Tarhana Mevsimi

Yılda dört mevsim vardır di mi, hayır bir de tarhana mevsimi var, o da şimdi… Evler mis gibi kokusuyla dolar, annelerin yüzünde hazırlamış olduğu lezzetin huzuru ve gururu, babalarda bereketin hazzı…

Annem de her yıl olduğu gibi bu yıl da sevgiyle tarhanasını yoğurdu. 9 günlük süreç başladı. Üç gün ekşiyecek üç gün tatlanacak ve üç gün de acılanacak sonra kurutmak üzere sereceğiz. Teknolojiyi yakaladığı için rondodan geçirecek, kevgirden eleyip tekrar kurutacak ve paketlenerek “afiyetle içilsin” dilekleriyle evlatlara dağıtılacak.

Ne çok emek değil mi, belki de bu kadar el oyalamasından “hazır çorbaların atası” unvanını almış. Geleneksel kış hazırlıklarının hepsi emek gerektiriyor ama hem besin değeri hem de elinin lezzetini kattığından mıdır nedir “anne tarhanası” çok güzel oluyor. Üfleye püfleye o ilk kaşığı ağzımıza atıp “eline sağlık” dediğimizde mutluluktan yorgunluğunu hatırlamıyor bile.

Şu anda Enez sahilindeyim ve tarhana kokmayan ev yok diyebilirim. Her gün bir evde imece usulü toplanıldı. Boyalı saçlara yemeniler bağlandı, ojesi çıkarılan tırnaklar biber domates kırmızısıyla boyandı. Kuş cıvıltıları gibi sohbetler arasında toplanılan evin tarhanası hazırlandı. Kesme makarna için de aynı işbirliği kurulsa da tarhananınki bir başka.

Her yörenin farklı özellikleriyle lezzetine lezzet katılan tarhanası var ama çocukluktan alışık olduğum damak tadım bunları es geçiyor. Edirne’min kıpkırmızı rengi ve acısıyla ünlenen tarhana çorbası yazarken bile ağzımı sulandırıyor, canım çekiyor.

Cumhuriyet gazetesinde Vecdi Seviğ, bir araştırmadan bahsettiği yazısında tarhana için “evcimen çorba” demiş ve lokantaların menüsünde pek yer almayıp evlerimizin çorbası olmayı sürdürdüğünü yazmış.

Teknoloji demişken evlerde yapılanı makbul olsa da son zamanlarda gıda sektörü de konuya el attı ve artık hazır çorba seçeneklerinde yöre adıyla tarhana paketlerini raflarda bulabiliyoruz. İçerken aynı “annemin-ananemin lezzetinde” diyemesek de alıcısı mutlaka vardır.

Tiryakisi çoktur ama ziyafet sofrası menülerine de girmez alçak gönüllü tarhanamız. Annemiz gibi burnumuzda tüter, içimiyle içimiz ısınır da bir analı kızlı çorbası gibi havalı değildir. Aşların temeli tarhananın tokluğu kısa sürelidir ya, ondan mı acaba? Tarhananın tokluğu dolaşınca……. derler. Ha çocuklara ilk öğrettiğimiz tekerlemelerdendir:

Tarhana tartar

Boğazımı yırtar

Baklava kardeş

Gel beni kurtar

Arkadan baklava gelir mi bilmem ama her tarhana imalatını bitiren komşuma söylediğim gibi bereketli olsun, afiyetle içilsin, sağlıklı günler görelim ki tadına varılsın…