0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Edirne içme suyu ağırlıklı olarak Süloğlu ve Kayalı barajlarından sağlanıyor.

Kilometrelerce uzaktan gelen su önce arıtma tesisine akıyor.

Tesiste kullanılabilir hale gelmesi için işlemden geçiyor.

İçilebilir demiyorum.

Çünkü raporlar ne derse desin, musluktan akan suyun ‘içilebilir’ olduğu kamuoyuna göre şüpheli,

Sonra bir şirket çıktı.

Tesisin 300 metre yanına, ‘Kurşun Madeni Kırma, Eleme ve Yıkama Tesisi’ yapmaya niyetlendi.

Burnunun dibine yani,

Tesis için, Edirne Belediye Başkanlığı’ndan ‘İşyeri Açma Ruhsatı’ alınması gerekiyor.

Ruhsat düzenlenmesi için birçok belge isteniyor.

Bunlardan sadece biri,

Çevresel Etki Değerlendirme Raporu,

Şirket ruhsat sürecinin bir ayağı olarak Edirne Çevre ve Şehircilik Müdürlüğüne ÇED Raporu için başvuruyor.

Sonra, kamuoyu tesisi tartışmaya başlıyor.

Bu şehrin bürokratları da kör ve sağır olmadığına göre,

Siyasetçisi de uyumuyor.

Görevinin dışında özel duyarlılığına tanık olduğum Edirne Çevre ve Şehircilik Müdürü Engin Öztürk bilgi kirliliğinin önüne geçmek için harekete geçiyor.

Müdürlüğün resmi web sayfasından kamuoyunu bilgilendirmek için açıklama yapılıyor.

“Kamu sağlığı ve çevre açısından böyle bir tesis için sanki izin alınmış ya da izin verilmeye yönelik bir irade varmış gibi basına yansıyan haberler gerçek dışıdır.”

Diyor ki,

Şirketin bir talebi var,

Hukuki hakkını kullandı.

Olumlu veya olumsuz bir karar ortada yok.

Müdürlüğün bu yöndeki açıklaması basında pek yer bulmuyor.

İyi de,

Edirne kamuoyu hassas,

Sivil Kuruluşlarının duyarlılığı üst seviyede,

Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan çıktı açıkladı:

“Böyle bir tesise ruhsat vermem”

Yani Başkan Gürkan, ÇED Raporu alsan da bu iş olmaz diyor.

Şehrin içme suyunun ana depolarının dibinde kurşun tesisinin ne işi var.

Bu nasıl bir vicdandır.

Yatırımcı, bu hassasiyeti biliyor.

Bilmez mi?

Rağmen kör gözüne parmak gibi getirip tesisin dibine konuşlanmak istiyor.

Ticari hırsın böylesi,

Bu tür teşebbüslerin daha başında sessiz kalırsan,

Atı alan Üsküdar’ı geçer.

Neyse ki,

Edirne kamuoyu tam zamanında tepki verdi.

İçme suyumuzun dibinde kurşun madeni tesisi,

Olacak şey değil,

AK Parti Edirne Milletvekili Fatma Aksal hamle yapıyor.

Bürokratlarla görüyüyor.

Aman ha, diyor Milletvekili Aksal,

Edirne Valisi Ekrem Canalp,

Aklının önemli bir bölümü virüs mücadelesinde,

Kırmızıdan kurtulmak için bastırıyor.

Sonuçta kurulacak tesis için, ÇED Raporu ‘gereklidir’ ya da ‘değildir’ konusunda son söz Vali Ekrem Canalp’e ait,

İsterse valiler, ‘kamu yararı’ deyip inisiyatif kullanabilir.

Peki, Vali Canalp süreci kısaltmak için sıkça başvurulan, ‘değildir’ yönünde karara imza atar mı?

Keşan, Uzunköprü ve Enez bölgesinde bu tür raporlar için ‘hatırlı’ kişilerin telkin, tavsiye ve ricalarına rağmen, ‘hayır’ dediğini bilmiyorum.

Aşağı yukarı bu konudaki tavrı belli,

Daha doğrusu bana göre net,

Yeri geldi.

O zaman kamuoyu ile paylaşayım,

Edirnelilerin büyük bir bölümü belki bilmiyordur.

Malum, Hızlı Tren Projesi tam gaz sürüyor.

Projede kullanılmak için taş malzeme gerekiyor.

Şirket Enez’in Çandır Dağında taş ocağı açmak için başvuruyor.

Dağda nesli tükenmek üzere, kendi kendine üreyen sığırlar yaşıyor.

Vali Canalp, hızlı tren projesinde kullanılacak taş için şirkete ruhsat vermiyor.

Nesli tükenen bölgeye has sığırların doğal yaşam alanı korunuyor.

Peki, hızlı tren için malzeme nereden geliyor?

Kütahya’dan trenle Edirne’ye,

Edirnelilerin hassasiyeti yükselince Edirne Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü resmi web sayfasına mesai saatinden sonra yeni bir açıklama konuldu.

Deniyor ki,

“Söz konusu projenin incelenmesi, ilgili Kamu kurumlarımızdan gelen görüşler dikkate alınarak projenin çevre ve kamu sağlığı yönünden uygun olmadığı değerlendirilmiş ve 15.03.2021 tarihinde ÇED süreci iptal edilmiştir.”

Valilik kamu yararını toplumun taleplerine göre kullandı.

Vali Canalp’ın talimatı kurum görüşleri kısa sürede tamamlandı.

Nokta.

Yoksa,

Kenan Doğulu’nun şarkısında söylediği gibi;

“Kurşun adres sormaz ki

Yaktın beni en derinden

Depremlerde yine yüreğim

Yangınlar çaresiz”