DOLAR 32,4504 -0.15%
EURO 34,8290 -0.66%
ALTIN 2.441,260,23
BIST 9.915,622,05%
BITCOIN 2072812-1,20%
Edirne
20°

PARÇALI BULUTLU

04:27

İMSAK'A KALAN SÜRE

HERBARYUMLAR

ABONE OL
11 Şubat 2022 11:04
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Trakya’nın anıt ağaçları desem akla gelen ilk isim Güler Dalgıç hocamız olur. Onun sayesinde Edirne Sümbülü (Belvalia Edirnensis) de Dünya literatürüne girdi ve ne güzel bir şanstır ki o benim sevgili komşum… Bir araya geldiğimizde hal hatır sormadan sonra sohbetimizin konusu doğaya nasıl katkıda bulunuruz gibi akademik bilgiler oluyor. Edirne’nin anıt ağaçları, egzotik bitkileri, çalıları ve yeşil alanları üzerine yaptığı araştırmalar bilim dünyasının takdirini toplamış ve ne mutlu bana ki bunları birinci ağızdan dinliyorum.

Edirne ara tatilim de bu nedenle değerlendi, çok kıymetli son kitabı HERBARYUM Tekniklerine Giriş’i edindim. Almanızı tavsiye ederim; kitapçılarda bulabileceğiniz gibi internetten getirtebileceğiniz kitap sayesinde bitkilerin toplama-kurutma-saklama metotlarını öğrenebileceksiniz. Türkiye’nin florası(bitki türleri) olağanüstü zengin bitki çeşitliliğine sahip; kültür ve tıbbi bitki türlerimiz aynı zamanda tarımın gelecekteki sürdürülebilirliği için önemli genetik kaynaklar sunmaktadır diye övünüyoruz ama geleceği düşünüyor muyuz? İşte burada herbaryumlar devreye giriyor. Vikipedi;  “herbaryum, kurutulmuş bitki örneklerinin belli bir sistemle düzenlenerek saklandığı yerdir” diyor. Mevsime bağlı kalmadan bitkileri görme ve inceleme imkânı sunuyor. Bitkilerin yetişme yerleri hakkında bilgi sahibi oluyorsunuz. Türlerinin morfolojik özelliklerini ve gösterdikleri varyasyonları belirleyebiliyorsunuz. Bölgenizin bitki türlerini tanıyorsunuz. Herbaryumlar hayati önem taşıyan biyoloji, tıp, eczacılık ve diğer birçok konu ile ilgili çalışmalarda da önemli bir danışma merkezi niteliğindedir. Her bitkinin herbaryum örneği yapılabildiğini göz önüne alırsak, bence en önemli işlevi bitki koleksiyonumuzu eksiksiz tanıtım için saklayabilmemiz.

Gelecek nesillere aktarmak bilincinin artık yerleştiğini, insanoğlunun mirasyedi olmaktan çıktığı iyimserliği ile düşünmek istiyorum. En sevindiğim öğretmenler günü hediyem eski mezunlarımın benim için Tema Vakfı’na bağışları ve Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesinden adıma ağaç edinilmesi olmuştu. Demek öğrencilerime doğa sevgisinin koparmak değil yerinde bakmak olduğunu aşılayabilmişim.

Yrd.Doç.Dr. Güler Dalgıç hocam en büyük destekçisinin sevgili eşi TÜ emekli öğretim üyesi Adem Dalgıç olduğunu her fırsatta dile getirir ama kitabın diğer yazarı deyim yerindeyse boynuzun kulağı geçtiğini ispatlamış, çok gururlanıyoruz kendisiyle. Doç.Dr. Özlem Aksoy (Dalgıç) kızımızın naif gönlünü güzel yüzünü küçücükten bilirim, başarılarıyla yolu açık olsun, belli ki dünyamıza güzel katkılarda bulunacak.

 

Her yazımda olduğu gibi son paragrafta bir dileğim var. Yalnızca üniversitelerin görevi gibi görülmemeli herbaryumlar. Her yöre, tarihi gibi doğasının da takipçisi koruyucusu olmalı. Yerel yönetimler proje planlarına almalı. Hepimizin arzusu tertemiz sular yemyeşil kırlar rengârenk çiçekler hayal olarak kalmamalı. Bilinçli kullanmak tahrip etmekten sakınmak zaten boynumuzun borcu. Yine de çeşitli nedenlerle tükenmesinin önüne geçemeyebiliriz. Ama dünyada hiç var olmamış gibi yok olmasına izin vermeyelim, herbaryumlara gereken önemi verelim. Doğa sevdalısı Dünya dostu kişiler için başucu kitabı niteliğindeki eserlerine teşekkürler, Güler Dalgıç ve Özlem Aksoy hocalarımın emeklerine sağlık. Kendi deyişleri ile “Belki de yıllar sonra nesilleri tükenmiş bazı bitkiler, herbaryum örnekleri olarak kalacaktır.”

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.