0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Söz; “Kadın kadının kurdudur” dese de, hayat bana her zaman ve herkesin öyle olmadığını kanıtladı.

“Zevkli bir kadına rastlarsanız ZEVKİNİZ,

Bilgili bir kadına rastlarsanız BİLGİNİZ,

Zeki bir kadına rastlarsanız ZEKÂNIZ gelişir.

Hayat kat kattır.

Babil’in Asma Bahçeleri gibi teraslar halinde yükselir ve bir terastan bir terasa sizi kadınlar götürür.

Ve bugün durduğunuz teras,

Seyrettiğiniz manzara,

Gördüğünüz hayat,

Yanınızdaki kadının terası, manzarası ve hayatıdır.

HAYATINIZ SEÇTİĞİNİZ KADINDIR!…” diyordu mesaj.

İnsanın oluşumunu tam bilemiyoruz ama anneleri veya kızımızı biz seçebiliyorsak doğru tercihim nedeniyle mutluyum J Kardeşim, oğlum ve damadımın da doğru seçimleri sayesinde aile olduğum kadınlar için rabbime şükürler olsun.

“Ben Hiç Kaynana Sorunu Yaşamadım” başlıklı yazımda dile getirdiğim gibi nurlar içinde yatsın eşimin annesi de güçlü bir kadındı. Bana örnek olması için birlikte geçirdiğimiz yıllar az ama birliktelik süremiz uzun olduğundan yakından tanıma fırsatım oldu. Son yılları Hüsrev babanın bakım/gözetiminde geçse de o tarihte henüz bir yaşında olan oğlumun gereksinimleri gibi, onunkilere de severek ilgiyle destek verdim. Bir kraliçe olmasa eşim gibi bir prens yetiştiremezdi, hakkım varsa helaldir. Demem o ki erkekleri kadınlar yetiştiriyor.

Kadınlar doğaları gereği daha fazla empati yapabilir. Bunun getirisi olarak da isterlerse daha fazla canınızı acıtabilirler veya avutabilirler. Sanırım söz oradan çıkmış. Sihirli bir gözlüğüm olsun isterdim. Dost kadınları sezerek, pirincin taşını dişimi kırmadan ayıklayabilmek için. İster rakı içsin ister şerbet, kadın içtiği duygular ya da özümsediği güzel ahlakla yaşamınıza katkılar sunar. Birlikte çalıştığım kadınlar yalnızca meslektaşım değil benim de öğretmenim oldular. “Kadın kadının kurdu değil yurdudur” sözünü destekleyen dayanışma içinde geçti günlerim. Hatta bence kadın kadının onurudur. Özellikle eşimi kaybettikten sonra hayatıma giren gerek meslektaşım gerek arkadaşım, komşum olan kadınların kendimi yalnız hissettirmeyen çabalarını şuncacık satırlarla değil kitaplarla anlatsam yeridir. Geleceğin kadınlarına kılavuz olacak sohbetler, yemekler, yaşamın devam ettiğine dair anekdotlar, yaramı kanatmaya çalışan insancıklara inat merhemdiler. Gerçi bu kadınları seçmemde geçmiş tecrübelerim öncülük etti. İnsanlık yolunda buluştuk onlarla.

Ben ayrımsız bir şehir olan Edirne’de doğmuş büyümüş şanslı azınlıktanım. Hem içinde büyüdüğüm ailemde hem sonradan oluşturduğum kendi ailemde asla kimseyi ötekileştirmedik, aklımıza bile gelmezdi. Kararlarıma “erkek dayatması” değil, öğretilen insani değerler etki etti. Hep kendini kollamak, hep kontrollü olmak zorunda hissetmedim. Bırakın susmayı konuşma özgürlüğü için destekleyen karşılıklı sohbet temelli bir ailede yetiştim. Bana bu şanslı yaşamı sağlayan babam, ağabeyim, kardeşim, eşim, oğlum, dayım, amcalarım gibi; bir kadının yaşamındaki en önemli erkeklerden başlayarak akraba, mahalle, çalışma arkadaşlarıma da buradan minnet duygularımla selam olsun. Tabi öncelikle hak ve özgürlüklerimizi savaşmadan topluma kabul ettirip kanunlarla onaylatan Mustafa Kemal Atatürk’ün ruhu şad olsun.

Yaşam dediğimiz arenada cinsiyet gözetmeksizin hepimiz çetin mücadele veriyoruz. Fark edelim ki hayat, ancak birbirimizi desteklediğimizde kolaylaşıyor ve anlam kazanıyor. Her yaşta birbirimizin tecrübelerinden, pişmanlıklarından, başarılarından ilham alarak büyüyelim, güçlenelim ve gelecek nesildeki genç kadınlara yaşam maratonuna adım atarken korkmamalarını ve kendilerine güvenmeleri gerektiğini gösterelim. Kadınların maruz kaldığı -ölümleri dile bile getirmek isteniyorum-zorbalıklar, haksızlıklar, ayrımcılıklar son bulsun. 46 Yılını fiilen emekçi kadın olarak yaşayan ben, yanınızda bulunacak doğru kadınları seçmeniz dileğiyle kalan 364 günü karşı cinsimizle paylaşıyor bugünün sahibi olarak günümüzü kutluyorum J

Sağlıkla kalın, insanlık yolundan ayrılmayın…