suyu rahat içebilmenin bile çok önemli bir şey olduğunu unutmayayım. En mühim şeyin kan bağım ailem, can bağım iyi dostlarım olmasının çok büyük şans olduğunun farkına varayım. Fedakârlığımı anlatamıyorsam yanlış yerde veya kişilerleyim, silgimi yanımda bulundurayım.”

Bu yaşa kadar emek verenlerime minnet ve şükranlarımla teşekkür ederek, emek verdiklerime hakkımı helal ederek Ataol Behramoğlu’nun sevdiğim dizeleriyle yazımı da 66’ya bağlayayım.

“Ülkem beni ağlatacak kadar güzel

Bu doğa ve tarih kardeşliği.

Yeter ki bozmasın sevgisiz bir el

Bu eşsiz güzelliği.”

Çevremizin yüzünde hep gülücükler bulalım, sağlık afiyetle dolalım.

Beni sorarsanız 66 oldum, boş verin rakamları iyi ki doğdum!